KOMİSYON KONUŞMASI

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Saygılar sunuyorum Sayın Başkan, Sayın Bakan.

Bir şeyi usulen öğrenmek istiyorum öncelikle. Siz Sayın Bakana söz verdikten sonra Komisyon Başkanımızın, Cumhuriyet Halk Partisi Komisyon Başkanının bir talebi oldu. Alt komisyona sevkiyle ilgili bir oylama yaptırtacaksınız. Bunu yaptırtacak mısınız?

BAŞKAN - Efendim, şimdi siz görüşmeleri tamamladıktan sonra Sayın Bakana söz vereceğim. Yaklaşık beş saattir bir konuşmamız var ve pek çok konuda Sayın Bakanın da yanlış bilgiler aktarıldığı yönünde iddiaları var. Bunlar tamamlandıktan sonra biz maddelere geçişi oylayacağız. Maddelerden sonra maddelere geçer geçmez ben teamülü alacağım. Genel olarak soracağım Sayın Atıcı'nın bu teklifini ve bununla ilişkili olarak iktidar milletvekilleri bu konuda eğer alt komisyon yönünde bir görüş beyan ederlerse alt komisyona maddelerini görüşmek üzere havale edeceğiz ama eğer iktidar milletvekilleri bu konuyu burada kendileri görüşmeyi arzu ederlerse, devam ederlerse, bu teamülü belirlerlerse o takdirde de bu şekilde devam edeceğiz.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Efendim, komisyon başkanımızın bu konuyla ilgili bir teklifi var. Bu teklifin oylamaya sunulması gerekiyor. Yani İç Tüzük gereği de böyle. Oylamaya sunulması gerekiyor. Bunun yazılı olarak yapılmasını talep ediyorsanız, bu önergenin, onu da biz yaparız ama Sayın Bakana söz verdikten sonra görüşmelere geçilmeden önce Sayın Başkanımızın bu önerisinin oylamaya sunulması gerekiyor. Bunun için iktidar partisine mensup vekillerin bizi onaylaması, bu kararımızı onaylaması gerekmiyor; kabul ederler ya da etmezler, bu sadece bu teklif görüşülürken söyleyebilecekleri sözler varsa söylerler, oylanır, kabul edilir ya da edilmez. Bunu daha önceden ifade etmek istememin nedeni, daha önceki komisyonlarda yaptığımız çalışmalarda bu hatalara düşüldü, gerginlikler çıktı ve çıkan gerginlikler neticesinde komisyon çalışmalarına devam edemedi. Bizim amacımız, burada gerçekten çok iyi bir görüşme ortamı var yani ben özellikle hiç katılmak istemedim. Neden? Bu konuda söz söyleyen bütün arkadaşlarımız sözlerini söylüyor, Sayın Bakan da büyük bir iyi niyetle araya giriyor, diyor ki: "Hayır o konu öyle değil, böyledir." Bu konuda tamam ama sizden ricam, Sayın Bakan konuşmasını bitirdikten sonra bunu oylamanızdır. Yani bir başka şeye ikna olmamıza neden olmadan yani bir iktidar partisinin onayına ihtiyaç duyulmadan yapılmalıdır.

Bir kelimeyle Sayın Bakana da bir şey ifade etmek istiyorum: Değerli Bakanım, Millî Eğitim Komisyonunda görev yaptım. Millî Eğitim Komisyonunda 4+4+4'le ilgili karar çıkarken Sayın Bakanıma büyük bir iyi niyetle, samimiyetle dedim ki: "Efendim, bu konuyu alt komisyonda görüşelim." Sayın Bakan da bu konunun yeteri kadar Komisyonda tartışıldığını, bu konuda bir alt komisyona ihtiyaç duyulmadığını söyledi. Ben de kendisine ifade ettim ki: Sayın Bakan, bu Komisyonda getirdiğinizi bazı maddelerde hemen söyleyeceğim şeyler var yani doğru olmadığını hemen kabul ettireceğim şeyler var. "Nedir?" dedi. Bu konuyla ilgili kendisine uyarıda bulundum. Nedir? Çıraklık yaşının 16 olmasıyla ilgili biz 14 yaşına indiriyorduk. ILO sözleşmelerinde bizim imzamız var, sayın bakanlarımızın imzası var; siz burada 14 yaşına indiriyorsunuz... "Olur mu öyle şey?" dedi. Ama efendim burada böyle yani sizin getirdiğinizde böyle, dedim. "Onu değiştirelim." dedi. Şimdi, burada tam bir iyi niyet hâkim. Burada sizin görüşünüz elbette ki budur ve siz ısrarcı olacaksınız. Bunu doğru karşılıyoruz yani bu yanlıştır demiyoruz ama sanki burada şöyle bir şey doğuyor Değerli Bakanım: Biz bu konuyla ilgili konuştukça ve bu konuyu uzattıkça sanki biz bu kararın çıkmasını bu yöntemle engelliyormuşuz gibi, genellikle muhalefete böyle bir bakış açısı var. Bu yöntemle engelliyormuşuz gibi bir kanaat oluşuyor. Oysa ki burada harcadığımız enerjiyi bir alt komisyonda ilgilileri de tarafları da dinleyerek, sendikaları da dışlamayarak onlarla görüştükten sonra bu toplantının çok daha sağlıklı ve tatmin edici bir şekilde sonuçlanacağı kanaatini taşıyorum. Sayın Bakan o gün izin vermedi. Ben de dedim ki kendisine: Efendim siz böyle yaparsanız sen sendikalarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, akademisyenlerimizin görüşlerini gerekirse on iki saat boyunca burada anlatmak durumunda kalırım dedim. Kendisi de "Buyurun, anlatın." dedi. Ben de on iki saat boyunca Komisyonda bunu anlattım.

Şimdi, buna gerek yok, böyle bir şeye gerek yok. Bunu ben istekli... Bir insan on iki saat boyunca konuşmak ister mi? On iki saat boyunca bunu gündemde niye tutalım? Çok samimiyetle arkadaşlarımız şunu ifade ediyorlar ve konuşurken de gerçekten Sayın Bakanım, sizin bu konudaki davranışınızı öne koyarak konuşuyoruz, bütün muhalefet milletvekilleri. Biz de diyoruz ki bu samimiyetin burada bir oylamayla "Bizim yeteri kadar oyumuz var. Bu konuda sizi de, bu işlerle ilgili sendikaları da dinlemeye gerek yok. Biz bu kararı burada bu oyumuzla, burada konuşun konuşabildiğiniz kadar, çıkartacağız." ısrarından vazgeçerseniz hem kamuoyunu hem tarafları hem de bizleri bu konuda daha doğru bir noktaya çekmiş olursunuz. Bu konuda anlayışınızı bekliyorum Sayın Başkandan ve sizden. Umut ediyorum ki bu süreci böyle tamamlarız.

Hepinize saygılar sunuyorum.