KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genellikle, bütçe görüşmelerinde buraya gelen bütün bakanlara konuşmama başlarken "Sayın Bakan" diye hitap etmiştim ancak size "Sayın Bakan" diye hitap etmeyeceğim çünkü sizin bugün burada olmamanız ve bu bütçeyi sunmamanız gerekiyordu.

Sunumunuza "önce insan" diye başladınız ve "'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.' düsturu ecdadımızın bizlere mirasıdır." dediniz. Siz, ecdadımızın o mirasına sahip çıkamadınız. Siz, ecdadımızın mirasına ihanet ettiniz. Siz, bebeklerimizin eli kanlı bir çete tarafından öldürülmesine engel olamadınız veya daha vahimi, engel olmadınız. Bizi şov yapmakla suçluyorlar oysa biz, demokratik hakkımız olan protesto hakkımızı kullanıyoruz. Peki, ne yapmamızı bekliyorsunuz ki? Yani bu ülkede bebekler öldürülürken hiçbir şey olmamış gibi, bu ülkenin hastanelerinde, sizin sorumluluğunuzda olan hastanelerde bebekler öldürülürken bizim hiçbir şey olmamış gibi sadece yatak sayısından, doktor sayısından bahsetmemizi mi bekliyorsunuz? O işi biraz evvel Kayıhan Hoca yaptı. Kayıhan Hoca, sabahleyin yapmış olduğu sunumda sağlık sisteminizi zaten mahkûm etti.

Derdimiz burada mahkeme kurmak falan değil, derdimiz sizi mahkûm etmek de değil. Özür dilemek ve istifa etmek, ancak erdemli ve vicdanlı insanların hareket tarzıdır. Siz, bugün buraya hiçbir şey olmamış gibi bütçe sunumu yapmak için geldiniz ve bütçenizi sundunuz. Siz, halkın vicdanında kurulan mahkemede bugün mahkûm olmuş birisiniz. "Çürük elma" diyorsunuz, o elmalar çürürken siz o sepeti elinizde taşıyordunuz. Çürük elmadan bahsediyorsunuz ama mesele birkaç çürük elma değil, keşke öyle olsa; mesele büyük, çürüme her yerde. Çürüyen, kurmuş olduğunuz bu sistem ve artık her yerden kötü kokular geliyor.

Mahkeme dün başladı; 47 sanık var, 19 hastanenin 11 tanesinin de ruhsatı iptal edildi. Sağlık şirketleri ve hastaneler malen sorumlu gözüküyor. Peki, 47 sanık içerisinde kaç tane hastane yetkilisi var, kaç tane hastane sahibi var? İddia ne? Acil Sağlık Hizmetleri Koordinasyon Komisyonu (ASKOM) kurallarına aykırı olarak hasta nakil etmek, yatak doluluk oranlarını artırmak, uzun süre yoğun bakımda tutmak, SGK'den yüksek meblağda ödeme almak. Peki, SGK bu ödemeyi kime yapıyor? Hastanelere yapıyor herhâlde, değil mi? Peki, 47 sanık arasında neden bir hastane sahibi yok? Bu 47 sanık arasında caniler var. Bu 47 sanık arasında tetikçiler var. Peki, azmettiriciler nerede? Bu azmettiricileri kim koruyor, kim kolluyor? Şimdi, bu süreç nasıl işleyecek, nasıl sonlanacak? Ben mahkemede yaşananları gördükten sonra, sizin tavrınızı gördükten sonra, buradaki iktidar milletvekillerinin tavırlarını, konuşmalarını, hâllerini gördükten sonra şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim: Soma'da ne olduysa, Amasra'da ne olduysa, İliç'te ne oluyorsa, hangi süreçler işletiliyorsa bu davada da inanın aynı süreçler işleyecek.

Soma'da 301 kişi katledildi. 301 kişi bile bile, öleceklerini bile bile o madene sokuldu, ölüme gönderildiler, 301 kişi öldü. Dava sürecinde patron sadece dört yıl yattı. Bir tane istifa olmadı; bakın, bir tane istifa olmadı. Hikâye benzer geliyor değil mi? Bir tane istifa yok, bir bürokrat istifa etmedi, Bakan istifa etmedi ve bir bürokrat yargılanmadı; çok tanıdık. Amasra'da ne oldu? Bakan istifa etmedi, bir istifa olmadı, bir bürokrat "Benim de sorumluluğum olabilir." diye istifa etmedi ve bir bürokrat yargılanmadı; çok benziyor. Esasına bakılırsa bunların hepsi birer kopya cinayet. Bu ülkede ne yazık ki kopya cinayetler işleniyor. Failleri farklı olabiliyor ama süreçlerin hepsi aynı. Amasra faciası ile Soma faciası, Soma'da yaşanan facia birbirinin tıpatıp aynısı, birbirinin aynısı. Ne yapmıştık o zaman? Soma kazasından sonra işte neler yapıldı? Bir Meclis araştırması komisyonu kuruldu değil mi? Süreçler işletildi ve sonuç itibarıyla bir cezasızlık vardı. Soma'da cezasızlık olduğu için Amasra'da 43 kişi öldü. Burada da aynı şey yaşanacak, burada da bir cezasızlık var. 12 çocuğumuz öldürülmüş, bebeğimiz. Biz "12" diyoruz ama tam olarak sayıyı bilen var mı? Peki, araştıracak mısınız kaç tane bebeğimizin öldürüldüğünü? Ölümlerden bahsediyoruz, kimse sakat kalan çocuklardan bahsetmiyor.

Bu olayın en az on yıldır devam ettiği söyleniyor ve siz de bu süreçte İl Sağlık Müdürüydünüz ve bugün Bakansınız. Beyefendi, istifa edin, bir an önce istifa edin ve bu yükten kurtulun; Türkiye'yi de bu utançla yüz yüze bırakmayın.

Çok fazla konuşmaya gerek yok, gereken konuşuldu.