KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Teşekkür ederim Başkanım.

Ben de sunum için teşekkür ederim.

Hakikaten dinleyince aslında ilkeler de çok güzel, yayın etik ilkeleri ama biraz geç kaldık sanki bunları yürürlüğe sokmakta ve uygulamakta diye düşünüyorum.

Şimdi, olumlu olumsuz birçok örnek izledik. Sadece bu hafta oturup ana medyadaki dizileri izlesek bundan çok daha beter görüntüler göreceğimizi düşünüyorum. Hani ben çok dizi izleyen biri değilim ama sosyal medyada sürekli küçük küçük videolarla da onu maalesef görüyoruz. O yüzden, geç kaldığımızı düşünüyorum.

Şimdi, medyada şiddetin uzmanlar üç etkisi olduğunu söylüyor. Biri, duyarsızlaşma yani normal karşılamaya başlaması toplumun. Diğeri, şiddeti modelleme yani örnek alma, artık kanıksayıp normalleştikten sonra. Sonuncusu ise korku yani bir korku toplumu yaratılması bu medyanın etkisiyle. O yüzden, aslında buradan tabii ki ben ne ceza ne de sansür çağrısı yapmak istemem, bunun yerine sorumlu yayıncılık çağrısı yapmanın çok daha doğru olacağını düşünüyorum açıkçası. O yüzden, RTÜK'ün daha çok ceza ya da bir sopa gibi gösterilmesinden öteye aslında tavsiyeleriyle bu medyayı düzenleyen bir kurum hâline gelmesinin toplum açısından da ülkemiz açısından da çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Şimdi, mesela, bir RTÜK bütçesi geçti bu bütçede, 2025 yılı bütçesi 1 milyar 919 milyon 952 bin lira. Bu bütçenin ne kadarı kadına yönelik şiddettin ve ayrımcılık önlenmesi için ya da toplumsal cinsiyet eşitliği için kullanılacak? Buna ilişkin bir planlama var mı? Sorularımdan biri bu.

Diğeri, az önce de birçok arkadaşım da bahsetti, dizilerdeki rol modeller. Hakikaten yani öyle karakterler var ki normalde sokakta karşılaşsanız kelepçeyi vurup cezaevine götüreceğiniz insanlar maalesef dizilerde kahramanlaştırılıyor. Daha önceki toplantılarda da söyledim, yakışıklı bir jön bulunuyor işte çok güzel âşık, eşine çiçekler veriyor ama bir taraftan, patır patır adam öldürüyor, işkence yapıyor. Maalesef, bu rol modeller üzerine ekstra bir çalışma yapılması gerekiyor çünkü en çok da günümüzde bu mafya dizileri gündemde. Benim de 16 yaşında ergenlik çağında bir oğlum var, onun adına da onun yaşıtları adına da gerçekten çok kaygılıyım rol model olacaklar diye, benim gibi birçok velinin de kaygılı olduğunu düşünüyorum. Yani bu mafya dizilerine ilişkin özel bir çalışma yapılabilir mi? Bir diğer sorum bu.

Bir sorum daha: Bu "Arka Sokaklar"da tüm toplumun bildiği Hiranur Vakfında yaşanan sürece ilişkin bir konu alınmıştı, o süreç anlatılmıştı; buna ilişkin bir yaptırım uyguladınız. Yani bu, aslında, orada yaşananları gerçekten bu toplum düzenine aykırı olmasına ilişkin halkta bir farkındalık yaratmaz mıydı? Neden böyle bir ceza uygulandı? Yani toplum da biz de açıkçası bu cezanın neden olduğunu anlayamadık. Sonra, hatta dizinin oyuncuları da birçok açıklama yaptı buna ilişkin.

Diğer arkadaşlarım da söyledi gündüz kuşağı programlarıyla ilgili. Siz KEFEK toplantısında "Toplam 518 ceza verilmiştir." diye söylemişsiniz, tutanaklarda gördüm ben de. Kaç yılda verildi bu ceza? Ama biz arşivlerde bulamadık bu cezaları arşivlere baktığımızda. O yüzden, bu cezalar kaç yılda verildi, ne tarz cezalar? Şimdi, bu gündüz kuşağı programlarında damadıyla kaçan kaynanalar, kıyma makinesinde cinayetler, o kadar çok kötü örnek var ki burada söylemek bile istemem. Aslında bunlar bir kenarda dururken haber ve yorum programlarında iktidarın eleştirildiği yayınlara ceza verilmesi açıkçası RTÜK'ün az önce anlattığınız bütün çalışmalarına da gölge düşürüyor. Bu konuda daha dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum.

Bir diğer konu var. Şimdi, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, biliyorsunuz, bir grup toplantısında Gezi Parkı'ndaki protestolara katılan kadınlar için "sürtük" ifadesini kullandı; bu, hemen hemen bütün kanallarda yayınlandı, haber programlarında da gündüz, gece ve öğlen de yayınlandı; bunu bir kenara koyalım ama siz kurum olarak Cadde TV'de yayınlanan "Filleri Yakalamak" isimli bir filmde "sürtük" ifadesi geçtiği için 13 Mart 2024 tarihinde kanala para cezası uyguladınız. Yani burada bir çelişki görmüyor musunuz? Yani bu dizi ya da filmler ne zaman, hangi saatlerde yayınlanıyor, çocukların yattığı saatlerde mi bilmiyorum ama Cumhurbaşkanımızın kullandığı ifadeyi izlemeyen, duymayan, görmeyen kalmadı. Bununla ilgili bir yaptırım oldu mu ya da bununla ilgili bir gelişme oldu mu? Bildiğim kadarıyla bir itiraz da oldu, bir başvuru da oldu ama bu, hiçbir gündeme alınmadı.

Sorularım bunlar.

Geç kalınmış olsa bile çok kıymetli çalışmalarınız. Umarım bu yayın etik ilkeleri hakikaten uygulanır ve eğer bundan sonra bir komisyon kurulursa ya da RTÜK gündeme geldiğinde bir daha bunları konuşmak durumunda kalmayız diyorum.

Bir de önerim olacak 6284 ve KADES'le ilgili -yani yasal olarak uygun mu bilmiyorum ama- bizim toplumumuzda kamu spotu çok dikkat çekmiyor ama bu akşamları izlenen dizilerde ya da çok izlenen filmlerde 6284 ve KADES filmin ya da dizinin, konunun içine yayılabilir mi ya da buna ilişkin belki de bir şart koşulabilir mi? Böyle de bir önerim var.

Çok teşekkür ediyorum.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Çok teşekkürler Sayın Kılıç.