Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 26 .11.2024 |
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Başkanım.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin de ekipman ve doktor desteğiyle beraber bir askerî hastane açıldı, kutluyorum Sayın Bakan ama sorum şu: Türkiye'deki 32 askerî hastaneyi kapatırken bu ne yaman çelişki diye sorarım sizlere. Askerî hastaneler savaş yaralılarıyla uzmanlaşmış bir kadroya sahip olup zorlu koşullarda çalışmaya yetkin doktorlardan oluşurken bunları sivilleştirmeniz büyük bir hataydı. Ülkedeki askerî hastanelerimizi yeniden açmanız çağrısında bulunuyorum. İnşallah en kısa zamanda açarsınız diyorum.
Yine, burada teğmenlere yönelik ordudan ihraç talepli süreç açısından sizleri kınıyorum. Kadın teğmenlerimizin Mustafa Kemal'in askeri olmasından niye rahatsızlık duyduğunuzu merak ediyorum. "Atatürk'le sorununuz nedir?" diye soruyorum. Teğmenler resmî törenin ardından aralarında kılıç çatarken "Mustafa Kemal'in askerleriyiz." diyor. Gencecik teğmenlerin, özellikle 1'incilikle bitiren Ebru Eroğlu'nun severek giydiği üniformalar Cumhurbaşkanının kutuplaştırma siyasetine feda edilemez Sayın Bakan. Yine Binbaşının yanındayız diyorum.
Teğmenlerin komutanı S.İ. görevden alındı, disiplinde harika bir savunma yaptı, siz de biliyorsunuz. Ne demiş? "Buradan haykırıyorum." diyor Sayın General, "Teğmenlerden önce de Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının askeriydim, tüm Millî Mücadele şehitlerinin askeriyim. Bu vatanı kurtaran ve bize emanet edenlerin izinde olmanın bunlara sebep olacağını bilmiyordum. Bilseydim yine yapardım, çizgimden bir an olsun sapmayacağım." diyor Binbaşı S.İ. buradan yürekten kutluyorum. Bizim böyle cesur askerlerimiz olduğu için ben gurur duyuyorum Sayın Bakan. Buradan Millî Savunma Bakanına sesleniyorum. Sayın Bakan, genç teğmenler, Binbaşı S.İ. ve bizler Mustafa Kemal'in askeriyiz. Siz kimin askerisiniz, merak ediyorum. Bir ölür, bin diriliriz Sayın Bakan. Bu orduda Mustafa Kemal'in askerlerini bitiremezsiniz. Mesele disiplinsizlik değil, alenen Mustafa Kemal'in askeri olmalarından duyulan hazımsızlıktır Sayın Bakan. Geçen yıl da 10 Kasım törenlerinde Tuzla Piyade Okulunda teğmenlerin cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün fotoğrafını takmayı reddetmesiyle başlayan disiplin süreci vardı hatırlarsınız. Bu aslında tarikat kadrolaşmasının nişanesiydi. Atatürk resmini takmayan teğmenlerin "Hubb-i fillah" adlı bir WhatsApp grubu kurduklarını da sizler biliyorsunuz. Yine disiplin soruşturması yapıldı, ne hikmetse Atatürk rozeti takmayanlar değil, takmayan teğmenlere tepki gösteren 4 teğmeni ordudan attınız Sayın Bakan. Benim anladığım, Atatürkçü teğmenler disiplin soruşturmalarıyla adım adım TSK'den ihraç edilirken hubb-i fillah gibi tarikatçı teğmenlerin önünün açılmasıdır ama bu tarikatlara güvenerek yanlış yapıyorsunuz Sayın Bakan. Daha önce devleti FETÖ'ye teslim ederek, ordunun kripto odasını teslim ederek nasıl büyük bir gaflet içine düştüyseniz aynı gaflet içine düşüyorsunuz. Eski Genelkurmay Başkanının yaverleri FETÖ'den çıkmıştı, siz de yaverlerinizi iyi takibe alın, bakmışsınız zirveye çıkardığınız kadrolar sizi alaşağı etmiş.
Atatürk'ün dediği gibi, bu güzel ülkem "Şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz." diyor. Ne kadar çabalarsanız çabalayın Atatürkçü teğmenlerin nefesini kesemeyeceksiniz çünkü Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk teğmenimizin kalbinde, zihninde, nefesinde yaşamaktadır.
Daha önceki Bakana da sordum, size de soruyorum: ASELSAN ve TAI'ye atanan yöneticiler Hayra Davet Vakfından oluşmuştu ama kaybeden ülkemiz oluyor. Sizin bu yapılanmalarınız yüzünden ufku açık, gelişime açık mühendislerimiz ASELSAN'dan ve TAI'den kaçıyor. ASELSAN ve TAI'yi kuran başta Bülent Ecevit olmak üzere Necmettin Erbakan'ı yâd ediyorum. İyi ki 1974-75'te ASELSAN ve TAI kurulmuş, şimdi savunmanın belkemiği o fabrikalar sayesinde siz de gururlanmaya çalışıyorsunuz ama bir defa da teşekkür etmiyorsunuz, şükretmiyorsunuz.
Dünya değişiyor. Bakınız Sayın Bakan, Türk askeri gazi oluyor ama protez takmıyorsunuz, yüzdelik oranlarla uğraşıyorsunuz. Ondan sonra, ÖSO mensuplarını ise ölünce şehit sayıyorsunuz, inanılmaz kaynaklar veriyorsunuz, yetmiyor, ev dahi verdiğiniz söyleniyor. Uzman çavuşlar hâlen üvey evlat muamelesi görüyor. Hani uzman çavuşlara devlette KPSS olmaksızın kadro verilecekti? Yine dağ fare doğurdu!
Geçtiğimiz hafta Kahramanmaraş'taydım Sayın Bakan. Haberiniz yok, Cumhurbaşkanı 3 Ekim 2003'te Resmî Gazete'de 32328 sayılı bir Kararname yayımlıyor, diyor ki: "Dulkadiroğlu ve Pazarcık ilçelerinde organize sanayi bölgeleri ilan ediyorum." ama siz sonradan uyanmışsınız, şerh düşmüşsünüz. Uyan da balığa gidelim Sayın Bakan. Teğmenlerle uğraşacağınıza, Atatürkçü subaylarla uğraşacağınıza kendi arazinize sahip çıkın, elek gibi olmuş sınırlarımıza sahip çıkın, uzman çavuşlarımıza sahip çıkın, namusumuz gibi olması gereken ülkemizin güvenliğine sahip çıkın. Elini sallayan başıboş ülkemize giriyor. Kapılar artık kalbura dönmüş ama siz kalkmışsınız burada gencecik teğmenlerimize...
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. İnşallah aklıselim davranır, genç teğmenleri ordudan atmazsınız Sayın Bakan.