Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu Üyeleri Profesör Doktor Ahmet Yağmur Baş ve Profesör Doktor Şerife Suna Oğuz tarafından yapılan sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 29 .01.2025 |
SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Tepkisel... Şöyle mi? Herkes konuşsun... Mesela, benim söyleyeceğim şeylerin çoğunu siz konuştunuz, ben de not almıştım, konuşmaya gerek kalmadı.
KAYIHAN PALA (Bursa) - Soracağınızı sorsaydınız, ben de sormazdım.
SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Ama anladım da 20 tane soru da biraz fazla Hocam yani 5'le sınırlayalım, 3 diyelim hani en azından, daha demokratik olur gibi.
KAYIHAN PALA (Bursa) - Tek soru yapalım isterseniz, daha kolay olur.
SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Tek soru değil, üçer, beşer... O zaman, siz sözcü olarak seçilin konuşun, benim itirazım olmaz. Ben hesapladım, 20'ye yakın soru sordunuz Hocam ya.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Vakit kazanmak için sizin soracağınızı sordu.
SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - İyi, tamam o zaman, konuşmamıza gerek yok. Siz diyorsunuz ya "Bizim konuşmamıza gerek yok..."
Şimdi, konuşmanın başında, ilk başta Murat Hocanın şeyi... Benim mesela dün 14.42'de haberim olmuştu İstanbul'a gidileceğinden, bir hafta önceden haber verilse çok daha iyi olur, hani bir grup konuşması falan yok yani böyle bir şey olmadığını özellikle vurgulamak istiyorum. Burada notlarım var, istiyorsanız gösterebilirim, benim de 15.42'de haberim olmuş İstanbul'a gidileceği noktası... Ben de yazdım, pazartesi olursa başka bir toplantım var, katılamayacağım diye. Burada böyle bir şey yok yani...
MURAT ÇAN (Samsun) - Bunun cevabını Başkan versin, aynı şeyi söylüyoruz. "Biz 15 kişiye danıştık, 15 kişilik çoğunluğu elde ettik ve kararı öyle verdik dedik." dedi, kanıtlarıyla söyledik.
SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Ben tepkisel şey göstermiyorum yani soracaklarım soruldu, iyi oldu fakat bir şeyi vurgulamak istiyorum: Hocam, burada, şimdi, hepimiz üniversiteden akademisyenlikten geliyoruz, milletvekilliği öncesi hepimiz üniversitede görevdeydik. Burada üniversitelerin biraz daha ön plana alınması gerektiği noktasında... Çünkü siz de belirttiniz, üniversiteden ihtisasını almış olanların orayı daha sorumluluk sahibi olarak sahiplendiğini ve kurallar konduğunu. Bence bu raporlarınızı hazırlarken biraz da yol gösterici tarzda öneriler koymanız gerekiyor, size öyle tarihî bir sorumluluk düşüyor. Mesela, bunlardan bir tanesi -ismini güzel koymuşsunuz -"finansal motivasyon" yani özellikle yenidoğanı seçen hekimlere veya hemşirelere -biz bunu öneri olarak koyalım raporumuza- daha finansal motivasyon sağlanması lazım çünkü gerçekten öyle. Şimdi, tıptaki asistanların çoğu biyokimyayı, diğer branşları seçiyor ama ortopediydi, kadın doğumdu, böyle gecesi gündüzü belli olmayan branşlara tercihler çok azaldı. Gastroenterolojide, düşünün ki 110 kadro açıldı, 55 kişi müracaat etti, 60 küsur kadro boş kaldı, ki eskiden buralara girmek için hakikaten en çalışkan öğrenciler tercih ederdi. Bu noktada sizden raporunuzun biraz daha ayrıntılı olmasını bekleriz yani biz de en azından size dayandıralım yapılacak şeyleri.
Bu TPN'yle ilgili aynı kanaatteyim. Mutlaka verilerin elden çünkü kendimiz yöneticilik yaptık.
Bir ikinci önerim de sizin Çekirdek Eğitim Programı'nı, tamam, yazıyor kitapta ama şimdi böyle mideye konmuş olan bir entübasyon tüpünün yani bu ve çocuk hastalıkları uzmanlık eğitimi almış birinin bunu yapmış olması demek ki bu eğitimlerin de tekrardan biraz daha kontrol edilebilir şekle geçilmesi lazım yani onu da belki hani siz öneriyorsunuz "Şunlar eksik, böyle yaptık." ama çekirdek eğitim programlarının uygulanması açısından bir önerinizin olması gerektiği kanaati bende oluştu.
Diğer şeyler konuşuldu, çok vakit almaya gerek yok.
Teşekkür ederim.