Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | İsrail'in Gazze'deki katliamlarına, Suriye'de yaşanan gelişmelere ve Sednaya Hapishanesine ilişkin açıklaması |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 12 .12.2024 |
RUKİYE TOY (Sivas) - Sayın Başkan, Sayın Bakanımız, Komisyonumuzun değerli üyeleri, kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Komisyonumuzun 3'üncü toplantısının hayırlı olmasını diliyor, toplumumuz ve insanlık adına değerli neticeler elde edilmesine vesile olmasını temenni ediyorum.
Kimi insanların korku ve vahşet içeren filmler izlemesinin, izleyebilmesinin bir sebebinin izlediklerinin gerçek hayatta başına gelmeyeceğinden, gerçekle yüzleşmeyeceğinden emin olmasının verdiği güven olduğu söylenir. Soykırımcı İsrail ve Esed canisinin yaptıkları bir film sahnesinde gerçekleşmiyor. Bilakis, yaşadığımız dünyada günümüzde hiçbir insanın güvende olmadığını, insanlığın ürettiği tüm anlam ve değer dünyasının tehdit altında olduğunu bize gösteriyor çünkü müşahede ettiğimiz vahşet ister bir insan ister topluluk ister bir devlet olsun, başka kimlerin benzer niyetlerine ruhsat teşkil edeceğini, ilham olacağını, bu ateşin ne zaman ve kime sıçrayacağını öngörülemez ve fakat mümkün kılabiliyor. Empati yapabilen herkes gibi ben de hâlâ gözlerimin gördüklerine, kulaklarımın işittiklerine inanamıyor, nasıl bir hırs, nasıl bir motivasyon, hangi dinî ideolojik veya siyasi gerekçe ya da nasıl bir psikolojik altyapı ve ruhsal boşluk bu canilikleri düşündürüyor ve harekete geçiriyor idrak edemiyorum.
Değerli arkadaşlar, hâlâ katliamlarına devam eden Batı'nın sadist ve şımarık çocuğu İsrail'in yaptıklarını bir düşünün. Gazzeli bebek ve kadınları hunharca katledip kundaktaki bebekleri çürümeye bıraktı, hamile kadınları kanamalı ölüme terk etti. Tüm bunlar dünyanın gözü önünde oldu ve olmaya devam ediyor. Suriye'de çok şükür çöküşüne şahitlik ettiğimiz, yine birilerinin beslemesi devrik Esed ve Baas rejiminin bir devleti ve halkını yönetmek adına yaptıkları eğer bugün engellenememiş olsaydı daha ne kadar sürecekti düşünmek bile istemiyorum. Muhalifler iki gün içinde Şam'ı kurtardılar fakat günler geçmesine rağmen Sednaya cezaevindeki tüm tutuklulara maalesef ulaşamadılar. Dünyanın gördüğü en vahşi cezaevlerinden biri olan Sednaya'da 1,5 milyon insanın işkenceden geçtiğini, yüz binlerce kişinin sistematik olarak öldürüldüğünü, yine kadınların sistematik olarak tecavüze uğradığını, yer altına doğru ilerleyen katlarda on binlerce mahkûmun hâlâ kurtarılmayı beklediğini görüyoruz ve artık gözlerimiz acıyor, kalbimiz kanıyor. Asit odaları, pres makinaları, kazıklar, işkencenin en insanlık dışı uygulamaları, serbest kalan gencecik kadınlar, erkekler; kimi aklını kaybetmiş, kimi konuşma yetisini kaybetmiş, kimi adını bile unutmuş.
Değerli arkadaşlar, elbette bunları konuşmak bile katlanılır değil fakat bugün, bu Mecliste kayıt altına alınmasını ve hafızalarda yer almasını mazlum ve mağdurların haklarının savunulması adına çok önemsiyorum. Cumhurbaşkanımızın himayelerinde, eğer bu insanlara biz kapılarımızı açmamış olsaydık ve onları bu süre içerisinde misafir etmemiş olsaydık kim bilir daha nice kadın ve çocuk ölmüş olacaktı fakat sadece olanı biteni konuşur ve nedenleri göz ardı edip gerekli sorgulamaları yapmazsak, İsrail ve altmış bir yıllık Baas rejimlerine bir sonuç olarak bakarsak hem bireysel hem de küresel boyuttaki ahlaki ve insani çürümeyi net olarak kavrayamayız. Çünkü İsrail'in ve Esed'in bu kadar alçalabilmesinin en büyük nedeni her tür desteği aldığı, destekleriyle ayakta kaldığı bu şiddeti doğuran, besleyen ve destekleyen hepimizin malumu olan devletler ve kurdukları düzenlerdir. Geldiğimiz noktada, bu düzenin ürünü olan uluslararası kuruluşların acizliğini ve iflasını müşahede ediyor, insanlık adına yazılmış tüm bu metinlerin birer paçavraya dönüştüğü ve hiçbir anlamının kalmadığı gerçeğiyle yüzleşiyoruz.
Bu duygularla ve insanın insana bu denli zulmettiği bir döneme müşahede etmenin hicabı içerisinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve vizyonunda ne pahasına olursa olsun yine mazlumlardan yana olmaya, haktan ve adaletten yana olmaya, bu anlamda mücadele etmeye devam edeceğimizi, konuşacak tek biz kalmış gibi daima zalime karşı duracağımızı şahsım ve davam adına ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.