Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 19 .12.2024 |
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, hoş geldiniz.
Sayın Bakanım, Millî Eğitim Bakanlığı bizim deprem bölgemizde hakikaten çok kısa sürede refleks alan ve katkı sunan bakanlıklarımızdan bir tanesi. Şöyle, 6 Şubatta biz depremi yaşadık, en büyük hasarın olduğu illerden bir tanesi de Adıyaman. 24 Nisanda da eğitim öğretim yeniden başladı ve vefat eden hocalarımız, öğrencilerimiz var; organlarını kaybeden hocalarımız var ama çok kısa sürede eğitim öğretimin başlaması, bir açıdan eğitim öğretim hakkının çocuklarımıza kavuşturulması, diğer açıdan da yaşayarak şunu gördük: Çocuklar memlekette kalırsa ebeveynler de aileler de kalıyor dolayısıyla o anlamda tekrar hayata tutunma açısından faydasını gördük. Sayın Bakanımız da Adıyaman'a geldiğinde gerçekten nezaket gösterdiler, ayaklarını kaybetmiş ama hâlâ eğitime devam eden hocamızı beraberce ziyaret ettik. Biz teşekkür ediyoruz ve şu an o kaybolan hoca sayısının üstünde 900 ila 1.000 civarında da öğretmen ataması oldu. Bütün sınavlarda da pozitif ayırımcılığı gerçekten gördük, teşekkür ediyoruz.
Şimdi, sunumu yapan Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürümüz Mustafa Bey, 634.264 öğrenci, 1 milyon 159 bin 875 ebeveyn, 241.473 öğretmen bu çalışmalardan faydalandı. Ben hukuk çıkışlıyım ama eğitimcilerle şöyle bir yerde biz karşılaştık, aslında siz sunumunuzun başında dediniz, Millî Eğitim Bakanlığımız "adalet" kavramını öğretmek için "Adaletin motamot anlamı nedir?"den ziyade "Adil bir insan nasıl olur, adalet nedir?" buna işin kitaplarınız da var, ders kitaplarınız da var, vatandaşlık var. Ortaokulda seçimlik hukuk ve adalet dersiniz var, benim de yüksek lisansımı onun üzerine yapma imkânım oldu, sonra onu kitaplaştırdık. Sayın Genel Müdürüm, biz bu dersi alan bütün öğrencilerimizle, hocalarımızın yönlendirmesiyle bire bir gidip oturduk, konuştuk, anketler yaptık ve onların gözünden biz adaletin, eşitliğin, özgürlüğün ne olduğunu anlamaya çalıştık. Bunu yaparken de -ben kendim, dediğim gibi hukuk çıkışlıyım- gerçekten o nasıl görüyor, onu görmek istedik. Şimdi, mesela, sizin bu ders kitabınızda Adalet Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığımız bir protokolle bu kitabı hazırlamış. Hatta orada eleştirimde de var, yani kitap eğitimcilerin gözünden farklı -aslında aynı bardakta ama tam olarak birbirinin içerisine geçmemiş- hukukçuların bakış açısı biraz farklı, eğitimcilerin bakış açısı biraz farklı gibi gördüm. Şunu söylemek istiyorum: Bu tez çalışmasından, yüksek lisans tezinden dolayı da bir araya gelme imkânım oldu. Bu dersi alan bütün çocuklarla çok uzun, yorucu ve bayağı da uzun süre gerektiren bir çalışma yaptık, kanaatlerimizi de belirttik. Siz dediniz ki "Bu çalışmalardan sonra yüzde 90 oranında, yüzde 95'in üstünde bir dönüşler aldık, olumlu dönüşler aldık." Sormak istediğim şey şu: Bu öğretmenlerle ilgili çalışmanızı, bütün öğretmenler odasında toplayalım; işte, kadına şiddetle ilgili, adaletle ilgili, özgürlükle ilgili böyle böyle mi ya da çocukları bir konferans salonunda -bu da bir yön- ya da mesela daha yüz yüze, daha bire bir çalışma yapıldı da mı bunun sonucu alındı? Bunu merak ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Toparlayalım.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Toparlıyorum.
Bunun da aslında eğitimle ilgili hepimiz, işte sonuç itibarıyla öğrencilikten geldik, -ilkokul, ortaokul, lise, üniversite, yüksek lisans ve hepimizin de çocukları var- doğal olarak biz öğrenciyken şöyleydi, bir hocamız derse girerdi, sonradan bir hoca girince biz önceki hocayla onu karşılaştırdık, bu işin doğasında var. Dolayısıyla biz de öğrencilikten geçtik, çocuklarımız da şu an okuyor, Sayın Başkanım, biz de karşılaştırıyoruz.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Millî Eğitim Akademisine mi gitmek istiyorsunuz? Ben sorununuzu bekliyorum da.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Yok, yok.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Eski Türkiye'yi özlüyor da onu söylemek istiyor.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Şunu yapmak istiyorum: Gerçekten doğru, güzel bir yolda gidiyoruz. Şundan da çok memnunum: Kadına her türlü şiddetin incelenmesi için bütün siyasi partiler ortak bir irade ortaya koydular, araştırıyoruz. Gelen bütün bakanlarımız Sayın Bakanım, "Böyle bir sorun var, biz eleştirilere, önerilere açığız, el ele verelim." diyor. "Kimin ne gayreti varsa, ne bilgisi varsa üstüne gidelim ve dolayısıyla bu meseleyi dünyanın da Türkiye'nin gündeminden çıkartalım." derdinin olduğunu görüyoruz Sayın Başkanım. Bu da bizim önümüzü açıyor, şevkimizi artırıyor.
Çok teşekkür ederim.