Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Klinik Psikolog Ege Ebrar Önür'ün, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın psikolojik boyutları, şiddeti körükleyen etmenler ve önleyici müdahaleler hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 04 .02.2025 |
FATMA SERAP EKMEKCİ (Kastamonu) - Teşekkür ederim.
O kadar çok not aldım, artık hiç onları sormayacağım ama...
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU -
Artık kitap yaparsınız onları.
FATMA SERAP EKMEKCİ (Kastamonu) - Öyle yapayım.
Şöyle bir şey dikkatimi çekti: 2008'de de 2014 araştırmasında da duygusal şiddetin oranının aynı olduğunu gördük burada. Diğer şiddet türlerinde oynamalar, azalmalar var ama duygusal şiddet demek ki hâlâ çok yoğun ve muhtemelen bu yıl ki yapılan araştırmada da yine çok yoğun çıkacak.
Şu da var: Tabii, fiziksel şiddetin içinde aslında duygusal şiddet de eriyen bir şiddet türü. Ben şunu merak ettim: Acaba böyle bir araştırma yapıldı mı? Duygusal şiddete uğrayan kadınların ne kadarı bu nedenle başvurdu ya da duygusal şiddet, fiziksel şiddete ne zaman dönüşüyor? Bununla ilgili bir araştırma, bir veri var mı elimizde? Bunun da önemli olduğunu düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Buyurun.
DOÇ. DR. İLKNUR YÜKSEL KAPTANOĞLU - Biz zaman zaman veri analizi yaptığımızda bu sonuçları görmek mümkün ama aslında şiddeti çok da birbirinden ayırmamak gerekiyor çünkü duygusal şiddet diğerleriyle birlikte geliyor. Yani fiziksel şiddete maruz kalırken duygusala zaten maruz kalmış oluyorsunuz, hani ayırmamak lazım. Bizim burada ayırma dediğimiz biraz ölçmek gibi. Ama şöyle söyleyeyim: Hani bütün şiddetleri duygusal şiddetle birlikte düşündüğümüzde yani öyle "Hangisine maruz kaldılar?" diye baktığımızda yüzdeleri daha da artırmış oluyoruz; onu söyleyeyim. Yoksa öyle bakarsanız hani hepsi için düşünürsek ve yüzde 97 gibi bir şey çıkacak ama o bizim çok işimize yarayan bir şey olmayacak çünkü özel olarak duygusal şiddete maruz kalanlara bakıp, onların özelliklerine bakıp ona göre politika üretmek gerekiyor diye böyle bir ayrım yapılıyor.
FATMA SERAP EKMEKCİ (Kastamonu) - Bazen duygusal şiddete uğradığının farkında olmuyor kadın yani yaşadığının duygusal şiddet olduğunu daha sonra anlıyor ya da o şiddet ortamından kurtulduğu zaman anlıyor, hani bunu da görebiliyoruz bazen. Diyor ki: "Benim aslında öz güvenimi kırmış, ben psikolojik şiddet görmüşüm, ben ekonomik şiddet görmüşüm." Bunu da yaşayabiliyor. Şunu söylediniz: Daha çok zaten başvurunun az olduğunu, onun da muhtemeldir ki fiziksel şiddetin artık en son noktasında olduğunu görüyoruz ama aslında bunun kökü duygusal şiddetten başlayarak geliyor. Bence bizim burada aslında bir şeyler yapıp belki politika geliştirmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Bir de Serap Hocam az önce söyledi, ben de o konuyu not almıştım, hani kadınların başvuru noktasında haklarını bilmediği, bu noktada bir sıkıntı olduğu konuşuldu. Hangi kanallarla, hangi iletişim vasıtalarıyla kendilerine ulaşmanın daha kolay olacağına yönelik bir çalışma var mı?
DOÇ. DR. İLKNUR YÜKSEL KAPTANOĞLU - Ben sosyal medyanın daha etkili olduğunu düşünüyorum çünkü bizim araştırma sonuçları da bunu gösteriyor. Şöyle bir şey var: Kadınlar medyadan öğreniyorlar. Hani birçok kadın şunu diyor: "Ya gazeteden ya televizyondan." Şimdi artık gazete de çok okunmuyor, bence artık sosyal medya kanalıyla ulaşmak lazım çünkü cep telefonu kullanımı Türkiye'de çok yaygın yani yüzde 90'lara yakın cep telefonu kullanımı var hanelerdeki internet oranı da arttığı için. Bence sosyal medya kanalını bu alanda yapılacak her şey için bilgilendirme amacıyla kullanmak önemli.