KOMİSYON KONUŞMASI

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, komutanlar, Komisyonun değerli üyeleri; özellikle, Silahlı Kuvvetlerin güneydoğu sınırlarına gittiğimiz zaman oralarda baktığımızda gerek devletin valisinin, kaymakamının gerekse Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınır güvenliğini koruması anlamında hemen hemen iyice zayıflatıldığını, yok olduğunu gözlemliyoruz. Sanki, farklı bir güç o bölgeleri yönetiyor gibi yani delik deşik. Acaba, bir Millî İstihbarat Teşkilatından birisi mi yönetiyor? Öyle bir algı da var. Onlar yönetiyormuş gibi yani sınırdan geçişleri, gelişleri, böyle bir duygu var. Ben, özellikle gittiğim bir karakolda "Siz ne yapıyorsunuz?" diye sorduğumda "Biz karakolu koruyoruz.", "Peki, sınırı kim koruyor?", "Vallahi, sınırı da Allah koruyor." şekilde bir ifade almıştım.

Sayın Bakan, özellikle Doğu Akdeniz'le ilgili bir açıklamada bulunmadınız. Doğu Akdeniz'deki durumumuz fecaat yani gerçekten içler acısı. Önce egemen güçler, emperyalistler içerideki paralel yapıyla birlikte Deniz Kuvvetlerinin üçte 2'sini ve en iyilerini görevden uzaklaştırdılar, tutukladılar ve çeşitli şekillerde onları gerçekten ordudan yok ettiler, Deniz Kuvvetlerini zayıflattılar, bu zayıflama sonunda -ki, sizler sahip çıkmadınız, alkış tuttunuz- şimdi bakıyoruz ki Kıbrıs Rum, Mısır ve İsrail bölgesi kendi aralarında anlaşarak, birleşerek oralarda hâkimiyet kuruyorlar ama sizler de gördüğümüz kadarıyla, Ömer kod adlı kişinin de belirttiği gibi, IŞİD'le iş birliği içerisindesiniz. Dolayısıyla, buradaki zafiyetin 17 Aralıktan sonra "Aldatılmışız." diye Sayın Cumhurbaşkanı, o zaman Başbakandı, söyledi ama sizler, özellikle Millî Savunma Bakanı olarak ordumuza sahip çıkmadınız, Silahlı Kuvvetlere sahip çıkmadınız, vicdani bir acı çekmediniz maalesef çünkü eğer böyle bir şey vardıysa bu işteki iş birlikçiler, paralelcilerden bir tane örnek vermediniz, sadece emniyette ya da adaletteki birkaç kişiyi suçlayarak, günlerce kamuoyunu kandırmaya çalışıyorsunuz.

Madem 17 Aralıkta aldatıldınız, bunun gereğini niye yapmıyorsunuz? Neden bu değerli komutanlarımız şu anda sokaklarda? Emekli olmayanlar perişan. Yargı eliyle esir alınmış, bugün, mahkûmiyetleri kalktığı için özgürlüğüne kavuşmuş Balyoz, askerî casusluk, Oda TV gibi davalarda yargılanan birçok insan, özellikle askerler mesleklerini yapamıyor, dilenme noktasına gelmişler çünkü adli sicil kaydına göre onlar hâlâ hükümlü. Bu yüzden de onlar için işe girmek, yat kaptanı olmak, uzak yol süvarisi belgesi almak, pilot olarak Türk Hava Yollarında çalışmak hayal, siyasete girmek hatta anayasal bir hak olan oy kullanmak dâhil birçok kısıtlamaya tabiler. Bu insanlar Anayasa Mahkemesinin 18 Haziran 2014 tarihli adil yargılanma hakkının ihlali kararına istinaden tahliye oldular. Tahliye olan bu insanların mesleklerini yeniden yapmak istemeleri en doğal hakları değil midir? Neden bir tedbir almıyorsunuz? Yani bu insanlar, vatan korumak için, askeriyeye bir şekilde bulaşmışlarsa kabahat mi ettiler? Orada görev yapmaktan büyük bir gurur duyan, övünen bu insanların şu anda sokaklarda dolaşması sizi rahatsız etmiyor mu, bu Hükûmeti rahatsız etmiyor mu? Bu insanlar mesleklerini büyük bir vatan aşkıyla yaptıkları için ve kariyerlerinin zirvesinde tutuklanmadılar mı?

