KOMİSYON KONUŞMASI

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Sayın Başkanım, Kıymetli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii ki bu Komisyon... Gerçekten şöyle anlatmak isterim ki söz konusu kadınlar olunca bunun muhalefeti veya da iktidarı yok; tırnak içerisinde kadınlarımız, annelerimiz, kız çocuklarımız sonuçta. Ben bütün arkadaşlarımdan o ricada bulunacağım çünkü bunun ne iktidarı var ne de muhalefeti var, hep beraber bir çözüm içerisinde olmamız lazım.

Tabii ki AK PARTİ Hükûmetimiz çok kanunlar çıkarmış ama şunu da görüyoruz ki kadınlara olan şiddet gün geçtikçe daha fazlalaşıyor. Burada bir şey var yani psikolojik bir şey var, sosyolojik bir şey var ve kültür geçişi diye bir sorun var diye düşünüyorum. Çünkü bakıldığı zaman 1982'de -dün gibi hatırlıyorum çünkü ben de belli bir yaşa gelmişim- bir adam eşini dövdüğü için bizim büyükler tarafından adama aynı şey yapıldı "Sen nasıl bir kadına el kaldırıyorsun?" diye. Şimdi, her gün mutlaka 1-2 kadının ya şiddet gördüğünü veya da daha doğrusu şiddetin ötesinde öldüğünü biz maalesef basında hepimiz okuyoruz ve görüyoruz.

Dolayısıyla, Başkanım, çok detaylı bir şekilde bakılması lazım yani bana göre bu kadınlara şiddet gösteren erkekler, eşlere de... Mesela baktığınız zaman çoğu kadının eşleri tarafından öldürüldüğünü görüyorsunuz veya da işkence veya da haksızlığa maruz kalıyorlar daha doğrusu. Aslında bana göre karşı tarafa da bakmak lazım, sorgulamak lazım yani neden bu hâle geliyorlar? Yani bir kadın işte bütün hayatını o erkeğe veriyor, en ufak bir şeyde o adam tarafından hem hakarete maruz kalıyor, şiddete hem de ölüme kadar gidiyor.

Başkanım, bir şey daha söylemek istiyorum ki geçen gün bir bayan yanıma geldi, kızıyla beraber geldi çünkü konumum itibarıyla bu kadın konularına ben çok girmişim yaklaşık otuz yıldır en az; kendi bölgem için konuşuyorum. Geçen gün benim odama bir bayan arkadaş geldi, bir kızıyla beraber geldi; eşinden boşanmak istiyor. Dolayısıyla eşinden hep şiddet gördüğünü, en sonunda da kızın yanında yani evladın yanında yaptığını söyleyince boşanma kararını almış. Tabii, bizim oralıdır ama Manisa'da yaşıyorlar. Dedi ki: "Uzaklaştırma kararını aldığım zaman daha fazla bana karşı şiddet ve tehdit çoğaldı; korku da geldi, buraya geldim." Şimdi, buna aslında biraz önce dediğim gibi detaylı bir şekilde bakmak lazım yani acaba dediğim gibi bir psikolojik sorun mu var? Çünkü eğer ekonomik olsaydı -ki kriz hep dile getiriliyor- 80'lerde kadınlar bu kadar kıymetliyken, bir kadına el kaldırma bu kadar ayıpken şimdi patır patır neden kadınları öldürüyorlar veya neden şiddete maruz kalıyorlar? Yani o dönemde bildiğiniz gibi bir şeye ulaşmak da çok zordu yani hani hiçbir şey yoktu Türkiye'de o zaman, bayağı bir sıkıntı vardı, hatta kış mevsiminde bir sebzeyi ve meyveyi görmek bile büyük bir olaydı o dönemler için. Bu o anlama geliyor ki aslında ekonomik değildir tam olarak, başka şey var. Dediğim gibi ben kültür geçişini ve... Dün KEFEK'in toplantısı vardı İçişleri Bakanlığında, orada da aynı şeyi söyledim, dedim ki ben bir şey rica edeceğim, şu şiddet gören ve ölen kadınlar ya da aileler her neyse -ben bunu da söylerken aslında gördüğünüz gibi terlemeye başladım çünkü kadınlar baş tacıdır yani kıymetlidir, bizler için çok kıymetlidir- acaba hangi bölgeye aittir en çok, en fazla sayı açısından? Bu çok önemli? Yani dedim ki ben şimdi Ankara'da ölebilirim ama ben Ankaralı değilim, ben Güneydoğuluyum, eşim Karadenizli, anlatabildim mi? Bu iki şeyi yani bölge açısından ele almak lazım.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Yani çok kısa araya gireyim mi Sayın Vekilim.

Siz Diyarbakır Milletvekilisiniz, önemli, kendi deneyimlerinizi, gözlemlerinizi anlatıyorsunuz. Daha önceki raporlara baktığım zaman şunu gördüm: "Hangi bölgede çok?" dediniz ya, "Doğu Karadeniz'de çok." diye raporlarda yazıyor. Hani Doğu ve Güneydoğu Anadolu gibi algılanırken toplumda, bu raporların birinde gördüm, Doğu Karadeniz'de yoğunlaştığı şiddetin, araştırmalar onu göstermiş. Ne kadar doğru...

