| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/597) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 23 .02.2016 |
YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, Sayın Başkanım; şimdi, özellikle sayın milletvekillerimizin görüşlerini dinledikten sonra ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gördük. Gerçekten çok teşekkür ediyorum.
"Niçin?" derseniz -yani Sayın Bakanım da- hazırladığınız yasa metninin AKP'li milletvekilleri tarafından yeterince okunmadığının da burada kanıtı, ispatı oldu. Niçin? Diyor ki Sayın Pulcu: "Örneğin dört ay gidecek, ondan sonra işim var mı, yok mu diye bakacak." Şimdi, maddenin metnine baktığımızda "güvenceli esneklik" deniyor ve Avrupa'dan şeye... Bizim derdimiz de bu, güvenceli esneklik. Güvenceli esneklik nedir, ilk önce onun kavramını bir şey yapmak lazım. Yani buradaki sorun, getirilen düzenlemede çalışan işçilerin özel istihdam bürosunda bile olsa güvencesinin her koşulda olmadığı ortaya konuyor. Biz bunu madde madde.. Biraz sonra maddelere geçtiğimiz zaman da bunları madde madde koyacağız, yoksa güvenceli esneklikle getirilen düzenlemelerin birbiriyle alakası yok, kaldı ki Avrupa'dan da örnek veriyorsunuz. Ben uluslararası sendikalarda da görev yapmış birisiyim, birçok şeyden burada saatlerce size Avrupa'da hangi ülkeden istiyorsanız örneklerini de verebilirim, o deneyimlerimizden. Akademisyen değilim ama yani yaşadığım ve içinde bulunduğum ortamlar neticesinde o tecrübelerimi de buraya aktarabilirim ve orada da bakın, daha önce de söylemiştim, güvenceli esnekliğin 4 kuralı vardır, onun karşılığı da 4 yaptırımı vardır. Bunlar olursa birbiriyle paralel bir anlamı taşır, olmazsa hiçbir anlamı yoktur ve işçilerin her aşamada istismar edilmesine çok açıktır.
Kaldı ki Sayın Bakanım, AKP döneminde çıkartılmış bazı yasa düzenlemelerinin de sayın milletvekillerimiz tarafından bilinmediğini de hayretle burada izlemiş oldum. Mesela tarımda dayıbaşılıkla ilgili söylüyorsunuz. Biliyorsunuz 2011'de 6111 çıktı, 2011'deki 6111'de tarımda aracılık işleri getirildi. Yani orada aracılık işleri getirilirken orada o mevsimlik tarım işçilerinin kendi namı hesabına çalışmasıyla ilgili bir yönetmelik vardı ve onlar BAĞ-KUR'lu olarak o güvencelerini sağlayacaklardı. Yani onlar sosyal güvenceden yoksun derken çok doğru değil. Ha, BAĞ-KUR'lu olmalı, işçi mi olmalı, o ayrı bir tartışma konusu olabilir ama sonuçta 2011 yılında bu mevsimlik tarım işçilerinin sosyal güvenceye alınmasıyla ilgili bir yönetmeliğimiz çıktı. 6111 sayılı torba kanundan sonra getirilen düzenlemeyle.
Ha, buradaki sorun şu: Biz en baştan beri şunu söylüyoruz: Mesela 5510'un geçici 5'inci maddesinde ev işlerinde -Sayın Başkan da söyledi- çalışan var mıdır? Evet, vardır ama üç günden fazla çalıştığı zaman onların sosyal güvenlik kurumlarıyla ilgili bağlantısının kurulmasına yönelik 5510'un ek 5'inci maddesinde de çıktı. Yani buradaki olay, aslında bu konuyla ilgili bazı yasal düzenlemeler var ama AKP'li milletvekili dostlarımızın bu yasal düzenlemelerden bihaber olduğunu görmekten gerçekten üzüntü duyuyorum.
Şimdi, buradaki sorun nedir biliyor musunuz? Sayın Bakanım, birçok konuda yasal düzenlemeler var. En baştan beri iddia ettiğimiz bir konu var, denetim yok. Yani siz çıktığınız zaman bunu nasıl şey yapacaksınız? Bakın, ben size bir şey okuyacağım, başını okumuyorum, başını sonra okuyacağım: "Bugüne değin çalışma barışını, çalışma hayatında hakkaniyete ve insan onuruna yakışır çalışma ortamlarının tespit ettirilmesini esas aldık. Evrensel standartlarda ve uluslararası taahhütlere uygun, kaliteli ve güvenceli bir çalışma hayatını tam olarak tesis etmeyi hedefliyoruz. Diğer alanlarda olduğu gibi çalışma hayatının merkezine de insanı koyuyoruz. Çalışan kesimlerimizin iş sağlığı ve güvenliği kendi başına bir değer olduğu gibi verimli ve katma değeri yüksek bir üretimin yapısının da ön şartıdır." Ne diyor? Bu Adalet ve Kalkınma Partisinin 64'üncü Hükûmet Programı'ndaki bununla ilgili şeyi, kendi metninizin içindekini okudum ben size. Burada ne diyor? "Güvenceli bir çalışma..." Yani güvenceli esnekliği de güvenceli hâle getiriyor. Şimdi madde madde şey yapacağız. Ben bütün maddelere girersem herhâlde bütün maddeleri okumuş olurum, onun için madde geldiğinde izninizle bunları söylemek istiyorum.
