| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Amasya Milletvekili Hasan Çilez, İstanbul Milletvekili Mustafa Demir ve 88 Milletvekilinin Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2691) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 21 .11.2024 |
MEHMET ATMACA (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli Bakanlık yetkilileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, hakikaten "Köy Kanunu" ismi bizim de çok dikkatimizi çekti ama köyle ilgili 1'inci maddeyi destekliyoruz. Ciddi mağduriyetlerin olduğunu biz duyduk, bu anlamda bu madde önemli ve olumlu bir madde ancak yapı denetimle ilgili düşüncelerimi ifade etmek istiyorum. Tabii, "Kanun teklifinin geneli hakkında konuşun." diyorsunuz ama kanun teklifi çok farklı alanlarda olduğu için mecburen her alana girmek gerekiyor.
Şimdi, Yapı Denetimi Hakkında Kanun 2000 yılında çıktı ve 2000 sonrası yaşanan depremlerde şu tespit edildi ki: Yapı denetimi uygulaması, depremde yapı hasarına ve can kaybına ciddi bir şekilde katkı sağlamış bir kanun. Gerçekten ilk kez uygulanmasına rağmen, bir kısım aksaklıklar yaşanmasına rağmen gelinen noktada yapı güvenliğine veya güvenli yapı stokunun oluşumuna çok ciddi katkı sağladığını ifade etmek mümkün. Tabii ki daha evvel tecrübe edilmemiş olmasından ötürü kanunun uygulaması sırasında bir kısım sorunların çıkması ve yaşanması son derece doğal. Buna bağlı olarak zaman içerisinde defalarca bir kısım düzenlemeler yapıldı ama şu anda böyle bir düzenlemenin olduğunu görüyoruz. Şu anda yapılan düzenleme de önemli bir konu, bu alanı küçük olan yapılarla ilgili yapı denetim kuruluşları kabul etmiyorlardı, yaptırmak isteyen vatandaşların ciddi mağduriyetleri vardı, bunun giderilmesi gerekiyordu ancak efendim, kanun teklifinde hem bu küçük alanlarla ilgili bir oran artışı getirildi yani yapı denetim ücretinin artırımı sağlanmış oldu hem de yapı denetimler arasında rekabeti oluşturacak mal sahibine yapı denetim firmasını seçme hakkı getirildi. Bu daha evvel tecrübe edilmiş çok yanlış bir uygulama. Bu nedenle, biz, bu uygulamanın yeniden eski sistemde olduğu gibi pazarlık usulüyle yapı denetimler arasında haksız bir rekabet oluşturacağı ve bunun denetim kalitesini tekrar azaltacağını düşünüyoruz. Zaten küçük yapılar için hem yapı denetim ücreti artırılmış oldu hem bölge çalışmasıyla eğer yapı denetimlerin bu yapılarla ilgili en çok şikâyetlerden biri mesafenin çok olmasıydı hem bu hizmet mesafesinin azalacak olması hem de ücretin artmış olması bu tür mağduriyetleri ortadan kaldıracağı için yapı denetimin seçimi konusunda vatandaşa hak verilmesinin denetim kalitesini azaltacağını düşünüyoruz. O yüzden bunun mutlaka değiştirilmesi gerekir.
Yine, bir ek madde önerimiz var. Özellikle beton, taze beton kalitesinin kontrolüyle ilgili geliştirilen EBİS sisteminin çok faydalı sonuçlar elde ettiğini gördük ve suistimale fırsat vermediğini görmüş olduk ancak karot alımıyla ilgili ciddi sorunları var. Karot alımı ne zaman gerekiyor? Taze beton test sonuçları istenen sonuçları vermediği zaman karot alımı yoluna gidiliyor. Tabii, karot sonuçlarının olumsuz çıkması durumunda hem müteahhitlerin hem betonu üreten firmanın başı ağrıyacağı için bir kısım illegalliklerin yapıldığına şahit oluyoruz. Yani karot alınmadan test raporu veren ve olumlu olmadığı hâlde olumlu rapor veren firmaların var olduğunu duyduk. Bu münasebetle biz aslında malzeme tesislerini yapacak test firmalarının da yapı denetim sistemi gibi elektronik ortamda atanması ve bağımsız olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Yani yapı kontrolü, yapı güvenliğiyle ilgili imalat kalitesinin yanında malzeme kalitesinin de son derece önemli olduğunu bildiğimiz için bu önemli.
