| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/597) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 23 .02.2016 |
YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum.
Tabii, tarafları dinledik, özellikle burada bir an kendimi Sayın Bülent Pirler konuşurken, bir ara Asgari Ücret Tespit Komisyonunda da görev almıştım TÜRK-İŞ'i temsilen, orada işçi temsilcisi pozisyonundaymışım gibi gördüm. Yani orada genellikle, Asgari Ücret Tespit Komisyonunda işçi, işveren ve sendikalar vardır ama her zaman hükûmet ile işverenin dediği ortaya çıkar. Yani buradaki konuşmalardan da -Bülent Pirler'in- onu anladım çünkü Hükûmet de o şekilde konuştuğu için ancak Asgari Ücret Tespit Komisyonundaki durumuma düştüm.
Tabii, özel istihdam bürolarıyla ilgili olay ilk defa değil. Daha, Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 1919'da Washington'da yapılan 1'inci toplantısında işçilerin iş bulmasıyla ilgili bir karar alındı. Uluslararası Çalışma Konferansı'nda -1919 yılında- işsizlik hakkında sözleşmeyi kabul etmiştir. Sözleşmeyi onaylayan her ülke resmî, parasız iş bulma bürosu sistemi kurulmasını öngörmüştür o 1'inci toplantısında. 1929'daki ekonomik buhranda, o işsizliğin yoğun olduğu dönemlerde işçi simsarları ortaya çıkmış ve işçilerin o zaman iş bulma adıyla işçi büroları, özel istihdam büroları tarafından nasıl sömürüldükleri ortaya çıkmış. Orada yeni bir kanunla gene 1933 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) kongresinde paralı, ücretli bu özel istihdam bürolarının kapatılmasına karar verilmiş ve taraflar da bunu o zaman imzalamışlar. 1994 yılında gene Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) kongresinde bu sefer değişen koşullarla özel istihdam bürolarının açılmasıyla ilgili, hayata geçirilmesiyle ilgili bir tavsiye kararı alınmış. Burada işçi haklarının da korunması yönünde böyle bir karar alınmış. O kararla birlikte, o kararda hem 181 sayılı Sözleşme ve onu tamamlayan 188 sayılı Tavsiye Kararı da 1997 yılında kabul edilmiş. Şimdi, 181 sayılı Sözleşme'yle emek piyasasının dinamizmini sağlamada kamu istihdam bürolarının yanında özel istihdam bürolarının da faaliyetine izin verilerek istihdam hizmetlerinin kalitesinin artırılması hedeflenmiş. Bu kapsamda, istihdam hizmetlerinin kalitesini artırmak için kamu istihdam büroları ile özel istihdam büroları arasında iş birliği öngörülerek işçilerin ve iş arayanların istismarına karşı bireysel ve kolektif hakların korunması gereğinden hareketle özel istihdam bürolarının hizmetleri karşılığında her ne suretle olursa olsun işçilerden ücret alamayacakları belirtilmiştir. Zaten, bizim burada bazı mesleklerde özel istihdam bürolarının işçilerden para alıp almayacağı yönünde bir kaygımız da var. Biraz önce Bülent Pirler "kaliteli işçi alacağız" derken özel istihdam bürolarının bunu istismar edip etmeyeceğine ilişkin kaygılarımız da var.
Bunun yanı sıra, özel istihdam büroları ile kamu istihdam bürolarının tanımına yönelik yeni kıstaslar belirlenmiş ve özel istihdam bürolarının niteliksiz ve işçi aleyhine faaliyette bulunmalarını önleyici düzenlemeler getirilmiştir. Sonuç olarak, bu sözleşmeyle değişim sürecindeki emek piyasasının gereksinimlerine cevap vermek amaçlanmıştır, güzel. 10 Mayıs 2000'de yürürlüğe giren 181 no.lu Sözleşme'ye 27 ülke imza atmış ama Türkiye henüz imzacı değil. Sayın Bakanıma soruyorum, bu özel istihdam büroları yasallaştığında 181 sayılı Sözleşme'yi de imzalayacak mısınız? Onu Meclise getirecek misiniz?
Niçin soruyorum? 181 no.lu Sözleşme işleyen emek pazarında esnekliğin önemini vurgulayarak özel istihdam bürolarının iyi işleyen emek pazarında rol oynayabileceğini tanımakta, ancak, işçilerin korunmaya ihtiyaçları olduğuna da vurgu yapmaktadır. Kiralık işçilerin de örgütlenme hakkı ve toplu sözleşme yapma hakkı olduğunu belirtmektedir. Yani doğal olarak, eğer uluslararası yasalardan bahsediyorsak, o hâlde özel istihdam bürolarıyla ilgili uluslararası sözleşmelerin de eş zamanlı olarak Meclise gelip uygulanmasında yarar vardır diye düşünüyorum.
Tabii, bir de Sayın Bakanım, hazır buradayken, bu konunun dışında başka bir konu, bir bilgi geldi, onunla ilgili bir bilgi vermek istiyorum. Özellikle, bu, asgari ücret uygulamasından sonra belediyelerde çok büyük sıkıntılar var. Belediyeler ve hastaneler kendi bütçeleriyle, biliyorsunuz, idare ediliyorlar ve burada, asgari ücretin artışından dolayı... Üstelik AKP'li bir belediye, elimizde belgesi de var, Çekmeköy Belediyesi, güvenlik görevlilerinin iş akitlerini feshediyorlar, gerekçe olarak da "asgari ücretin artışından doğan nedenlerle" diye. Hükûmet olarak iyi bir iş yaptınız, özel sektörde maliyet artışları biraz olsun işverene yansımasın diye ona bir destek verdiniz. Kamuda, genel bütçeye bağlı kamu işletmelerinde de bu konuyla ilgili bir sıkıntı yok ama belediyelerde böyle bir sıkıntı var. Nasıl var? Belediyeler diyelim ki 2015 Temmuz ayında ihaleye çıktılar, üç yıllık sözleşme yaptılar fakat asgari ücret yüzde 30 arttı ve sonuçta belediyelerin işçilik maliyetleri de asgari ücretten dolayı artmış oldu. Bu konuyla ilgili, kapsam dışı kaldığı için uygulamalarınız, belediyeler ekonomik olarak zor durumda kaldılar ve o gerekçeyle işçi çıkarıyorlar. Ben burada belediyeyi suçlamıyorum, belki gerekçe olarak öyle yazmış olabilir ama bu bütün belediyelerde büyük bir sıkıntı. Bununla ilgili...
Bir de geçen memurlarla ilgili, iş kollarıyla ilgili bir yönetmelik yayımlandı. Biliyorsunuz, şu anda Mecliste bulunuyoruz ve Mecliste de çalışan personel var. Bunların sendikalaşmasıyla ilgili bir problem yok. İşte, Anayasa Mahkemesinden sonra Çalışma Bakanlığı bu konuyla ilgili bir düzenleme yapacaktı ama gördüğümüz, burada 4/C, 4/B ve milletvekili danışmanları var. Bunların hangi iş koluna girdikleri ve sendikalaşıp sendikalaşmamasıyla ilgili herhangi bir belirsizlik yok. Bunlar memur sendikalarına mı üye olacaklar, yoksa işçi sendikalarına mı üye olacaklar? Bunlarla da ilgili bir belirsizlik var. Bununla ilgili de bir bilgi verirseniz sevinirim.
Teşekkür ediyorum şimdilik.