Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Başkan Yardımcısı Deniz Güler ve RTÜK Üyesi Deniz Güçer tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 24 .12.2024 |
RUKİYE TOY (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli basın mensupları, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, biraz önceki ifadeyi tekrar... Sayın Vekilimizin birçok konudaki sözlerine katılıyorum ama Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili söylediği söze katılmıyorum çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız kadına yönelik şiddetle mücadelede şu ana kadar inanılmaz büyük bir...
SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Eleştirmedim ki, söylediğim söz eleştiri değil, sadece kelimeyi söyledim!
RUKİYE TOY (Sivas) - Bize en çok destek olan, kadınlara destek olan kişilerden biridir. O kelime de kadınlar için söylenmiş değil camiye girip bira şişeleriyle kutsal mekânları kirleten teröristler için söylenmiş bir sözdü. Onu da kayıtlara düşmek için söylemiş olalım.
SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Onun yalan olduğu ortaya çıktı, onun yalan olduğu ortaya çıktı!
RUKİYE TOY (Sivas) - Vekilim, siz de biraz önce söylemiştiniz "Sözü kesmeyin." diye, siz de kesmezseniz sevinirim.
Günümüzde tabii, medya araçları, bilgiye erişim, iletişim boş zaman faaliyeti olarak hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Hepimiz sosyal medyayla ya da televizyonla ya da herhangi bir iletişim aracıyla hemen hemen her gün saatlerce muhatap olabiliyoruz, giderek yaygınlaşan ve çeşitliliğinin de arttığı bir medya mecrası görebiliyoruz. Tabii, insanların zihinlerini, yaşayış biçimlerini etkiliyor medya. Örneklik teşkil edebiliyor hatta işte, biraz önce sunumda olduğu gibi olumlu ya da olumsuz örnekler de ne yazık ki olabiliyor ama hani derler ya, şöyle de bir söz var kültürümüzde: "Doğru emekleyene kadar yalan koşarmış." Dolayısıyla ne yazık ki olumsuz örnekler daha fazla yer edinebiliyor, daha fazla örneklik teşkil edebiliyor.
Tüm bunlar medyada şiddetin temsil ediliş biçimine dair bir sorgulamayı gerektiriyor. Biz siyasetçiler de sık sık bu sorulara muhatap oluyoruz ne yazık ki. İşte, özellikle, biraz önceki tüm vekillerimizin de söylediği gibi, gündüz kuşak programlarıyla ilgili hepimiz şikâyet ediyoruz, söylüyoruz ama Sayın Başkanım, genel itibarıyla çok bir değişiklik de göremiyoruz. Gündüz kuşağında -biraz önce Vekilimizin de söylediği gibi- katil, sapkın ama sempatik gösterilebiliyor, esprileri "caps" olabiliyor. Dolayısıyla özellikle genç kızlarımız üzerinde ya da herhangi bir eğitimi, donanımı olmayan insanlar üzerinde de etkili olabiliyor.
Sadece gündüz kuşakları değil gençlerin dinlediği kliplere de bir bakmak lazım. Kliplerdeki görüntülerde de ne yazık ki şiddet sahneleri olabiliyor. Şiddetten kasıt sadece fiziksel şiddet değil; psikolojik şiddet, ekonomik şiddet şarkı sözlerine de ne yazık ki her anlamda yansımış durumda, özellikle rap şarkılarda. Her ne kadar rap kültürü bir aykırı kültür olarak ortaya çıksa da şarkı sözlerine baktığımızda, özellikle cinsiyet ayrımcılığını, kadının metalaştırılmasını vurgulayan şarkı sözlerine de denk gelebiliyoruz, karşılaşabiliyoruz. Geçen defaki toplantımızda Aile Bakanlığımızın çok güzel bir kamu spotunu izlemiştik Sayın Başkanım. Biz de hatta şöyle bir öneride bulunmuştuk: Her şiddet sahnesinin sonrasında -bu, psikolojik şiddet de olabilir, sadece fiziksel değil- caydırıcılık açısından, en azından o olumsuz örneğin örneklik teşkil etmemesi açısından da bir kamu spotu yayınlanabilir mi, zorunlu olabilir mi? RTÜK'ün bu konudaki başarısı ölçülebilir verilerle kamuoyuna açıklanabilir mi? Benim sorularım bunlar.
Dijital dünyada kadınlarımıza daha fazla ve daha farklı eğitimler verilebilir mi? Bu, Millî Eğitim Bakanlığımızla olabilir ya da farklı kanallar aracılığıyla da olabilir çünkü kadınlarımız çocuklarımızla daha çok muhatap olduğu için çocuklarımızın da... Geçen defa da söylemiştik, bir rüzgâr aldı, götürüyor çocuklarımızı ve biz onlara ulaşamıyoruz. Kadınlarımızın çoğu sosyal medyayı nasıl kullanabileceklerini bilmiyorlar. Dolayısıyla "Çocukların da bilinçli kullanması adına kadınlarımıza bu anlamda eğitimler verilebilir mi?" diye sormak istiyorum çünkü çocukların da o mecralarda yaptığı faaliyetlere biz kadınlar... Erkekler de aynı şekilde, fark etmez ama daha çok kadınlar üzerinde konuştuğumuz için söylüyorum.
Bir de Sayın Başkanımızın dijital dille ilgili söylediğine de kesinlikle, yüzde yüz katılıyorum. Biz dijital dünyada anne baba olmakla ilgili bir panel düzenledik, hemen arkasından da dijital dünyanın Türkçemizi nasıl etkilediğine dair bir panel düzenlemiştik. Bunu da gerçekten çok önemli görüyorum. Sadece kısaltmalarla ya da sadece emojilerle konuşuyor çocuklarımız. Dolayısıyla belki RTÜK bu konuda, Türkçemizle ilgili de bir çalışma yapabilir.
Bu anlamda, sunumlarınız için tekrar teşekkür ediyor, başarılar, kolaylıklar diliyorum.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Çok teşekkürler Sayın Toy.