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Köken olarak mı?

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Nasıl?

ADALET KAYA (Diyarbakır) - Orta Karadeniz'de de... Kız çocuklarının erken evlendirilmesi...

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - İşte hâlâ geçerli mi, ona da bakmamız lazım belki, değil mi?

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Şöyle: Evet, köken olarak diyelim ki Orta Karadeniz veya Karadeniz'i bir bütün olarak düşünelim. Aslında o bölgede biraz yoğunlaşmak lazım. Orada neden yani nasıl bir sosyoloji ya da nasıl bir...

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Ben Karadenizliyim, Orta Karadenizliyim, Giresun Tirebolu'dan. Ama görmedik yani etrafımızda da görmedik.

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Yok, yok, ben...

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Raporlara yansıma...

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Bu raporların birinde var, bulur gösteririm.

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Şiddetin raporlanmasında belki Karadenizli kadınlar...

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - İşte onun için alan araştırması çok hassas bir şey, düzgün yapılması lazım.

Buyurun.

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Yani biraz önce de dediğim gibi eşlerine şiddet veya eşlerini öldüren kişilerin aslında neden yaptığı yani işte çocuklarının annesi olan, senin için bu kadar değerli olan, âşık olduğun kadını aldın, çocuk yaptı sana, her sıkıntına ortak olan kadına sen neden şiddet uyguladın veya da neden öldürdün? Aslında oraya da bakmak lazım, onu da şey yapmak lazım çünkü bu sorunun köküne inmek lazım. Bu sorunun neden kaynaklandığını ve özellikle en çok neyin tetiklediğini görmek lazım ve ona göre mücadele olması gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Başkanım, bir şey daha var; bu devlet konukevlerimize -bunu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına aslında anlatmamız lazım- yaşı 9 olan erkekler çocukları o konukevlerine alınmıyor. Onun için bazı kadınlarımız şiddet gördüğü hâlde çocuklarından ayrılmak istemiyorlar. Onda da aslında bir düzelme olması gerekiyor.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Nasıl? Şiddet gören kadın konukevine gidiyorsa 9 yaşından küçük çocukları...

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Erkek çocukları almıyorlar, evet.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Erkek çocuklar...

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Erkek çocuklar alınmıyor.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - 9 yaşından büyükler...

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Annesinin yanında da olsa alınmıyor mu?

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Alınmıyor. Onun için aslında bunu da...

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Bununla ilgili belki bir düzenleme vardır ya.

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Hâlen yok, hâlen yok çünkü ben ilgilendiğim için biliyorum.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - 12 mi, 9 mu?

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Ben 9 olarak biliyorum, 12 de olabilir ama benim aklımda 9 kaldı.

MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - 9...

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Ben de 9 olarak biliyorum.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Bakalım, araştıralım.

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Onun için, bazen öyle anneler de çocuklarına...

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Bitti mi sizin konuşmanız, devam mı ediyorsunuz?

FATMA SERAP EKMEKCİ (Kastamonu) - 12'ydi.

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - 12 miydi?

FATMA SERAP EKMEKCİ (Kastamonu) - Öyledir.

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Olabilir ama hani...

ADALET KAYA (Diyarbakır) - Yaşı tam hatırlamıyorum ama 9 diye biliyorum.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - 12 diye yazan kaynaklar da var.

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Ama 12 de küçük bence. Ondan ayrı kalması...

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Tabii, tabii, nasıl ayrılacak?

SUNA KEPOLU ATAMAN (Diyarbakır) - Onun için kadınlarımızın bu anlamda devlet konukevlerini çok tercih etmediklerini görüyoruz. Şu anda devlet konukevleri yüzde 60, yüzde 70, zaten doluluk oranı yüzde 100 değil yani hâlâ şey ama. Çocuklarından ayrı kalmak istemedikleri için öyle bir tercihte... Bazı annelerimizin maalesef evladından -hepimizin olduğu gibi- ayrılmak istemediklerini görüyoruz.

Yani ben kendi düşüncelerimi ve dileklerimi söyledim. Dediğim gibi hep ekonomiye bağlıyoruz ki ekonomi olmadığına kesin eminim bu konuda yani belki bir nebze şeydir ama yüzde 100 ekonomi ya da yüzde 50 bile ekonomi olmadığını görüyoruz.

Bir de aslında eğitim konusu çok önemli. Şöyle eğitim konusu önemli: Şimdi, biz anneler olarak da aslında hep böyle kız çocuklarını daha fazla çalıştırmaya çalışıyoruz. Erkeklere daha çok böyle erkek özel "İşte bu işi o yapmaz, kız çocuğu yapar." diye öyle küçük yaştan gelen bir süreç var, eğitim süreci var, biz de o konuda yanlış yapıyoruz.

İnşallah güzel bir çalışma olur. İnşallah kadınlarımıza faydalı bir çalışmamız olur hep beraber.

Ben hepinize çok teşekkür ediyorum.

Saygılarımı sunuyorum Başkanım.