ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, kıymetli milletvekili arkadaşlarım ve katılımcılar; ben de herkesi saygıyla selamlıyorum.

Ben öncelikle bir üzüntümü dile getirmek istiyorum. Bir hekim olarak, yirmi beş yıllık bir hekim olarak maalesef Türk Tabipleri Birliği yıllarca hekimlerin sorunlarını dile getirmekten ziyade genel siyasetle ilgili işlerle daha çok uğraştı. Bu konuda inşallah kıymetli hocam bundan sonra asli görevini yerine getirmekte daha dikkatli davranır diye düşünüyorum.

Şunu söyleyeceğim: Türk Tabipleri Birliğinin 2005'te yayımlanan mevzuatında 1'inci madde şunu der: "Özel sağlık kuruluşlarının verdikleri hizmetlerin mesleki etik kurallarına uygun ve verimli olarak sunulmasını sağlar." Yönetmeliğinizde bu var. Buna yönelik ne çalışmalarınız var? Tabiplerin bunu uygun bir şekilde, etik kurallar çerçevesinde yapıp yapmadıkları konusundaki çalışmalarınızla ilgili bilgilendirirseniz sevinirim.

Bir diğeri, bu yenidoğan çetesiyle ilgili sizin önceden bir raporunuz, bir çalışmanız, bir yerlere bir ikazınız bu konuyla ilgili Meclise bir sununuz veya milletvekillerine bu konuda "Bak, böyle bir konu var; bu başka bir yerlere gider." şeklinde bir uyarınız, ikazınız oldu mu?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Teşekkür ediyoruz.

Buyurun Sayın Başkanım.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI ALPAY AZAP - Şöyle: Aslında önemli bir yaramıza parmak bastınız Sayın Vekilim, çok teşekkür ederim.

Bu etik kurallara göre mesleğini icra edip etmeme meselesinde maalesef Türk Tabipleri Birliğinin yetkileri oldukça sınırlanmış durumda, bunu söylemek zorundayım. Yani bizim verebileceğimiz maksimum ceza 1'incisinde, ilk yaptığında üç aylık meslekten men, daha sonra altı aya kadar çıkarabiliyoruz; bir kere daha yaparsa yine o kadar verebiliyoruz; 3'üncü yaptığında o il sınırları içerisinde mesleğini yapamaz diyoruz ama başka bir il sınırında çalışabiliyor örneğin. Biz son yıllarda da şöyle bir şeyle karşı karşıyayız: Hani bazı ceza verdiğimiz hekimlerimiz işi yargıya götürerek o cezaları da durduruyorlar, maalesef öyle bir şeyle karşı karşıyayız, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Anlattığım gibi tamamen gönüllülük üzerinden yürüyen bir sistem. Şu da bizim elimizi kolumuzu bağlayabiliyor: Şu an Türkiye'de çalışan bütün hekimlerin tabip odasına üye olması zorunlu değil bildiğiniz üzere Sayın Vekilim; sadece özelde çalışan hekimler zorunlu olarak üye. Dolayısıyla kamuda çalışan hekimler üyelerimiz de değiller, onları...

ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Üye olmaları için çalışmalarınız oluyor mu?

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI ALPAY AZAP - Oluyor aslında bunun değişmesi için sürekli.

Şöyle söyleyeyim: Bizim bir etik kurulumuz var tek başına. Hani hekimlik uygulamalarında her gün yeni bir şeyler de çıkıyor biliyorsunuz. İşte bu yapay zekânın da girmesiyle çeşitli hekimlik uygulamalarında değişiklikler oluyor. Bu değişen koşullara hekimlerin etik olarak nasıl uyum sağlaması gerekir, etik kuralları ihlal etmeden nasıl çalışabilir; bunları ortaya koyacak, hekimlere etik açıdan yol gösterecek, işi bu olan bir etik kurulumuz var, onların bir soruşturma yetkisi yok ama girerseniz sitemizde çok önemli pozisyon belgeleri hazırlıyorlar, elimizden geleni yapıyoruz ama şeyimiz bu kadar.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Başkanım.

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - İstatistik var mı Sayın Başkanım?

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI ALPAY AZAP - Nasıl bir istatistik?

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Verilen cezalarla alakalı bir istatistik var mı elinizde?

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI ALPAY AZAP - Var. Şöyle: Yüksek Onur Kuruluna gelen dosya...

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Yani üç ay, altı ay az bir ceza değil bence.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI ALPAY AZAP - Şöyle: Mesela yine o cezayı veriyoruz ya biz Sayın Vekilim, o cezaya uyulup uyulmadığını denetleyemiyoruz, biliyor musunuz, bizim kolluk gücümüz yok. Mesela biz bir hekim arkadaşa üç ay meslekten men cezası veriyoruz, muayenehanede çalışmaması lazım, kim gidip bakacak? Tabip odası başkanı mı gidip bakacak bu adam çalışıyor mu diye? Biz bunu Sağlık Müdürlüğüne bildiriyoruz, yetki onlarda, gidip denetlemeleri lazım; onlar ne kadar denetlerse, anlatabiliyor muyum? Yani orada da ciddi sorunlarımız var.