KOMİSYON KONUŞMASI

KADEM METE (Muğla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın AFAD Genel Müdürümüze de, Başkanımızı da görevinde başarılar diliyorum, hayırlı olsun diyorum.

Efendim, benim öncelikle Komisyondaki bütün vekil arkadaşlarımdan bir istirhamım var: Allah rızası için, bir şeyi dahi olsun siyaset dışı tutalım, becerelim bunu, bu Komisyon inşallah bunu yapar çünkü orada ölen insanların gerçekten her birimizin yüreğini yaktığından eminim, bundan herkes etkilenmiştir.

Şimdi, bunu ortaya çıkartırken de sadece bu afat değil yani bu yangın, bu felaket değil; buna benzer olabilecek olayları da engellemek üzere bir araya gelmiş isek eğer öncelikle kurumlarımızı suçlamadan yani "suçlamadan" derken bu kurum şuraya aittir, biz oraya yüklenelim, biz de tam tersini yapalım; böyle bir adım atarsak, böyle bir tarz sergilersek yine -vatandaşımız bizi izleyecek, izliyor, bizden bir şeyler bekliyor- maalesef dağ fare doğurdu modunda olmak istemiyorum ben şahsen. Onun için, bütün milletvekili arkadaşlarımızla bu konuda gerçekten yapıcı ve gerçekten bundan sonra ne yapacağımızı ortaya çıkaracak bir çalışma yapmayı arzuluyorum.

Şimdi, öncelikle, evet, AFAD'ın bize sunduğu bu rapor hepimizin televizyonlarda gördüğü, yaklaşık olarak bildiğimiz şeyler ama ben daha ince detaylar istiyorum. "Orada kaç kişi vardı, şu saatte kaç kişiye çıktı, bu saatte kaç kişiye indi?" den ziyade bunlar değil, mesela, yangın tam olarak nerede başladı? Televizyonlarda mutfak deniliyor, 4'üncü kattaymış mutfak, restoran, orada başladı deniliyor. Saat 3.27'de otelin mutfağında herhangi bir çalışma olmaz. Yani akşam...

SEDA KÂYA ÖSEN (İzmir) - Sabah kahvaltısı hazırlığı yapılır.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Kahvaltı hazırlığı...

KADEM METE (Muğla) - Efendim, özür diliyorum, Başkanım, benim meslektaşım var burada. Sabah kahvaltısı, otellerde... Arkadaşlar, ben turizm otelcilik mezunuyum. Burada birbirinden değerli arkadaşlar var. Ben 3 tane otel işletiyorum şu anda ve sabah 03.27'de kahvaltı hazırlanmaz saygıdeğer başkanlarım. Zaten topu topu 160 tane odası olan, içerisinde o anda müşteri olarak -yanılmıyorsam- 200 kişinin olduğu bir yerde sabah 3.27'de kahvaltı hazırlanmaz. Sabah 7'de başlayan kahvaltıyı mutfak personeli saat 5 gibi gelir, hazırlamaya başlar ilk önce yani üç buçukta kahvaltı hazırlanmaz. Orada, o mutfakta bulunan insanlar o saatte acaba ne yapıyorlardı? Yani kendilerine bir şey mi hazırlıyorlardı ya da orada bir ocaktan mı başladı, elektrikten mi başladı; yoksa, birisi bir şey pişiriyordu da gazdan mı başladı, bunu henüz bilmiyoruz.

İkincisi, tam olarak alarm sistemi devreye girmiş midir? Otelde bir alarm sistemi var mıydı? Bu sistem devreye girmiş midir? Şimdi, insanlara haber verilmemesinden bahsediyoruz ya, kapı kapı çalıp da yangını haber vermek yerine bunu yapması gereken bir sistem olması lazım. Dört yıldızlı veya dört yıldız ayarındaki bir otelde bu sistemin olması lazım.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Üç yıldızlı bir otel.

