Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Uyarınca, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2023 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetleriyle İlgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/948) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 14 .01.2025 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, bu denetim raporlarına baktığımız zaman Türkiye Varlık Fonu yönetimindeki alt şirketlerin çoğunun birim denetçisi olarak PwC'yi görüyoruz. Bu firma aynı zamanda Türkiye Varlık Fonunun konsolide denetçisi olarak da karşımıza çıkmakta. Oysa topluluk denetçilerinin aynı zamanda birim denetçilerinin yeterliliğinden de sorumlu olduğu bilinmekte. Bu kapsamda, denetimde objektifliğin korunması için denetim firması seçimlerinde bu hususun dikkate alınması gerektiğini düşünüyor musunuz yani hem topluluk denetçisiyle hem birim denetçisinin aynı firma olmasının denetim kapsamında objektiflikten uzaklaştırdığını düşünüyor musunuz? Türkiye Varlık Fonu konsolide mali tablolarını oluşturan birimlerin denetimine ilişkin görüşlerin yer aldığı bir tablo var raporda. Bu tabloya baktığımız zaman birçok alt birim için şu ibareler var: Hasılatın finansal tablolara alınmasına ilişkin hile riski... Bir riskten bahsediliyor ve kontrollerin yönetim tarafından ihlal edilmesi risklerinden bahsediliyor birçok alt şirkette ancak Devlet Denetleme Kurulunun denetim raporunda söz konusu risklerin sebeplerinin ne olduğuna dair en ufak bir ibare yok. Burada, Komisyonumuzda bu konuda bir açıklama yapabilir misiniz?
Diğer arkadaşlarımız da belirtti, Turkish Energy Company gizlilik unsuru taşıması nedeniyle bağımsız denetimden geçmiyor yani denetim raporundaki ifadeden bahsediyorum. Turkish Energy Company gizlilik unsuru taşıması nedeniyle bağımsız denetimden geçmiyor. Benzer gizlilik nedeniyle BOTAŞ'ın 7 milyar 789 milyon liralık alacaklılarıyla ilgili herhangi bir denetim yapılamıyor ve birim maliyetleri hakkında da herhangi bir bilgi yok. Peki, bu nasıl bir denetleme oluyor? Ayrıca, Türkiye Varlık Fonu İFM Anonim Şirketinin 31/12/2022 tarihinde pazarlama satış dağıtım giderleri hesabına baktığımız zaman 1 milyon 394 bin 269 lira olduğunu görüyoruz, bu rakamın 31/12/2023 tarihinde 121 milyon 366 bin 477'ye çıktığını görmekteyiz yani çok ciddi bir artış söz konusu. 2023 yılında finans ve haber kanalları ile sosyal medya platformlarına hizmet bedeli olarak MY Marka Yönetim Şirketine 110 milyon lira para ödenmiş ve bunun ayrıntıları da var. Burada o zaman şunu sormak istiyoruz: Çok ciddi bir artış var ve bunun önemli bir kısmı da bir tane firmaya verilmiş, MY Marka Yönetime verilmiş. Bu hizmetler satın alınırken nasıl bir piyasa araştırması yapılıyor? Hangi yöntemle yapılıyor, onu öğrenmek istiyorum.
Rahmi Bey de bahsetmişti, Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu üyeleri aynı zamanda diğer şirketlerde de yönetim kurulu üyesi. Mesela, Genel Müdürümüz bildiğim kadarıyla, 3 tane şirkette yönetim kurulu üyesi olarak karşımıza çıkıyor. Şimdi, öyle sonuçlar doğuruyor ki bu, Türkiye Varlık Fonu Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonu Bilgi Teknoloji Anonim Şirketi 22/9/2022'de bir borç senedi imzalıyorlar ve esasında borç senedinin üzerinde borç miktarı yok; bir senet imzalanıyor, burada 2 tane imza var yani 2 tane şirket, 2 tane taraf olduğu için 2 tane imza var fakat imza sahibi aynı yani sizsiniz. Bu doğru bir şey mi? Bu süreç bana bir tuhaf geldi.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Kendi kendisiyle...
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Evet, siz kendi kendinizle bir sözleşme imzalamışsınız ve üzerinde de benim bildiğim kadarıyla herhangi bir miktar yok, belirtilmemiş.
Bir de bu PTT'den bahsetmek istiyorum. Esasında, PTT neredeyse iflas etmiş durumda, öyle gözüküyor, çok ciddi bir borçluluk içerisinde ve öz sermaye yetersizliğiyle karşı karşıya ve bu esasında -2021-2022- yıllardan beri bu denetim raporlarında karşımıza çıkan bir şey, Sayıştayda da benzer şekilde çıkıyor. 2021 yılı denetiminde, PTT'yi denetleyen birim denetçisi tarafından PTT'nin 2021 yılında öz sermayesini yitirdiği, dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı maddesi kapsamına girdiği belirtiliyor. 2022 mali yılı tablolarına ilişkin de Devlet Denetleme Kurulu yaptığı denetimde PTT'nin borca batıklığı konusunda hiçbir değerlendirme olmadığını tespit ediyor yani bu grup denetimini yapan şirketin bu konuda eksik davrandığını söylüyor. Bugün PTT 2,3 milyar lira zarar etmiş durumda ve öz sermayesini neredeyse yitirmiş durumda; bu, raporlar da var yani 2021 yılında denetim yapan firma Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı madde kapsamına girdiğini söylüyor. Bu kapsamda 2021 yılından bugüne kadar herhangi bir iş ve işlem yaptınız mı, size onu sormak istiyorum.
Bir de bu kiralar benim dikkatimi çekiyor yani çok ciddi gayrimenkulleriniz var ve bunların birçoğu 3 yıldızlı, 4 yıldızlı, 5 yıldızlı oteller; en güzide yerlerde, en turistik yerlerde oteller. Tabloya bakıyoruz, gayrimenkullerin tablolarına bakıyoruz: Mesela, Limak Limra Park Otel; tatil köyü, 5 yıldızlı ve birinci sınıf bir tatil köyüymüş burası. Bunun 2023 yılındaki toplam geliri 1 milyon 694 bin 972 lira yani 2 milyon lira değil, 1 milyon 694 bin lira. 31/10/2023 tarihi itibarıyla yerin değerinden bahsettiğimiz zaman da 724 milyon 418 bin lira gibi bir rakam çıkıyor yani değerinin çok altındaki rakamlara kiralama yapıldığını ben buradan anlıyorum. Bir örnek, Rixos Downtown Antalya, 5 yıldızlı bir otel; buranın yıllık kira geliri 1 milyon 389 bin lira. Oysa yerin değeri 2 milyar 874 milyon lira yani çok büyük farklılıklar var. Bu farklılıkların nedeni nedir? Benzer şekilde Özkaymak Falezden bahsediliyor; 2,6 milyar lira değerindeki bir mülk ve bunun yıllık getirisi, geliri 2 milyon 879 bin lira sadece. Ben bunları sormak istiyordum.
Teşekkür ederim.