Şimdi, kavramın en bilinen, referans gösterilen tanımına göre güvenceli esneklik, iş gücü piyasalarının iş organizasyonunun ve çalışma ilişkilerinin esnekleştirilmesi, diğer yandan istihdam güvencesi ve sosyal güvenliğin genişletilmesi anlamına gelen bir iş gücü politikasıdır bu alan. Şimdi, uluslararasından bahsediyorsunuz, en başta da birinci gün de aynısını söylemiştim: Bir, esneklik. Şimdi, 4 temel esneklik var Sayın Bakanım. Dışsal yani sayısal esneklik: Yani işe alma ve işten çıkartmanın kolaylaştığı ve esnek iş sözleşmelerinin kullanımını içeren. İki, iç sayısal esneklik: Fazla çalışma, esnek süreli, part-time, geçici çalışma, alt sözleşme ilişkileri gibi firmaların piyasa değişimlerine ayak uydurmalarını sağlayan düzenleme. Üç, işlevsel esneklik: Firmaların çalışanlarının yetkinliklerini farklı işlerde kullanabilmesi ve değişen iş gereklilikleriyle çalışanlarının yetkinliklerinin uyumlaştırılabilmesi yeteneğini kapsamaktadır. Dört, son olarak da ücret esnekliği: Genellikle performansa dayalı veya sonuç odaklı ücret farklılaştırılmasını tanımlamaktadır. Bunlar esneklikle ilgili kavramlar. Peki, güvenceyle ilgili kavram nedir bunun karşılığında? Diyoruz ya, bizim itiraz ettiğimiz nokta, burada esneklik kavramları ön plana alınmış ama güvenceyle ilgili bir yaptırımları yok. Zaten kanunun başından sonuna kadar tartıştığımız her bir maddenin karşılığı güvencesizlikle ilgili yani bunu temel olarak öyle almanız lazım. Ne diyor? Bir, iş güvencesi. İki, istihdam güvencesi. Üç, gelir güvencesi. Dört, iş ve değer, özellikle ailevi sorumluluk ve bir arada yürütebilme anlamına gelen "iş yaşam devresi" kavramıyla tartışılan bir güvence olarak sunuluyor. Yani Avrupa'dan örnek verdiğimiz zaman... Bakın, ilk önce bu iş Japonya'da başlamıştır, Amerika ve İngiltere'ye gitmiştir. Oraya baktığımız zaman bu 4 kavram üzerinde gidiyor ve Danimarka ilk, esas uygulamanın başladığı yerdir. Küçük ülke olduğu için, öbür ülkelere göre aklıma gelmediği için söylemedim ama ilk bu sistemin yani özel istihdam bürolarının başlangıç yeri Danimarka'dır ve orada da bugün tartışılır hâle gelmiştir bu. Onun için, buradaki olay esneklik yani güvenceli esneklikle ilgili kaygılar olduğunu söyledik.
Bir de alt komisyonda, Sayın Başkan, "Katkılarınızdan, desteklerinizden dolayı teşekkür ederiz." dedi. Hayır, bizim alt komisyonda, Sayın Bakanım, bu konuyla ilgili en ufak bir katkımız, bir desteğimiz de yoktur. Biz sadece şunu söyledik: Bütün taraflara teşekkür ettik, en başta da bir alt komisyon kurulmasının yararlı olduğunu söyledik, sosyal tarafları dinledik.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - O da bir katkı.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) - O bizim için bir katkıydı. Onu önerdik ama bu gelen değişikliklerde, önerilerde bir imzamız da yoktu, bir katkımız da yoktu çünkü yasanın temeline karşıyız. Ha, diyeceksiniz: Çarşı her şeye karşı gibi. Hayır, Cumhuriyet Halk Partisi her şeye karşı olduğundan değil yani burada gerçekten bu esneklik, güvencesiz esneklik getiren bir durum söz konusu. Biz bu işin, emeğin bir meta hâline getirilmesine ve özel sektöre devredilmesine de baştan karşı olduğumuzu söylemiştim.
Maddeler geldiğinde de bunlarla ilgili tek tek daha detaylı neler olduğunu da burada açıklayacağım.
Teşekkür ederim.