Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | TÜİK Başkan Yardımcısı Furkan Metin, Demografi İstatistikleri Daire Başkanı Metin Aytaç ve Sosyal İstatistikler Daire Başkanı Turgay Altun tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 25 .12.2024 |
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Ben de çok teşekkür ederim sunum için Sayın Başkan ve Başkan Yardımcıları.
Değerli milletvekilleri, aslında benim de çok sorum yok ama kurumunuza dair birkaç beklentim var, onları ifade etmek istiyorum. Çünkü hani siz de belirttiniz, on yıldır kadına karşı şiddet konusunda veri paylaşılmıyor, hani net veriye ulaşamıyoruz. Bugün sizin yaptığınız bu sunumu çok önemsiyorum ve kıymetli olduğunu ifade etmek istiyorum çünkü şey açısından çok önemli yani şiddetin haritasını oluşturmak, şiddetin türlerini, dağılımını, yaygınlığını belirlemek kurumunuzun işi ve bu bizim açımızdan yani mücadele edenler açısından oldukça önemli. Yıllar içerisinde şiddetin nasıl şekil değiştirdiği, yeni şiddet biçimleri, bunları belirlemek açısından da her yıl bu oranların veya bu sayıların belirlenmesi, açıklanması gerekiyor, bizlerle paylaşılması gerekiyor. Yine, mesela mücadelede kaynakların nasıl kullanılacağı... Cinsel şiddete yönelik -örnek veriyorum- cinsel şiddet kriz merkezlerinin açılması gerektiğini ısrarla söylüyoruz mesela; buna dair sizin ortaya koyacağınız veriler bize rehber olacak kaç nüfusluk yerde ne kadar merkezler gerekir diye.
Bunları neden söylüyorum? Şu açıdan çok önemli: Şu anda sistem çalışmıyor yani evet, yasalarımız var, mevzuatımız var, 6284 sayılı Yasa'mız var, oldukça da iyi ama çalışmıyor, aksayan yerler. Kurumlarda yani kadınların başvurduğu yerlerde -bu İçişleri Bakanlığından Adalete ve ilgili bütün bakanlıkları kapsıyor- nerelerde aksamaların yaşandığını da sizin verileriniz bize gösterecek. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik açısından çok kıymetli yani kollukta mı işi görülmüyor, yargıda mı, nerede? Hani aksayan yerlerin tespit edilmesi ve hesap verilebilirlik açısından da oldukça önemli sizin paylaşacağınız veriler ve onların iyileştirilmesi yani o alanların iyileştirilmesi açısından da önemli.
Şimdi, ben, aslında, hem 2022 hem 2023 araştırmanızı buraya gelmeden önce de inceledim. Dolayısıyla, 2022 toplumsal cinsiyet eşitliği araştırmanız daha kapsamlı, içinde pek çok alana bakılmış yani ekonomik, sosyal, kültürel, şiddetle ilgili kadına dair pek çok veri paylaşmışsınız, daha kapsamlı ama 2023 kadın istatistiği çok dar ve aslında bize hiçbir şey söylemiyor. Sizin bugün yaptığınız sunumdan bahsetmiyorum, öncekinden bahsediyorum. Dolayısıyla, mesela o, benim açımdan, şiddet haritasını ortaya çıkarmak açısından çok bir şey söylemiyor. Cinsiyetlendirilmiş veriye ihtiyacımız var yani sizin sunacağınız verilere. Mesela, az önce de paylaştığınız sağlık verileri 2019'a kadar alınmış, eğitim 2021'e kadar, boşanmada 2022 verileri dâhil edilmiş ama sonrası yok; sonra, fiziksel ve cinsel şiddetin eğitim durumuna, refah seviyesine, yerleşim birimine, yaş gruplarına göre sınıflandırılmasında 2008 ve 2014 karşılaştırması yapıyorsunuz sadece, sonrası yok; bunu demek istedim az önce.
Bir de neden daha öncekindeki gibi Hacettepe Üniversitesiyle çalışmadınız? TÜBİTAK, Marmara, siz ve Aile Bakanlığı ortaklığında yapılıyor. Çünkü daha önceki komisyonda Hacettepe Üniversitesinin verileri sunulmuş ve raporda da bu konuda oldukça büyük bir memnuniyet ifade edilmiş; bunu da merak ettim, bu da bir soru olsun.
Bir de en önemlisi, ekonomik şiddeti ölçmemişsiniz hiçbir zaman. Bir de şunu da ifade etmek istiyorum: Mesela, kadınların şiddet döngüsünden çıkamamasının en önemli sebeplerinden biri yoksulluk, kadın yoksulluğu yani ekonomik olarak baş edemedikleri için o döngünün içerisinden çıkamıyorlar. Bu konuda mesela size büyük bir sorumluluk düşüyor, açlık ve yoksulluk sınırı açıklamıyorsunuz, enflasyon ve asgari ücret yanlış tespit ediliyor. Bugün bu konuşuluyor, gündemimiz mesela. Bu, kadınları en çok etkileyen mesele yani bu konuyla ilgili size çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Daha gerçekçi ve kadınları gerçekten ekonomik şiddet döngüsünden çıkarma konusunda da önemli. Bu nedenle, özellikle açlık ve yoksulluk sınırı rakamları çok önemli; şiddet meselesiyle ilgili olarak söylüyorum bunu. Bununla ilgili bir çalışmanız olacak mı?
Bir diğer mesele, kesişimsel kimlikler. Mesela, göçmen bir kadın Türkiyeli bir kadına göre daha çok şiddete maruz kalabiliyor iş yerlerinde ya da Kürt bir kadın Türk bir kadına göre daha çok yargı tacizine maruz kalabiliyor; şiddetten bahsediyorum bu arada. Yani ırk, sınıf, ulus, engellilik, yaş, kuşak gibi ya da cinsel yönelim gibi pek çok faktör kadınları daha çok şiddete açık hâle getirebiliyor. Buna dair de kesişimsel kimlikleri de esas alarak ölçümler yapmanız gerekir diye önermek istiyorum. Bütün bunları biz 2025 Haziran ayında görmek istiyoruz, merakla da bekliyoruz; o nedenle kolaylıklar dilerim. Sunumunuz için de çok teşekkürler.
Bir de son olarak Dünya Ekonomik Forumu sizin az önce sunduğunuz Eşitlik Endeksi'yle ilgili aynı verileri paylaşmış 2024'e dair. Burada 146 ülke içerisinde 127'nci sırada Türkiye yani Avrupa'nın alt eşik sınırını oluşturuyoruz. Biz Avrupa Birliği içerisinde sayılıyoruz çünkü yasalarımız yani Medeni Kanun, işte, diğer kanunlarımızın -aile, boşanma vesaire- hepsi Avrupa Birliğine uyumlu olduğu için Avrupa Birliği içerisinde sayılıyoruz ama ne yazık ki yasaların varlığı yetmiyor. Dolayısıyla, sizin ölçmeniz gereken şey, yasaların uygulanabilirliği yani bu yasaların varlığı kadınların hayatını nasıl etkiliyor? Bu ölçümlere ihtiyacımız var. Dolayısıyla bunu da söylemeden bitirmek istemedim.
Kolaylıklar diliyorum.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Teşekkürler.