KOMİSYON KONUŞMASI

ERKAN HABERAL (Ankara) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, hayırlı olsun diyorum size de.

Hemşehrilerinizin söylediği gibi, sadece bölgeniz şanslı olmasın, Türkiye şanslı olsun inşallah.

Sayın Bakanım, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, en başta bizim tarafımızdan bakıldığı zaman bir ikilem var. Nasıl bir ikilem var? Şehircilik yatırımcı bir bakanlık, Şehircilik Bakanlığı. Baktığımız zaman Çevre Bakanlığı korumacı kollamacı bir bakanlık. Bir tanesi habitatı düzenleyici, yapıcı, bir tanesi habitatı bozucu bir bakanlık. Maalesef her ikisi de size rastladı, tek çatı altında nasıl baş edeceksiniz, bilemiyorum, Allah kolaylık versin size. Üstelik kendi içinde o kadar tezatlar var ki Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü sizin Bakanlığınıza bağlı, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü başka bir bakanlıkta. Çölleşme bir çevre sorunu değil mi, erozyon bir çevre sorunu değil mi? Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü başka bir bakanlıkta, toprak Tarım Bakanlığında, su, su işleri bakanlığı ayrı bir bakanlıkta, her birini ayrı bir bakanlıklara dağıtmışız, ondan sonra Çevre Bakanlığı ismi altında demişiz ki buyurun siz koruyun, kollayın.

Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünüzün iklim değişikliğinin zararlarını en aza indirmeye çalıştığını konuşmanızla belirttiniz ve bunun tabii pek çok faktörleri var. Toprak kirliliği, hava kirliliği, su kirliliği ve bunların her birinin kendi içinde unsurları var. En başta, en temel iki tane unsur var, doğa unsuru ve insan unsuru. Toprak kirliliğinde de hava kirliliğinde de su kirliliğinde de en temel unsur insan unsuru bize göre. Bir kirlilik daha var bence, o pek belki sizi ilgilendirmiyor ama önemli, günümüzün şartlarında böyle de bir ironi yapayım, bir de bilgi kirliliği var. Bugün İnternet'e girdiğiniz zaman aynı konu altında 500 tane farklı makale ya da yazı bulabilirsiniz. Hangisinin doğru olduğu hakkında hiçbir fikir sahibi de olamazsınız.

Sayın Bakanım, Çatalağzı, bilmiyorum biliyor musunuz, Zonguldak Çatalağzı. Dünya Sağlık Örgütünün hava kirliliğinde güvenlik limitinin 3 katında olduğu bir yer. Çatalağzı önemli, Çatalağzı'nda termik santral var, 3 tane termik santral var, hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütünün limitlerinin 3 katında ama buraya 4 tane daha ruhsat için ÇED verdiniz Sayın Bakan, sizin Bakanlığınız verdi. Mevcutta 3 katı daha hava kirliliği tespit edilmiş bir bölgede, küçük bir bölgede yeni ruhsat verildi. 78 kilometrelik bir alanda artı 13 tane daha yeni termik santral projesi var şu anda, aynı bölge için konuşuyorum. Çatalağzı küçücük bir yer, deniz kenarında. Çatalağzı'nda termik santral yapılmasının sebebi o bölgede kömür çıkmasından dolayı ama işin trajedisi burada başlıyor, o bölgede çıkan kömür o termik santrallerde kullanılmıyor Sayın Bakan, Ukrayna'dan geliyor, ithal kömür kullanılıyor. Ama ısrarla hâlâ devlet o bölgeye termik santral için ruhsat veriyor ve sizin Bakanlığınız da maalesef o bölgeye ÇED verdi Sayın Bakanım. Özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum.

"Tarlalar beton olmasın, Türkiye aç kalmasın." diye bir sloganımız var. Tarım alanlarının korunmasının pek çok ülkede ulusal güvenlik kaygılarından biri hâline geldiğini görüyoruz. Ülkemizde tarım alanları betonlaştı, her biri. Nerede? Ankara betonlaştı. 20 kilometre sağa sola, doğuya batıya, kuzeye güneye gidin, baktığınızda tarım alanlarının her birinin betonlaştığını, yeni kentleşme yapıldığını görüyoruz.

Kentsel dönüşüm projelerini biz çok önemsiyoruz, sizin de ne kadar önemsediğinizin fazlasıyla farkındayız. Ama şöyle bir şey var: Kentsel dönüşümlerde şehirlerin sınırları çizilmemiş. Sınırları çizilmemiş şehirlerde siz kentsel dönüşüm yapıyorsunuz. Kentsel dönüşümlerde sadece şehir içindeki, ana arterlerdeki metropollerde binaları yıkıp yenisini yapmak kentsel dönüşüm olarak algılanıyor. Peki altyapı, peki kanalizasyon, peki yollar? 4 kat yere kentsel dönüşümle Ankara'da 6 kat yapılıyor metropolde, bazı yerlerde 8 kat yapılıyor, 10 kat yapılıyor ama aynı yol ama aynı kanalizasyon, aynı altyapı. Bir yenilik yok maalesef.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

(Oturum Başkanlığına Sözcü Mehmet Şükrü Erdinç geçti)

BAŞKAN - Sayın Haberal, ek süre veriyorum.

ERKAN HABERAL (Ankara) - Efendim, kapatacağım.

Teşekkür ederim.

Sit alanları dışında olan yapılaşmaların, daha doğrusu, sit alanları dışındaki kaçak yapılaşmaların kentsel dönüşüm içine sokulması, şehirlerin sınırlarının çizilmesi gerektiğini düşünüyorum. Niye bunu böyle düşünüyorum? Çünkü Ankara örneğinden, Konya örneğinden, Kayseri örneğinden yukarı gidelim. Kenarlara doğru açıldıkça Ankara Polatlı'yla birleşti, bu alan komple tarım alanı. Ne oldu? Saman ithal ettik. Ne oldu? Koyun ithal ettik. Ne oldu? Buğday ithal ettik. Ondan sözümün başında bir şey söyledim özellikle altını çizerek: Türkiye betonlaşmasın, tarlalar... Öyle değildi, düzeltiyorum. Tarlalar betonlaşmasın, Türkiye aç kalmasın.

Çok teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

İnşallah, tekrar edeyim, tarlalar betonlaşmaz, Türkiye aç kalmaz.