Doğal olarak, tahliye edilmelerinin ardından yeniden yargılanma duruşmalarının görüldüğü İstanbul Anadolu Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesinden hükümlülük durumunun sona erdiğine dair belge almak istiyorlar. Adli sicil kayıtlarının silinmesi için Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünden talepte bulunuyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Aldıkları yanıt ret.

BAŞKAN - Sayın Demir, lütfen toparlayın.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Devletin görevi vatandaşının mağduriyetini önlemektir. Bu davanın sanıkları özgür olmalarına rağmen, mağdur olmaya devam edecekler mi? Hükûmet bu mağduriyeti gidermek için ne gibi tedbirler alıyor? Gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gerekse de Anayasa'mızda insan haklarının devletin kamu gücü tarafından ihlali söz konusu olduğunda bireysel başvuru yapılabileceği belirtilmiştir. Bu çerçevede, 23 Eylül 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile bireysel başvurucunun haklı bulunması hâlinde bunun sonuçlarının ne şekilde olacağı belirtilmiştir. Ancak yeniden yargılanan kişilerin adli sicil ve arşiv kayıtlarının akıbetinin ne olacağı düzenlenmemiştir.

Ben, bu konuda bireysel başvuru sonucu Anayasa Mahkemesi tarafından adil yargılanma hakkı ihlali kararıyla verilen mahkûmiyet kararına ilişkin adli sicil ve arşiv kaydının tamamen silinmesiyle ilgili bir yasa teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vereceğim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Demir.

Lütfen toparlayın.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Boşluğun doldurulması, mağduriyetlerin daha da artırılmasını önlemek için verdiğim yasa teklifini iktidar ve muhalefet milletvekillerinin desteklemesini bekliyorum. Gelin, hep birlikte mağdur edilen bu insanların hayatlarının, itibarlarının geri verilmesinin bir adımını hep birlikte atalım.

Ayrıca, bu uygulama eşitsiz bir durumu ortadan kaldıracaktır. Şu anda muvazzaf olan Balyoz davası sanığı astsubaylar bile hükümlü yani sabıkalı bir şekilde görev yapabilirken aynı durumda olan diğer insanlar neden mağdur edilmektedir? Hatta Balyoz davasının subaylarının adli sicilinde kayıtlarının bile olmadığı iddia edilmektedir yani bir kısmının var, bir kısmının yok. Böyle bir dağınıklık olur mu? Yani Millî Savunma Bakanlığında ya da Türk Silahlı Kuvvetlerinde böyle ayrımcılık olabilir mi? Bu eşitsizliğin nedeni nedir Sayın Bakan?

Ben ayrıca...

BAŞKAN - Sayın Demir, teşekkür ediyoruz.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Tamam, toparlıyorum.

Özellikle bugün Avrupa Parlamentosunda 44 milletvekili tarafından Doğu Akdeniz'deki bu Türkiye'nin haklarını savunma konusunda göstermiş olduğunuz son günlerdeki kararlılığa karşın bir teklif veriyorlar. Özellikle bununla ilgili bir açıklamada bulunmadınız. Ne düşünüyorsunuz?

Uzman çavuşlarla ilgili konular belli, arkadaşlar onu sordular. Özellikle bu konuda açıklama bekliyoruz ve...

BAŞKAN- Sorularda da söz vereceğim size.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Tamam, bitiriyorum.

Sayın Bakan, özellikle bu paralel yapı meselesi... Halkı aldatmaya devam ediyorsunuz. Paralelciler, emperyalistler sizi aldatıyor, siz de halkı aldatmaya devam ediyorsunuz.

Lütfen, Silahlı Kuvvetlerde varsa paralelciler ortaya koyun, yoksa da Silahlı Kuvvetlerden özür dileyin.

Teşekkür ederim.