NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Şimdi, tabii, buna benzer bir kanunu 2022 yılında ben getirmiştim, benim de teklifim vardı bu olağanüstü hâlden dolayı. Burada, tabii, şöyle bir şey: TMSF'nin... Aynen, 684 tane şirket var ve sonuçta kayyum atadığı için konusunda uzman kişilerin burada gelip bir şekilde o şirketleri yönetmesi gerekiyor; o anlamda baktığımızda da bu getirdiğimiz insanları herhangi bir koruma altına almadığımızda, her şeyden onu sorumlu tuttuğumuzda da kimse elini o noktada taşın altına koymayabilir; o yüzden, oraya kayyum olarak atanacak kişileri de 127'ye göre, aynı devlet memurları gibi güvence altına alıyoruz. Mesela, örneğin, şöyle düşünelim: Diyelim ki hastaneler mesela, değil mi? Şimdi, belki hastaneler oldu. Şimdi, TMSF'nin bünyesinde hastanelerle ilgili bu gerekli denetimleri vesaire yapacak; bu noktada yetiştirilmiş bir kayyumun olması gerektiğini düşünüyorum çünkü belli bir süre yönetiminde olacak. Dolayısıyla, bunu yapacak kişilerin de bir şekilde... Koruma zırhı olarak görmüyorum ben. Herkesin yani onu yapan kişi devlet memuru olsaydı hangi hakka sahipse o dışarıdan atananın da o haklara sahip olması noktasında bunu doğru buluyorum. Ha, diyelim ki yolsuzluk oldu, o noktada zaten bu savcılık vesaire... Burada getirdiğimiz düzenleme de aynı. Devlet memuru da nasıl yolsuzluk yaptığında, tespit edildiğinde hangi cezai işlemler ona vuku ettiriliyorsa burada da yine tekrar ona vuku ettirilmesinin önünde bir engel yok, aynı şekilde vuku ettirilecektir; ben bunu söylemek istedim.

Teşekkür ediyorum.