Yine, diğer yapı, denetim uygulamalarıyla ilgili yapı denetim bir imalat yapıcı hizmet değildir, yapılan imalatı kontrol hizmetidir fakat bazı maddeleri de özellikle cezai müeyyidelerde, örneğin, bir yapı yapılırken yanındaki binaya hasar vermesi durumunda yapı denetime bir sorumluluk getiriliyor. Bu, imalatla ilgili bir konudur ve şantiye şefini ilgilendiren bir konudur. Dolayısıyla, yapı denetimin yapılmış, bitmiş, tamamlanmış imalatı denetleme adına bir etkisi vardır yoksa imalatı yaptırmakla sorumlu bir hizmeti ve görevi yoktur. Bunun ayırt edilmesi ve bu manada meydana gelen haksız cezaların verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Tabii ki, GES ve RES'lerle ilgili yapı denetimin kaldırılması konusu tartışılabilir, özellikle RES projeleri yüksek mühendislik hizmeti gerektiren projeler olduğu için, mevcut yapı denetim firmaları arasında bu tür projeleri denetleyebilecek teknik elemanların olamayacağı düşüncesi zaten var. Ancak, tabii, bu tür profesyonel ve büyük projelerle ilgili bir kısım müşavir firmaların olduğu ve daha sıkı denetimlerin yapıldığı iddia edilse de onlarla ilgili bir kontrol mekanizmasının da oluşması önemlidir fakat GES farklı bir durum. GES'ler, evet, hafif yapılardır, can güvenliğini riske edecek bir durumları yoktur ancak GES'ler sadece boş araziler üzerinde inşa edilmiyor aynı zamanda mevcut yapılar üzerine de inşa edilebiliyor. O yüzden, bu ayrımın mutlaka yapılması gereklidir, zaten o başlı başına bir sorun. Mevcut yapıların üzerine inşa edilmesi durumunda mevcut yapıyla ilgili performans değerlendirmesi talep ediliyor ancak mevcut yönetmeliklerimiz yeni yapılan yapıların bile performans değerlerini sağlamadığı sonucunu veriyor. Buna rağmen, işte bir kısım mühendislik marifetleriyle, ahlaki olmayan marifetlerle olumlu raporların verildiğini de görüyoruz. O manada, mevcut yapılar üzerinde kurulacak GES'lerde bir yapı denetimi kontrolü ve sorumluluğunun getirilmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz.
Yine, 500 metrekare üzerindeki yapılar için iki yapı denetim atanmasının ve mal sahibinin iki yapı denetiminden birini seçme hakkının getirilmesinin bir pazarlık ve haksız rekabet oluşturacağı sonucunu getireceği ve yine imalat kontrolü ve kalitesi açısından olumsuzluk oluşturacağı kanaatindeyim. O yüzden, mutlaka bu iki yapı denetim atılmasını doğru bulmuyoruz.
Yalnız, şurada bir düzenleme yapılması gerekir diye düşünüyorum çünkü ciddi mağduriyetler oluşuyor; bunun başında yapı denetim firması atandıktan sonra mal sahibiyle uzlaşamaması sonucunda on beş gün bekleme mecburiyeti var. Bu on beş gün süresinin kısıtlanması yani üç gün gibi, iki gün gibi bir kısa bir süreye indirgenmesinin bir kısım problemleri halledeceği kanaatindeyim, hatta bu on beş günlük süreyle ilgili yapı denetimlerin de ciddi mağduriyetleri var. Onun başında, yapı denetim firmasına iş atandığı tarihten itibaren on gün içinde gerekli personeli istihdam etme şartı getiriliyor ama işi alacağı net olmadığı hâlde bu istihdama mecbur edilmesi, işi alamaması durumunda ciddi ekonomik kayıpları meydana getirmektedir; bunun da adil olmadığını düşünüyoruz.
Tabii, gelelim son olarak bu kentsel dönüşüm konusu zaten bizim hep en baştan beri dile getirdiğimiz en büyük yaramızdır. Ben bu tanımı kayıtlara düşmesi adına tekrar yapmak istiyorum. Bizim hem mevcut yapı stokumuzun özellikleri gereği riskli yapıların tespit edilerek dönüştürülmesi ihtiyacımız var hem sosyal yaşam bakımından yaşanmaz hâle gelen kentlerimizin kentsel sorunlarını çözme adına kentsel dönüşüme ihtiyacımız var ama bu iki kavram birbirinden farklı, birbirine karıştırıldı ve maalesef deprem korkusunun istismar edildiği kanaatindeyim ben. Zaten "rezerv alan" tanımı gibi tuhaf bir tanımla kentsel dönüşüm bürosu istediği yeri gasbedebiliyor; özel mülkiyet, meskûn mahal, resmî alan, orman alanı; hiç bakmaksızın bunu yapma hakkı var.
Yine "kentsel dönüşüm, gelişim alanı" adı altında dönüşüm adına ve deprem tehlikesini riske ederek alanların daha rahat işgal edilmesine fırsat verme adına yapılan bu değişikliği ben doğru bulmuyorum. Riskli yapılarla ilgili bizim mevcut yapı stokumuzun büyük kentlerimizin birçoğunda kayıtları zaten elde edilmiş oldu. Yine, kentlerimizle ilgili zemin bakımından en riskli alanlar da tespit edilmiş oldu. Bu en riskli alanlardaki en riskli yapıların tespitiyle ilgili kamusal bir çalışmayla derhâl bir çalışma yapılıp depremde can kaybına sebebiyet verecek riskli yapıların tespit edilip dönüştürülmesi şarttır. Yoksa bu anlayışla biz on sene sonra bile meydana gelebilecek bir depremde benzer manzaraları görmeye devam edeceğiz.
Yine, Kentsel Dönüşüm Kanunu'ndaki bu değişimle bu dediğimiz amaca hizmet edecek yani depremde can kaybını azaltıcı yönde önlem gerektirecek, vergi getirecek bir değişme yok. Ben bunu tamamen milletin malını gasbetmeyi kolaylaştırıcı bir dönüşüm olarak görüyorum.
Ben şimdilik bununla kalacağım.
Çok teşekkür ederim.
BAŞKAN ADİL KARAİSMAİLOĞLU - Teşekkür ederiz.