KOMİSYON KONUŞMASI

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Evet, hayırlı toplantılar diliyorum.

Tabii ki iki ay ya da iki aya yakın bir süre -tam tarihi bilmiyorum ama- birden fazla kez toplandık aynı başlıkta ve kim söz alırsa çocukların ölümünden duyduğu üzüntüyü, bu Komisyonun misyonunu ve hepimizin siyaset gütmediğini söylüyoruz ama ben dün Genel Kuruldaydım, maalesef bir partinin grup başkanvekili "Saat beş buçuğa kadar çalıştırdınız." dedi. Aslında karıştırdı galiba, biz Komisyon olarak hiç sabah beş buçuğa kadar çalışmadık. Burada, kendi aramızda, herkes konusunda yetkin ve hassasiyeti de had safhada olan vekiller olarak görev yaparken buradaki çalışmanın, işte, ziyaretin Genel Kurulun gündemine alınmasını ben "siyaset yapma" olarak algılıyorum ve sözlerimizle çeliştiğimizi düşünüyorum. Burada daha bir yere varamadık; uzmanlar bizi bekliyor, biz karşılarında "İstanbul'a ne zaman gidelim, nasıl gidelim?"i tartışıyoruz ve vaktin kısıtlı olduğunu söylüyoruz, büyük kısmını da harcadığımızı söylüyoruz. Bence bir an evvel, işte, ailelerle görüşmenin, onların vaktinin kıymetli olduğuna katılıyorum ama bunun bu kadar zaman tartışılacak bir mesele olmadığını ve Genel Kurulda da siyaset malzemesi yapılmaması gerektiğini söylüyorum. Lütfen, hepimiz sözümüzün arkasında duralım, bu işi hakkıyla yerine getirmek için hiç vakit kaybetmeden ve bazı işlerimizi de öteleyerek yapalım artık. Orada "Geçen sefer bu yüzden iptal oldu, işte, AK PARTİ kendi işi için bunu iptal etti." gibi niyet okumalarını da doğru bulmuyorum. Bugün hep birlikte bir karara varacağız. Tabii ki oy birliğiyle olmayabilir, hepimizin ayrı programları var...

CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Niye iptal oldu o zaman? Niye iptal edildi bir saat önce?

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Niye iptal oldu hakikaten?

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Bakın...

CEYLAN AKÇA CUPOLO (Diyarbakır) - Niye iptal olduğunu söyler misiniz?

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Bakın...

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Genel Kurulda yoklama için iptal ettiniz, her şey ortada, niye inkâr ediyorsunuz?

MURAT ÇAN (Samsun) - Sayın Başkan, bu "Sözümüzün arkasında duralım." lafının tutanaklardan çıkarılmasını talep ediyorum, çok ayıp bir laf yani. Hangi sözümüzde durmadık da böyle bir laf ediliyor?

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Cümlemi bitireyim: Her birimiz...

MURAT ÇAN (Samsun) - Cümlenizi bitirmeden önce yanlış kurduğunuz cümleyi tevil edin lütfen.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Yanlış bir cümle kurmadım; her birimiz bundan sorumluyuz ve bu cümle hepimizi teşkil ediyor.

MURAT ÇAN (Samsun) - Sözünün arkasında durmayan bir tek Başkan var.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Murat Vekilim, karşılıklı münakaşaya girmeyelim.

Buyurun, sözünüzü bitirin.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Bu cümle hepimizi teşkil ediyor.

EROL KELEŞ (Elâzığ) - Bakın, niye kesiyorsunuz sözünü? Demin sizin sözünüzü kestiler, ne söylediniz?

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Bu cümle hepimizin sorumluluğunu taşıyor.

EROL KELEŞ (Elâzığ) - Ayıp olmuyor mu?

ALİ KARAOBA (Uşak) - Ya, siz niye girdiniz araya o zaman?

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Bir saniye, ben...

EROL KELEŞ (Elâzığ) - Dinleyin ama!

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Bir saniye...

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Sayın Vekilim, lütfen...

EROL KELEŞ (Elâzığ) - Dinleyin! Demin siz konuşurken biz aynısını...

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Tamam, konuşması bitsin...

EROL KELEŞ (Elâzığ) - Dinleyin ya, biraz saygılı olun!

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Ben sizin beğeneceğiniz cümleler kurmak zorunda değilim.

MURAT ÇAN (Samsun) - Hayır efendim, bu cümleyi kuramazsınız.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Ben bütün saygımla ve bütün toleransımla buradayım.