KADEM METE (Muğla) - Üç yıldız da olsa, bir yıldız da olsa yangın alarm sistemi var mıydı, devreye girdi mi, girmediyse sebebi nedir? Bunun araştırılması yani AFAD'ın bunları ortaya çıkartması lazım. Yani yangın öncesi, yangın esnası ve yangın sonrası diye bence üç ana bölümde bakmak lazım. Yangın öncesinde bu otelin neleri yapması gerekiyordu da yapmadı; bir. İkincisi, sadece otel değil, bu bölgede olası bir yangınla mücadele etmek üzere yangın olmadan önce hangi kurumlar gerekli tedbirleri almak zorunda idi? Zorunluluk olmasa bile insani olarak yani vazife aşkı açısından olmak zorundaydı. Biz, şimdi, AFAD burada diye herhâlde hep AFAD'a yükleniyoruz, itfaiye de gelecek mi, Bolu itfaiyesi de sunum yapacak mı bize?

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Gelecek, gelince çağıracağız.

KADEM METE (Muğla) - Yani bir yangını söndürme görevi öncelikle kime aittir arkadaşlar? Yani AFAD mı yangını söndürür, itfaiye mi yangını söndürür? Yangınla ilk önce AFAD mücadele edecekse itfaiye ne iş yapar? Yani kesinlikle hiçbir tarafı suçlamak değil benim derdim ama öncelikle tabloyu bir ortaya koyalım. Sonra yangın esnasında yapılması gerekenler nelerdi? Ben de çok... Yangın esnasında seyrederken ya orada bir tane bir şişme yatak yok muydu ya, bu itfaiyecilerin kullandığı, hani gergi yok muydu bir atsalardı da insanlar onun üzerine atlasalardı bari diye düşündüm. Bu eksiklikler nelerdi, yangın esnasında yapılması gerekenler?

Az önce Saygıdeğer Başkanım söyledi, şurası turizm merkezi, buradan herkes nemalanıyor; kimisi çöp parası alıyor, elektrik parası alıyor, emlak vergisi alıyor, her taraftan para alınıyor buradan, her kurum buradan yararlanıyor ve Maliye de yararlanıyor, belediyesi de yararlanıyor. Yani şurada 1 tane, 1 tane ya, 1 tane; 2 tane değil, 1 tane itfaiye arabası... Şimdi, karakol niye var burada? Yani terör mü var orada? Yok ama olası bir durumda karakol müdahale etmek için... Bak, dört dakikada vardı ama karakolun ne merdiveni var 12'nci kata ulaşacak ne hortumu var ne bir şeysi var. Bu dört dakikalık ulaşacak yere 1 tane itfaiye arabası konuşlansaydı o bölgede, yangın anında aniden müdahale etseydi bu kadar yangın olur muydu? Yani yangın esnasındaki eksikliklerimiz... Bir de yangın sonrası, az önce yine saygıdeğer milletvekillerinin de dediği, yani yangın oldubitti de biz şimdi bakalım ya buraya, bundan sonra da oluşmaması için yangın sonrasında baktığımızda neleri gördük, neleri eksik gördük? Bence gerçekten, AFAD'ın bütün bunları, bu soruların çözümlerini ve cevaplarını ortaya koyması lazım ki biz de doğru bir şekilde bunlara ulaşabilelim.

Son olarak, yangın başladıktan kaç dakika sonra ölümler olmaya başladı? Yani bu itfaiye, AFAD kırk yedi dakika, elli yedi dakika sonra oraya gittiğinde... Yani cesetleri çıkartmaya mı gitti yani ancak o işe mi yaradı? Ölümlerin birçoğu gerçekleşmiş miydi o noktaya kadar ki bu ölümlerin birçoğunun da... Hani bir de gerçekten bu ölümlere ne sebep oldu yani dumandan zehirlendi, sonra yandı mı; yoksa yanarak mı öldü? Çünkü bu neden önemli? Zaten dumandan zehirlenerek öldülerse bunlar itfaiye de AFAD da oraya gittiğinde çoğu ölüm bence gerçekleşmişti zaten.

SEDA KÂYA ÖSEN (İzmir) - Ceset toplamaya gitti.

KADEM METE (Muğla) - Yani ondan sonra biz alt katlardaki insanları kurtardık, belki onlar kendileri de yürüyerek çıkabilecek pozisyondaydı?

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - O biraz tabii Adli Tıp'ın işi yani o AFAD'ın işi değil.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Duman, duman...

