NURETTİN ALAN (İstanbul) - Öncelikle, buradaki -daha önce orada okudum- Anayasa Mahkemesinin kararını, bu iptal edilenler yönünden olan kararını, isterseniz tekrar burada paylaşmış olayım.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Sayın Genel Müdürümüz dedi ki “Sayın Vekilim, öyle bir Anayasa Mahkemesi kararı yok.”

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Hayır, hayır, şeyle ilgili yok.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Ya öyleyse diye?

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Yok, yok, onda yok. Onda mutabıkız, tamam, öyle bir karar yok, bununla ilgili iptal kararı yok. Ama Anayasa Mahkemesinin emsal aldığımız iptal kararının gerekçesini okuyacağım müsaade buyurursanız: “Anayasa’nın AYM’nin görev ve yetkileri ile işleyişine ilişkin hüküm ve ilkeleri birlikte değerlendirildiğinde -raportörlerle ilgili şeyi okuyoruz- raportörlerin yargı yetkisini kullanan kamu görevlilerinden olduğu, yargı yetkisini kullanan kamu görevlilerinin kadrolarının ihdası ve iptali hususu yalnızca yürütme yetkisine ilişkin bir konu olmadığı için bu konunun CBK’yle düzenlenmesinin mümkün olmadığı, bu hâliyle kuralda Anayasa’nın 104'üncü maddesinin on yedinci fıkrasının birinci cümlesine aykırı şekilde düzenleme yapıldığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle kuralın iptali gerekmektedir.”

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Bunu hangi…

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Raportörlerle ilgili kararında söylüyor.

Şimdi, şöyle söyleyelim… Yani raportörlerle ilgili böyle bir karar verirse diyor ki: “Siz bir yürütmeyle bunu düzenleyemezsiniz. Bunu yasama, yürütme, yargının ayrılığı dikkate alınarak ayrı yasayla düzenlemeniz gerekir.” Dolayısıyla evleviyatla raportörün iptal edildiği bir yerde, üyelerin, Danıştay üyelerinin, Sayıştay üyelerinin hâliyle kanunla düzenlenmesi gerektiği hususu açık olduğu için, biz hani “İlla Anayasa Mahkemesi iptal etsin de ondan sonra getirelim.”den öte, var olan iptal kararlarının gerekçeleri de hukuka uygun, Anayasa’ya uygun, nihayetinde, yasama, yürütme, yargı…

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - O zaman şunu diyorsunuz Sayın Vekilim: “Raportörlerle ilgili Anayasa Mahkemesi böyle bir karar vermiş, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde üyeler, hâkimlerle ilgili hata var, yanlışlık var.”

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Oradaki hata da yok.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - “Cumhurbaşkanlığı kararnamesini düzeltelim.”

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Orayı da arz edeyim müsaade buyurursanız. Şöyle bir şey…

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Şimdi ben bir söz isteyebilir miyim?

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sayın Özbudun, şunu arz edeceğim, bu şöyle: Cumhurbaşkanlığı kararnamesinden önce durum nasıldı, belki bunu söylememiz gerekir. KHK’yle düzenlenmiş bir alandı. Aslında orada da yürütmenin düzenlediği bir alandan bahsediyoruz. Yani burada yaptığımız şey, aslında yasama, yürütme, yargı erklerinin ayrı ayrı olduğu hususunu da daha kanunilik tarafına geçirerek… Yani Cumhurbaşkanlığından önce de KHK’yle 1983 sayılı KHK’yle, düzenlenen bir şeydi. Dolayısıyla biz burada aslında kanuni güvenceye taşımış oluyoruz tamamını. Oradan Cumhurbaşkanlığı sistemi kurulduktan sonra CBK’ye aktarılmış olan kadrolar şimdi kanunla yeniden düzenlenmiş oluyor; yaptığımız şey bu.