KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum.

Şimdi, burada dinliyoruz, gerçekten hangi kapıyı açsalar yalan dolan, talan; insan utanıyor. Yani kılıfına bir şey uydurmaya çalışıyorsunuz, kılıfı da kendiniz dikiyorsunuz, kimsenin inanası yok.

Şimdi, zam oranlarını sözüm ona TÜİK verilerine göre belirliyorsunuz ama en başta TÜİK'in yalan söylediği herkes tarafından biliniyor artık. Bu ülkenin resmî istatistik ve veri kurumu halkın aklıyla oynuyor. Herkes ne yaşadığının farkında ama TÜİK halka "Siz aslında bunu yaşamıyorsunuz." diyor. "Temel tüketim maddeleri, kiralar, ulaşım, enerji aslında pahalanmadı." diyor, siz de gelip burada bunu tekrar ediyorsunuz. Şimdi, bakın, bu memlekete kendisini ait hisseden tek bir halk kesimi kalmadı arkadaşlar; yerlisi, yabancısı dâhil. Yalnızca sömürücüler, sizin temsil ettikleriniz "Benim devletim." diyebiliyor bu devlete çünkü bu devlet, tepeden tırnağa her kurumuyla sizin sayenizde sadece onlara hizmet ediyor. Çünkü rakamlar bir tek onlara hizmet ediyor, bir tek onların lehine işliyor. Dövizler, eurolar onların cebine giriyor, halka sıktırdığınız kemer de onların elinde ve her krizde onlara reçeteniz hazır ama halkın reçetesinde acı ilaçtan başka hiçbir şey yok.

Şimdi, bu sene, bu rakamlarla siz emekliliğe sıtma bile gösteremediniz sıtma bile: direkt ölüm. Yasada olmasa onu da artırmayacağınız yaptığınız kuruş hesabından belli: 14.469 lirayı 470'e bile yuvarlayamamışsınız siz. Emekliye açıkça "Bizden size 1 liralık bile hayır gelmez." diyorsunuz burada. Bugün emeklinin derdinin umurunuzda bile olmadığını herkes biliyor. Bakın, size oy veren emekliler de biliyor, görüyor. Hatta o kadar umurunuzda değil ki emekliler, planlamanızı zam ocak ayına yetişsin diye bile yapmadınız siz. Üç kuruşluk zam yaptınız, onu da şubatta görecek emekliler. TÜİK söylemez ama şubatta her şey ocaktan daha pahalı olacak, lütfettiğiniz o üç kuruş da buhar olup gidecek.

Şimdi, Bakan Vedat Bey hiç yüzü kızarmadan "Biz şu an emeklilerimize aylıkları düzenli nasıl ödeyebiliriz, sağlık hizmetlerini sürdürülebilir hâle nasıl getirebiliriz; bunun telaşı içindeyiz." diyor. Soruyoruz size: Koskoca sermaye gruplarının tekellerinin borçlarını böyle bir kalemde silerken, milyarlarca lira verirken hiçbir telaş içinde değilsiniz, niye emekliler için telaş içindesiniz? Buna cevap verin, emekliler burada. Cevap belli, ben vereyim size cevabı; bak, dinle, aç kulağını! Asgari ücretten, memurdan, emekliden keserek 2025'te en vahşi yüzünüzü gösteriyorsunuz. Beterin beteri olacak diye siz ilan ettiniz ama işçiler, emekliler, memurlar buna razı değil. İtirazları, tepkileri görüyorsunuz, duyuyorsunuz. Siz de krizin yükünü halkın sırtına yığdığınızı gayet iyi biliyorsunuz. Bu yüzden, Bakan Işıkhan "İhtiyaç olursa temmuzda asgari ücretliye iyileştirme yaparız." diyor, tepkileri dindirmeye çalışıyor. Bir yandan halkta beklenti yaratıyor bu sözüyle. Öbür yandan da sermayedarlara "Aman, sakın, temmuzdan önce asgari ücret zammı oranının üstüne çıkmayın." mesajı veriyor. İnsanlar almıyor mu bu mesajı zannediyorsunuz siz? Geçen sene de "Ekonomi programından taviz vermeyiz." deyip sözüm ona enflasyonu artırmamak için temmuzda zam yapmadınız. Ne oldu? Enflasyonda sahte bir düşüş, halkta artan sefalet, patronda refah, size oh! "İhtiyaç olursa" ne demek size soruyorum, burada açıklayın. Bu ülke "Geçinemiyoruz." diyen milyonlarla dolu. Nasıl bir ihtiyaç arıyorsunuz artık? Anlatıyorlar burada işte emekliler. Sizin OVP'niz zaten halka ihtiyacını bile vermemek üzerine kurulu değil mi? Siz lütfen cevap verin. Halkı daha fazla oyalamayın, ihtiyacı falan ertelemeyin artık; temmuzda değil, yarın değil şimdi, hemen şimdi bütün emekçilere insanca yaşayacak ücreti, hakkı olanı vermek zorundasınız. Buna imkân var, buna bütçe var. Patronlara verdiklerinizden şu kadarcık kısarsanız bütün emeklilerin hakkı olanı sağlayabilecek durumda olduğumuzu biliyoruz. Burada konuştu emekliler, sizden insaf ya da vicdan dilenmiyorlar; sizden, devletin sırtında kambur gibi gördüğünüz ama yıllarca bu memlekete ürettiği değerle, emeğiyle insanca yaşamayı hak etmiş emeklilerin hakkını istiyorlar. Bir kere de hakkı olanı, hakkı olana teslim edin. Hadi bakalım, bu sefer yapın da emekliler de görsün.