MURAT ÇAN (Samsun) - Burada sözünde durmayan kimse yok Komisyondan başka.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Konunun hassasiyeti nedeniyle Genel Kurulda uygulayacağım tavırdan çok başka bir şekilde her birinizi sabırla ve saygıyla dinleyerek, her birinizin cümlesinden acaba çözüme ve sonuca katkı sağlayacak ne alabilirim düşüncesiyle yaklaşıyorum. Burada tevil edilecek bir cümle söylemedim, o cümleyi kendime de söylüyorum. Bu mesaj geldiğinde ben de bazı programlarımı ve söz verdiğim çalışmalarımı iptal ettim öncelikli burası diye ama artık bunu Genel Kurulda konuşup, burada bunu konuşup bu kadar saat, bu zamanımızı da bununla harcamayalım diyorum. Bir karar alınırken hepimizin oy birliğiyle alınması mümkün değil, hepimizin başkaca vazifeleri, sorumlulukları, görevleri var. Mutlaka çoğunluğun kararıyla alacağız bunu. Bu illa bizde çoğunluğun olduğu anlamına gelmez.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Çoğunluğun kararıyla alınacaksa sorulacak o zaman.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Sorulacak, sorulmadan nasıl çoğunluk anlaşılacak?

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Mesele o.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Bakın, sordu grupta, ona göre de Başkanımız yazdı, "Kimin müsaitliği var, cevap versin." dedik; biz de yazdık, hepimiz yazdık.

MURAT ÇAN (Samsun) - Nerede yazdınız?

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Benim müsaitliğim yokken de ben iptal ettim programlarımı, katılacağım dedim.

MURAT ÇAN (Samsun) - Sayın Vekilim "Program size aktarılacak." dendi, ben aktarılan bir program görmedim. Benim ofisimi arayanlar da "Program bu şekilde..." deyip...

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Tamam yani bana o öyle gelince ben de diğer programlarımı iptal ettim.

MURAT ÇAN (Samsun) - Çok özür diliyorum, peki, siz katılacağınıza dair nerede bir bildirim yaptınız, bana onu gösterebilir misiniz?

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Bakın, ben kendim katılacağımı söylüyorum size işte.

MURAT ÇAN (Samsun) - Nerede söylediniz?

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Bize gelen bir yazı olmadı mı, program gelmedi mi bizim danışmanlarımız aracılığıyla?

MURAT ÇAN (Samsun) - Hayır, gelmemiş.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Katılacağımı bildirdim. Program gelmedi mi?

MURAT ÇAN (Samsun) - Gelmemiş efendim, öyle bir şey yok. Hayır, gelmemiş, program bugün geldi işte, on dakika önce geldi.

EROL KELEŞ (Elâzığ) - Bir dakika, ben bir şey söyleyeceğim: Geçen hafta program belli değil miydi? Ayrı bir program mı var? Aynı program değil mi? Hepiniz o programı gördünüz.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - İşte, o program bu haftaya ertelendi.

MURAT ÇAN (Samsun) - İstanbul programı dün ifşa edildi.

EROL KELEŞ (Elâzığ) - Geçen hafta vardı ama.

MURAT ÇAN (Samsun) - Hayır, var mıydı, Başkan ifade etsin.

EROL KELEŞ (Elâzığ) - Yok, yok, programda bir değişiklik yok, ziyaret edeceğimiz yerler belli.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Ben bu konunun daha fazla zaman harcanmadan bitirilmesi taraftarıyım. Burada da her birimiz fikrimizi beyan edelim.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Sayın hocalarım, kusura bakmayın lütfen.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Ben de kusurumuza bakmayın diyorum.

Ben de fikrimi burada beyan ederek -başka programlarım vardı- çoğunluğun kararına uyacağımın ve Başkanımızın önerdiği tarihte orada olacağımın beyanını ediyorum.

MURAT ÇAN (Samsun) - Çoğunluğa, kimseye sorulmadı ki "Programınız uygun mudur? Ne gün yapalım?" diye.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Şimdi o zaman bunu hemen kararlaştıralım, herkes fikrini söylesin.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Karar alınmış zaten, bizim uymamızı istiyorlar.

MURAT ÇAN (Samsun) - Biletimiz bile alınmış.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Ya, işin ehemmiyeti, önemiyle bunlara takılmayalım; son cümle olarak bunu ifade ediyorum.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Vekilim.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - İşin önemi ve ehemmiyetini, kalan süreyi de dikkate alarak buna takılmadan devam etmemiz için artık tartışmayı bitirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.