BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Oğuz Bey, bir dakikanızı alayım. Siz devam edin ama arkadaşlarımızdan ayrılanlar oluyor, ben söyleyeyim.

Yarın Kültür, Turizm Bakanlığımızın yetkilileri geliyor. Cuma günü saat 10.30'da arkadaşlarımız yine bilgi verecekler. Buradan, turnikelerin önünden kalkıyor otobüsümüz, gidiyoruz, saat 12.00'de Gerede'de olacağız -Yüksel Bey ve Türker Bey ev sahipliği yapacak- saat 14.00'te de Kartalkaya'da olmayı hedefliyoruz. Bu arada bizim uzman arkadaşlarımız da gelecek ama ben bugün yazısını imzalayacağım, toplantıdan sonra arkadaşlarımız getirecekler. İTÜ Rektörü'yle de görüşeceğim. Bu adli bilirkişi olan arkadaşlarımızın da cuma günü gelip -orada teknik bilirkişi bunlar- teknik bilirkişi olan arkadaşlarımız da gelip orada bizlere bilgi vermesini arzu edeceğim. Bolu'dan ne Belediyeden ne Valilikten herhangi bir talebimiz olmadı, sadece güvenlik alınması noktasını istedik. Niye istemedik? Biz kendi dışarıdan, yerel tartışmalar...

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Basınımızı davet ettik değil mi?

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Basın; zaten biliyorlar.

ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Başkanım, özür dilerim, birkaç kurumu daha dinleyip gitseydik daha iyi olmaz mıydı?

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Şöyle, onu da anlatayım arkadaşlar: Basının da haberi var. Niye? Dışarıdan bir gözle bakalım istedik, yerel bakışın dışında olalım, bir. İki, sizin o düşüncenizi ifade eden başka arkadaşlar da oldu ama şunu mutlaka belirtmekte fayda var: Arkadaşlar, şu anda konuşuyoruz, arkadaşlarımız da konuşuyor, biz de konuşuyoruz ama çok afaki, neyi konuştuğumuzu, nereyi konuştuğumuzu anlamakta ben zorlanıyorum, diğer arkadaşlarımız da zorlanıyor çünkü bilmiyoruz, en azından bir gidip gelelim, görelim. Ne konuştuğumuzu da "3'üncü kat mı, 7'nci kat mı, şuradan giriş mi, buradan çıkış mı"yı bir canlı görelim istiyorum, sonra gerekirse bir ay, iki ay sonra, o çalışmalardan sonra tekrar gideriz. Yani biraz afaki olmasın, konuştuğumuzda neyi konuştuğumuzun, nereyi konuştuğumuzun da kafamızda bir bilgisi olsun diye söyledim.

Oğuz Bey, kusura bakma.

Cuma günü saat 10.30'da buradan çıkıp sonra akşam dört buçuk, beş gibi bitirince de tekrar otobüsün Ankara'ya gelmesi durumu söz konusu. İstanbul'dan da gelenler var, oradan İstanbul'a tekrar dönecek arkadaşlar, ben de döneceğim, ben de Ankara'ya dönmeyeceğim, oradan İstanbul'a geçeceğim, ona göre problem yok, zorunlu diye bir şey yok. Yani mühim olan saat 12.00'de Gerede'de, saat 14.00'te Kartalkaya'da olabilmek daha makul diyorum.