KADEM METE (Muğla) - Yani, evet... Ben, gerçekten şunu istirham ediyorum bütün milletvekili kardeşlerimden: Ben çok yangın yaşadım, Türkiye'deki en büyük yangınların yaşandığı... Yani cumhuriyet tarihindeki en büyük yangın, biliyorsunuz, iki sene önce Marmaris'te başladı yani o yangınlarda on yedi gün sahada bizzat olan çok şeyi gördüm. Şimdi, orada da bir kısım insanlar Ormanı suçluyorlar. İşte, Orman şöyle yapmadı, Orman böyle yapmadı. Uçak yoktu, helikopter yoktu." Bir kısım insan, yok efendim, aslında, yangın şehir içerisinde başladı, dolayısıyla itfaiyenin sorumluluğundaydı, sonra ormana sıçradı. Ya, bunları bir kenara bırakalım, burada ölen çocuklar hepimizin çocukları, hepimizin arkadaşları. Oradaki ölenlerin siyasi görüşü, hangi partidendi, şuradandı, buradandı... Yani inanın, her siyasi partiden insanlar orada ölmüştür yani hepimizin ölmüşü bunlar.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Orada insanlık öldü, siyaset falan hikâye.

KADEM METE (Muğla) - Gelelim, yaklaşırken şuna, Allah rızası için, sorun neydi, bundan sonra ne yapalım da böyle bir felaket daha yaşamayalım; bunun üzerinden hareket edelim. Elbette ki sorumluları da mahkemelerimiz bulsun ama o sorumluları bulurken de birçok yasal boşluklar da var, meslektaşım bana katılacaktır. Yani, şu turizm konularında, turizm bölgelerinde, efendim, mesela, bu bina evet, yangına karşı tedbirleri almıştır raporunu itfaiye veriyor. Yani biz bir otel belgesi alabilmek için Turizm Bakanlığına başvurduğumuzda Turizm Bakanlığımız önce diyor ki: "Git, yapı kullanım izin belgesi al." Belediyeye yönlendiriyor, belediye de bizi itfaiye yönlendiriyor. İtfaiyeden biz önce raporumuzu alıyoruz, buraya kadar her şey güzel. Peki, itfaiye bu raporu bize bunu verirken denetliyor bizi yani yangın açısından bizi denetliyor ve sağlam raporu veriyor diyelim "Yangına karşı tedbirler almıştır." raporunu veriyor, olay ondan sonra sıkıntılı. Ondan sonra, biz o raporu aldık, Turizm Bakanlığına başvurduk, belgemizi de aldık, dört yıldızlı oteliz mesela, bir daha ne zaman yangınla alakalı denetleniyoruz bu yok ortada. Eğer şikâyet olursa...

TAHİR AKYÜREK (Konya) - İşletme değişirse.

KADEM METE (Muğla) - İşletme değiştiği zaman, tamam, bu tesis 2007 yılında belgeyi almış, ondan sonra yirmi sene aynı belgeyle gitmiş, bu yanlış. Turizm Bakanlığı, arkadaşlar, bakın, yarın bakanlık gelecek. Turizm Bakanımızı buraya getirelim, onu linç edelim; bu değil ya, şimdi, yarın öbür gün hepimiz...

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Öyle bir şey yok.

KADEM METE (Muğla) - Eyvallah Sayın Vekilim, yok... Sayın Vekilim, bir şey söyleyeceğim.

(Gürültüler)

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Arkadaşlar, sakin...

KADEM METE (Muğla) - Siyaset yapmayalım diyorum.

ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Hayır, hayır; siyaset değil ama ben bunu söyleyerek çok özür dileyeceğim.

KADEM METE (Muğla) - Eyvallah.

ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Biz, kimseyi linç etmek için buraya çağırmıyoruz. Bakan sürekli televizyon programlarına katıldı ve çok da yakından takip eden biri olarak söylüyorum, orada birçok soru Bakana sorulmadı, televizyon programına katılmış bir bakanın buraya katılması gerekiyor.

KADEM METE (Muğla) - Eyvallah.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Değerli arkadaşlar...

ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Biz aynı şekilde Bolu Belediye Başkanının da katılmasını istiyoruz.

KADEM METE (Muğla) - Eyvallah. Ben bitireyim, Sayın Başkanım, son cümlemi bitireyim.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Kadem Bey...

KADEM METE (Muğla) - Efendim ağabey.