KOMİSYON KONUŞMASI

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Teşekkür ederim.

Şimdi, Kurban Bayramı biraz uzak ama...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Sayın Vekilim, başlamadan, Bakanımıza sordum, bugün itibarıyla 201 bin konut teslim edilmiş.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - 154 binmiş ekim ayında. Hayır, hayır, ekim ayını söylüyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Ekim ayından bu zamana kaç ay var? Üç ayda 50-60 bin konut yapılmış.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Sayın Başkan, başka bir şey söylüyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Yok, sadece bilgiyi veriyorum.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Bütün vatandaşların konutlarının ve iş yerlerinin anahtarları bugün teslim edilsin, ben teşekkür ederim Bakana ya. Niye etmeyeyim ağabey yani? İnsanlar, kadınlar çamurdan çıkınca niye etmeyelim?

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Tamam.

Buyurun.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Şimdi, Kurban Bayramı çok da uzak değil, beş altı ay. Sayın Bakanım, bu hikâyemi dinlemenizi isterim.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Estağfurullah.

Buyurun.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Kurban Bayramı yaklaşmış, birbirlerine "Ya, Kurban Bayramı yaklaştı." deyince birisi demiş ki: "Ya, ben bu Kurban Bayramı'nın nasıl farz olduğunu anlatayım mı size?" demiş "Anlat bakalım." demişler. "Ya, Zekeriya (AS) Allah'a yalvardı. 'Allah'ım bana bir kız çocuğu ver. Adını Zeynep koyacağım, sana kurban edeceğim.' dedi. Tam Allah verdi, gökten Azrail indi elinde bir keçiyle, dedi ki: 'Kurban etmekten vazgeç, Allah affetti. Sen kurtuldun.' İşte, Kurban Bayramı bundan dolayı farz oldu." Ya, biri de dinliyormuş "Ulan, Allah'tan korkmaz. Ben senin neyini düzelteyim? Bir kere Zekeriya değil İbrahim, kız değil oğlan istedi, Zeynep değil İsmail, gökten inen Azrail değil Cebrail, elindeki keçi değil koç." Ya, ben neyini düzelteyim arkadaş ya!

Şimdi, bana bana CHP'yi anlatıyorsunuz.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Kimse CHP'yi anlatmıyor, sizin yaptıklarınızı anlatıyoruz.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Arkadaş, şehir hastanelerinden şikâyet ediyorsunuz. Bu ülke cenazelerini rehin bıraktığı dönemi gördü sizin döneminizde.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Allah aşkına yapmayın ya!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Hastalarını rehin bırakanları, hastanenin penceresinden kaçan hastaları gördük kıymetli kardeşim.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Bizim dönem hangi dönem? Tarih ver.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - On dokuz yıl boyunca Zafer Havalimanı'na 159 euro ödüyorsunuz.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Sayın Vekilim, bakın, o da size takılmadı.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Ben dinledim sizi.

Ya, biz ona yetiştik. Yaşı 40'ın üzerinde olan herkes...

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Dinî referanslarla bile doğruyu söylemiyorsun.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Evet, az önce dediniz ya "Her şey AK PARTİ döneminde." Her şey AK PARTİ döneminde yapıldı. Ekonomide, sağlıkta, tarımda, dış politikada, savunma sanayisinde... Ya, bir tane hava savunma uçağı Heron almak için milletin kapısında elimizde paralarla beklerdik, alamazdık.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Rus uçağını çürüttünüz.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Evet, bugün yüzde 85 oranında savunma sanayisinde biz kendi kendimize yeten... Dört yıl doluyuz İHA ve SİHA ihracatında. Sayın Bakanımın bu konuda çok büyük katkısı var, huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Ya, onlarla biz gurur duyarız.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Tarımda, ekonomide, verdiğimiz desteklerde...

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Ne var tarımda?

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Domates kaç para pazarda? 15 lira olmuş ekmek.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Bugün 13 bin dolar millî gelir. 2 bin dolardan devraldık. Neyi bize anlatıyorsunuz? Evet, her şey AK PARTİ döneminde yapıldı, her şey.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Anayasa'yı çiğniyorsunuz, lütfen...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Siz laf atmayın bari!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Ya, kilometrelerce mazot kuyruğu, tüp kuyruğu, benzin kuyruğu bizim dönemimizde yaşanmadı, sizin döneminizde yaşandı ya!

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ya, hangi tarih ya?

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Hangi tarih? Milattan önceden bahsediyorsunuz.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Hangi tarih ya, hangi iktidar?

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Teşekkür ederim. Halk bunu biliyor.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Tarihini söyle. Bak, ben dönüyorum, yirmi üç yıl diyorum, sen de o tarihleri, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarını söyle ya! Hangi Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı?

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Bakın, bir şey söyleyeceğim: Bakın, son zamanlarda hani bir kart çıkarıyorsunuz ya, kırmızı kart çıkarıyorsunuz ya...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - İrfan Bey, bitirelim.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Bak, çıkarıyorum. Kırmızı kart sana!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Bak, çok güzel oluyor. Bir dakika... Siz ne yapıyorsunuz? Bir dakika... Özür dilerim.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ne yapıyoruz ağabey? Demokratik bir tepki.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Bakın, arkadaşlar, benim bildiğim maçlarda kırmızı kartı hakem gösterir, demokrasilerde de millet gösterir.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Tamam, biz de milletin adına gösteriyoruz.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Siz zaten buna alışıksınız, hep kendinizi milletin yerine koymaya alışıksınız. Bu jakoben zihniyet hep var sizde.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Sağ olun İrfan Bey.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Burayı seçim meydanına çevirdiniz.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - İrfan Bey, siz yapmayın bari!

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Burayı da seçim meydanına çevirdiniz.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Arkadaşlar, tamam.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Adnan Vekilim, Müzeyyen Vekilim, kırmızı kartı millet gösterir. Millet adına sizin hakkınız yok buna.