KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum.

Konu enerji alanından açılınca konuşmamız gereken çok temel konu tabii ki özelleştirmeler; bu özelleştirmelerle yaratılan yıkım, kıyım, talan. Biliyorsunuz, yıllar önce ülkemizde elektriği üreten, ileten, dağıtan kurum tekti, adı da "TEK"ti. Sonra özelleştirme geldi, TEK bölündü, şirketler kazandı; bir baktık, kamu ve vatandaş kaybetmiş. Bakın, uzun zamandır elektriği evlerimize özel şirketler dağıtıyor. Bize dağıttıkları elektriği kamu sermayeli bir şirket olan EÜAŞ'tan satın alıyorlar. Bugün kamuya ait EÜAŞ'ta kurulu güç içindeki payın yüzde 19'lara kadar düştüğünü görüyoruz, üretim içindeki pay yüzde 16'lara kadar düştü; bunlar hep özelleştirmelerin sonucu. Şimdi, bir orta vadeli program açıkladınız, müjde gibi özelleştirme dalgasını devam ettireceğini ilan ettiniz bu orta vadeli programla. 7 hidroelektrik santrali, 2 baraj "özelleştirme" "özerkleşme" adı altında şirketlere peşkeş çekilecek sayenizde. Bakın, bu işletmelerdeki işçiler zaten geçinemiyordu, bu özelleştirmelerle bir de işçilerin iş güvenliğini, çalışma koşullarını tehdit ediyor, canlarını tehlikeye atıyorsunuz. Daha geçenlerde Çayırhan Maden ve Termik Santrali işçileri özelleştirme kararının geri çekilmesi için mücadele etti. Ne oldu? Sokaklara döküldü işçiler ve siz ihaleyi ötelemek zorunda kaldınız ama çok iyi biliyorlar, işçileri oyalayıp sindirme peşindesiniz. Enerjide özelleştirmeyle Cengiz, Kolin, Sabancı, Alarko, Limak, Bereket Holding, Çalık, Zorlu gibi şirketler ihya ediliyor. 47 milyon hane Türkiye'de bu 20 tekelin eline bırakılmış durumda. Tam bir soygun ve yağma düzeni var enerji alanında ve yüzlerce kat haksız kazanç elde ediyorlar, fatura yine halka çıkıyor gerçekten de. Elektrik fiyatları düşmek bir yana sürekli yıldan yıla artıyor ve özelleştirmeyle birlikte kamu kaynaklarının bu bir avuç zengine aktarılmasını sağlamış oldunuz. Şimdi, siz "kamulaştırma" adı altında geçmiş yıllarda bu enerji tekellerinin soygununu kurtarıp zararını karşılayacak operasyonlara giriştiniz. Yüz binlerce vatandaş işsizlik ve pandemi sarmalında evine ekmek götüremezken EÜAŞ elektrik dağıtım şirketlerine sattığı elektrik fiyatında indirim yaptı, 108 milyar lira peşkeş çektiniz. Şimdi, bu şirketler devletin öz evladı da faturaları kabaran yurttaşlar devletin neyi oluyor acaba?

Bir mesele de şu: Güya dağıtım şirketleri görev sürelerinin sonunda kamuya devretmeleri gereken elektrik şebekesini günün teknolojisine göre yenilemek zorunda. Bu şirketler maliyeti düşük tutmak için sahada yeterli yatırımı yapmıyor ve siz bunu seyrediyorsunuz. Nasıl aldılarsa öyle kullanıyorlar, beter ediyorlar hatta çünkü dağıtım şirketlerinde teknik yeterlilik yok, deneyimli kadrolar işten atıldı, hizmetlerin çoğu taşeron firmalara devredildi, elektrik dağıtımı kaderine, şirketlerin çıkarına terk edildi. Ne oldu peki sonucunda? Fahiş faturalar. Ne oldu sonucunda? İzmir'de bir yağış oldu, 2 vatandaş öldü; Diyarbakır'da, Mardin'de 15 yurttaşımız elektrik şebekesi kaynaklı yangında hayatını kaybetti; seyirci kaldınız bunlara.

Kamu kaynaklarının sonu belirsiz bir biçimde özel sektöre kaynak olarak transfer edilmesine artık bir son verilmesi gerekiyor. Enerji alanında bu özellikle önemli. Enerji alanının tümden bir kamusal hizmet olarak ele alınması çok açık bir zorunluluk, yapılması gereken de çok açık; halktan çalınanı geri vereceksiniz. Bu türden düzenlemelerle halktan çalınanı büyütüyorsunuz, bunun başka bir amacı yok gerçekten de. Enerji alanındaki tüm özelleştirmelerin derhâl durdurulması lazım, kamunun bu alana yatırım yapmasını engelleyen bütün yasal, fiilî engellerin ortadan kaldırılması lazım. Elektrik enerjisi alanında üretimi, iletimi, dağıtımıyla kamu tekelinin tekrar yaratılması lazım yoksa olan vatandaşa, doğaya, bu ülkeye oluyor ve siz de bunun müsebbibi olarak tarihe yazılıyorsunuz