| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/597) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 23 .02.2016 |
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; ben önce bir önceki önerge konusunda bir şerh düşmek istiyorum, onu önce ifade etmek istiyorum. "Mevsimlik işler hariç" ibaresinin ilave edilmesini olumlu buluyorum, doğru bir şeydir, sınırlandırmaktadır çünkü yasa kapsamını. Ancak "Geçici iş ilişkisinde işveren özel istihdam bürosudur." cümlesinin eklenmesini ise son derece yanlış buluyorum. Şundan dolayı yanlış buluyorum: Burada net bir şekilde böyle bir ibare geçirerek asıl işverenlerin taşeron uygulamasıyla başaramadığını bu kanunla başaracağımız ortaya çıkıyor, başarılacağı ortaya çıkıyor. Çünkü burada sadece "Geçici iş ilişkisinde işveren özel istihdam bürosudur." dersek asıl işverenin yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmış oluyoruz ancak şimdi, baktığımız zaman, işçiye emir ve talimat veren asıl işveren, üretim yapan asıl işveren, kârı elde eden asıl işveren ama asıl işveren bu işçiye karşı işveren değil. Peki, sorumluluk kimde? Sorumluluk özel istihdam bürosunda. Yani netice itibarıyla, bu, daha önceki görüşlerimizde de ifade ettik iş hukukunun temel ilkelerini tamamen ortadan kaldıran bir ibareymiş gibi gözüküyor. Yani "işveren" tanımının "iş yeri" tanımının değiştiğini gösteriyor bu. 4857 sayılı Yasa'yı temelinden sarsan bir durum diye değerlendiriyoruz. Dolayısıyla, onun özellikle tutanaklara geçmesini talep ediyoruz.
2'nci verilen önergeyle ilgili de... Tabii, burada yasa kapsamının geniş olması yani yaklaşık 10 milyon çalışanı ilgilendirmesi nedeniyle bu 1'inci madde son derece önemli bir madde. Az önce Sayın Akkaya ifade etti, birçok eksiğini sakıncasını söyledi ama birkaç noktaya da ben temas etmek istiyorum, tekrar olacak ama. Yasanın bu şekliyle geçmesi hâlinde işverenlerin 4857 sayılı Yasa kapsamında işçilere olduğu yükümlülüklerden sorumlulukları kalmayacak yani tamamen güvencesiz bir çalışma ortamı doğacak diye bir endişe taşıyoruz. Yine, 6331 sayılı Yasa'nın da iş sağlığı ve iş güvenliğine yönelik hükümlerinin de bu şekilde bir çalışma modeliyle ortadan kaldırılacağını düşünüyoruz. Bu şekilde, iş cinayetlerinin artacağını düşünüyoruz yani taşeron uygulamasıyla bu iş cinayetleri bu derecede yüksek rakamlara çıkmış durumda çünkü asıl işveren şunu diyor: "Ben işi taşerona verdim, alt işverene verdim. Dolayısıyla, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alması gereken o işveren." Ve o şekilde kendisi gevşek bırakıyor, çok fazla iş güvenliği önlemlerini alma yönünde bir irade sergilemiyor, bir fiilî durum sergilemiyor. Şimdi, taşeronun taşeronu olabilecek bu uygulamayı getiriyoruz. Çünkü alt komisyon görüşmeleri sırasında ortaya çıktı, açık ve net, özel istihdam büroları taşeronlara da işçi temin edebilecek, kiralayabilecek. Şimdi, taşeron bir işi alacak asıl işverenden ve işçiyi de özel istihdam bürosundan temin edecek. Yani taşeronu da aslında sorumluluktan kurtarıyoruz bu yöntemle yani hem asıl işveren hem taşeron yasal yükümlülükten kurtuluyor. Yani şimdi, burada sanki şöyle bir algı varmış gibi ortaya çıkıyor, yani anlatamadığımız bir nokta belki de bu, özel istihdam bürosu sadece asıl işverene işçi temin edecek gibi bir algı üzerinden görüşler bildiriliyor, hâlbuki öyle değil, özel istihdam bürosu taşerona da işçi temin edebiliyor yani işçi hani direkt asıl işverenin işçisi olması gerekirken aynı zamanda taşeronun da işçisi olabiliyor ama sorumluluğa baktığımızda özel istihdam bürosu sorumlu oluyor. Asıl işvereni koruyan 2 tane tampon çıkmış oluyor, hem taşeron çıkmış ortaya hem de özel istihdam bürosu çıkmış oluyor. Şimdi, zaten işverenlerin de istediği bu yani kendilerini hiçbir şekilde işçilerin hiçbir sorumluluğundan, hiçbir yasal hakkından sorumlu tutturmamak. Şimdi, yasa bu hâliyle geçerse bence burada işverenlerin tam da istediği bir durum ortaya çıkıyor. Yani 4857 sayılı Yasa'nın hiçbir yükümlülüğünden işverenler sorumlu tutulamayacak bu durumda. Yani dolayısıyla, bunu çok önemsiyoruz, gerçekten çok önemsiyoruz, iş ve çalışma barışını temelinden sarsacak bir durum bu. Yani kötüye kullanımlarda ne olacak? Hani, işveren iyi niyetliyse tamam, sorun yok ama kötüye kullanımda ne olacak ve bu uygulama da taşeron uygulamasında gözükmüş. Bakın, 300 bin taşeron işçisi şu anda 1,5 milyon taşeron işçisine dönüşmüş. Bu hâliyle belki 5 milyon işçi belki de bu şekilde çalıştırılacak ve güvencesiz bir şekilde çalıştırılacak. Böyle bir ihtimali çok yüksek görüyoruz.
Onun dışında birçok konuya Sayın Akkaya değindi, ben çok da fazla zaman da almak istemiyorum, daha önceki görüşmelerimizde de ifade ettik, yani diyoruz ki: Ya, burada bir kul hakkı yenecek Sayın Başkanım, kul hakkı yenmesine müsaade etmeyin. Milyonlarca insanın kul hakkı yenecek yani kazanımlarını kaybedecek bu insanlar, buna müsaade etmeyelim diyoruz.
Saygılarımla.