MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Hocam, siz araya girince şey oldu... "Cezaları artırmakla istediğimiz sonuçları da almıyoruz" dediniz, ondan sonra bir yere bağlayacaktınız, ben o son hüküm cümlenizi yani "İdam cezası kaldırıldı, suçlar duruyor, idam cezasını koyduk..." Sanki bir yere varacaktınız ama yarım kaldı sözünüz gibi aldım ben. Bir yere bağlayacaktınız sanki.

PROF. DR. GÜNEŞ OKUYUCU ERGÜN - Buraya bağlayacaktım.

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Siz sorun "Bunu demek istediniz?" diye, siz sorun buyurun.

MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - "Cezalar değişti ama sonuç değişmedi..."

PROF. DR. GÜNEŞ OKUYUCU ERGÜN - Sonuç değişmedi; bir. Buraya bağlayacaktım.

MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Sonra "Bugün bir vatandaş eşi ve kendisini öldürmüş." dedik, sonuç cümlesi...

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - En büyük ceza işte yani idama mahkûm etse ne, kendisini öldürmüş.

MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Bitirdiniz mi yoksa bunu bir yere bağlayacak mıydınız?

PROF. DR. GÜNEŞ OKUYUCU ERGÜN - Aslında, şuraya bağlayacaktım: Bunu, yine failin kadına yönelik algısı ve failin kadına yönelik algısını şekillendiren toplumun kadına yönelik algısına bağlayacaktım. Fail, kadının belirli şekilde davranmasını istiyor; bunu istemeyi de kendine hak görüyor, bunu bulamadığında da onu cezalandırabileceğini, şiddete başvurabileceğini düşünüyor hatta bu olmadığında kendi erkeklik duygusunda bir azalma ya da namus duygusunda bir incinme hissederek buhrana kapılıp -işte bu olayda olduğu gibi- kendisini de öldürüyor. Çocuklarını da öldüren var Sayın Başkanım.