Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Prof. Dr. Emine Özmete'nin, kadına yönelik şiddet türleri, şiddet ve kırılganlık arasındaki ilişki, şiddetin veri temelli kanıtları, şiddet faillerinin profili ve şiddetin önlenmesine yönelik çözüm önerileri hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 08 .01.2025 |
FATMA SERAP EKMEKCİ (Kastamonu) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Teşekkür ediyoruz hocam sunumunuz için, birazdan da kıymetli hocamı dinleyeceğiz.
Aslında sunumlar bir bütün hâlinde muhtemelen özellikle ara buluculuk konusunda hocamın sunumundan sonra daha da bazı şeyler netleşir diye düşünüyorum. Öncelikle ben şunu paylaşmak istiyorum hocam: Az önce de sunumunuzda söylediniz. Özellikle faillerin profiline baktığımızda daha önceden, küçüklüğünde, çocukluğunda şiddete tanık olduğunu görebiliyoruz. Burada kendi düzenimize baktığımızda da biz aslında şiddet olduktan sonra bu olgudan sonraki kurumlarımızın çalışmasını, tabii ki eksiklerimiz oluyor ama daha iyiyiz ama asıl önemli olan şiddet oluşmadan tabii ki bunu önleyebilmek ve aslında bu komisyonların amacı da biraz daha bence bu. Özellikle 2025 yılının da "Aile Yılı" olarak ilan edilmesine baktığımızda bu konunun daha önceden artık ele alınması gerektiği gerçek. Peki, sizin acaba bu konudaki düşünceniz nedir Hocam? Yani çocuk şiddete tanık olmuşsa böyle bir durumda daha olayın başındayken nasıl bir yöntem izlenmeli, ne gibi bir çalışma yapılabilmeli ki ileride önümüze şiddet uygulayan bir fail olarak çıkmasın diye?
PROF. DR. EMİNE ÖZMETE - Teşekkür ederim.
Aslında bunu biraz önce söylediğimiz öneriyle eşleşebilecek bir durum olarak değerlendiriyorum. Aileyi bir bütün olarak ele aldığımızda kadın şiddete uğrayan, çocuk annesinin şiddete maruz kaldığını gören, izleyen, dolayısıyla babaya öfke duyan ya da işte erkek tarafa öfke duyan ve yaşamın ileriki döneminde de şiddeti uygulama eğiliminde olan çünkü başa çıkmanın öyle olduğunu öğrenen, bu sosyal öğrenme teorisi ya da modeli dediğimiz unsurla şiddetin döngüsünü devam ettiren bir birey hâline dönüşme potansiyeli var. Bireye destek değil, zaten aileye destek olarak ve bütüncül bir değerlendirmeyle ele aldığımızda çocuk da bunun bir tarafı. Psikososyal destekle bundan arınmak, çevre değiştirmek yani kadını da o çevreden almak ya da bütün olarak aileyi diyelim ki madde kullanıyorsa ailenin sosyal çevre değiştirmesini sağlamak gibi, çocuğa da psikososyal destek şart ancak bu psikososyal desteğin niteliği ve sürdürülebilirliği çok önemli yani bir kez görüşmeyle psikososyal destek değil, sürdürülebilir, dönemsel, konularına göre ayrılmış, güçlendirici, destekleyici bir yapıyla çocuğun izlendiği, yine kadınla birlikte izlendiği bir sistemden bahsediyoruz yani olması gereken bu. Sayın Başkanımıza bir kitap getirdim sosyal vaka çalışmasıyla ilgili. Mesela, sosyal hizmetin geçen yüzyılın başında Amerika'da ortaya çıktığında vaka çalışmalı, bir vakanın yedi yıl izlenmesiyle ilgili örnekler var. Evet, yedi yıl boyunca aileyle, kadınla çalışılmış, uzmanlar değişmiş, kurumlar devreye girmiş yani detaylı bir şekilde örnekleriyle anlatılıyor. Böyle bir durumda hem aslında kaynaklarımızı da verimli kullanmak açısından da önemli çünkü uzman personel sayısını verimli kullanmak da bu anlamda. Eğer izlemeyi yapmazsak o vakalar tekrar tekrar o uzmanlarımızın önüne geliyor yani oradaki insan kaynağımız da bizim için değerli. Eğer izlemeyi iyi bir şekilde yaparsak en azından biraz bu müdahale ve tedaviyi ya da iyileştirmeyi yakalamamız mümkün ama her şeyde, sağlıkta da olduğu gibi, koruyucu ve önleyici hizmetler, koruma ve önleme, dediğim gibi, yani en başta belki hiç kimsenin evlenmesini önleyemeyiz çünkü bir insan hakkı, kimseye "Evlenmesin." diyemiyoruz. Dolayısıyla, risk gördüğümüz aileleri baştan bir takip sistemiyle yerleştirmek, hizmet sistemine yerleştirmemiz gerekiyor.
Teşekkür ediyorum.