| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .11.2014 |
Buyurun Sayın Keskin.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Başkanım, önce, tespitinize teşekkür ediyorum. Gerçekten İç Tüzük'e uyarak burada çalışmalarımızı götürürseniz bu Komisyonun amacına hizmet etmiş oluruz ama bu İç Tüzük hükümleri yalnız milletvekillerine, üyelerine mahsus değildir. Bakan olarak karşımıza gelen zatımuhteremler de bakanlık sıfatını kullanarak burada İç Tüzük'ü ihlal etmeye, muhalefete mensup milletvekiline hakaret etme hakkına sahip değildir.
BAŞKAN - Ne gibi?
ADNAN KESKİN (Denizli) - Demokrasilerde demokrasi içselleştiren, onu bir yaşam biçimi kabul eden herkes muhalefetin...
Nasıl konuşayım Sayın Başkanım?
BAŞKAN - Basın mensubu arkadaşlar, lütfen, omuzlarınızdakini indirin, ayaklığa takın. Lütfen, göremiyor kimse.
ADNAN KESKİN (Denizli) - ...vazgeçilmez bir demokrasi unsuru olduğunu kabul eder ama demokrasiyi parmak çoğunluğuna indirgeyen, çağın değerlerinden haberdar olmayan, demokrasiyi "Ben çoğunluğu aldım, istediğim gibi yorumlarım, istediğim gibi uygularım." diyen kafalar maalesef burada muhalefeti işlevsiz hâle getirecek girişimlerde bulunur.
Bundan evvelki oturumda, Millî Savunma Bakanı olarak buraya, karşımıza gelen Sayın Bakan, hiç bakanlık sıfatına yakışmayan bir üslup kullanarak hem yavru muhalefeti hem ana muhalefeti "Siz, Doğu ve Güneydoğu'ya gidemiyorsunuz." diye yakışıksız bir üslupla suçladı.
BAŞKAN - E, orada bunları söyleyebilirdiniz.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Önce, Türkiye'de böyle bir mesele varsa, Anadolu coğrafyasının belli yerlerine gitmede güçlük varsa, hangi gerekçeden olursa olsun -yaşam güvencesi olmamasından, başka nedenden- bu, muhalefetin değil, iktidarın ayıbıdır.
BAŞKAN - Sayın Keskin, o oturumda niye söylemediniz bunları?
ADNAN KESKİN (Denizli) - On iki yıldır iş başında olan iktidarın Anadolu coğrafyasının her köşesinde siyaset adamlarının, sade yurttaşların özgürce konuşup, özgürce etkinliklerini sağlama koşullarını hazırlayamamıştır. Sayın Bakan muhalefet partilerini, mensuplarını suçluyor ama bir şeyi unutuyor. Kendileri oraya gittiği zaman, kendileri insandan fazla koruma ordusuyla oraya gidiyorlar; Başbakanı, Cumhurbaşkanı, kendisi.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Hayret bir şey ya, siz kendiniz gitmiyorsunuz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Haydi, gel, beraber gidelim oraya.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Şurada salonlara girerken bile kapılardan geçemiyoruz.
BAŞKAN - Bakın, Sayın Keskin...
ADNAN KESKİN (Denizli) - Türkiye Büyük Millet Meclisine korku ve panik içerisinde 100 tane korumayla gelen insanların muhalefet milletvekillerine ve partilerine "Doğu Anadolu'ya gidemiyor." demek ayıptır, yakışmıyor bu işler.
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, geçen oturumda bunları söylemeleri lazımdı.
BAŞKAN - Bir saniye...
ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Bakanı kınıyorum, kınıyorum.
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Başka bir oturumun tartışması bu.
BAŞKAN - Sayın Keskin...
ADNAN KESKİN (Denizli) - Bakın, biz, torba yasadan bu yana bütçe...
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Sayın Bakan burada yok.
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir saniye...
ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Başkanım, konuşturmuyorlar ki.
FATİH ŞAHİN (Ankara) - Bakan burada yok, cevap hakkı doğuyor, lütfen bu Bakanlık hakkında konuşun.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Cevap verseydi.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Niye müdahale ediyor Sayın Başkanım? Varsa bir şey, sepetlerinde bir pamuk varsa onlar da cevap versin.
BAŞKAN - Ama Sayın Keskin, bakın, önceki oturumda Sayın Bakan buradayken bunları söyleyebilirdiniz.
İZZET ÇETİN (Ankara) - Ortam yoktu Sayın Başkan.
BAŞKAN - Niye yoktu?
ADNAN KESKİN (Denizli) - Yoktu, ne ortamı vardı Sayın Başkanım?
İZZET ÇETİN (Ankara) - Şimdi var.
BAŞKAN - Şimdi var mı?
ADNAN KESKİN (Denizli) - Şimdi var.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - Konuşunca "Susun." diyorsunuz.
İZZET ÇETİN (Ankara) - O olaydan sonraki ilk oturum bu.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Başkan, İç Tüzük'e göre, ilk oturumda benim söz alma hakkım var.
BAŞKAN - Buyurun ben söz verdim.
ADNAN KESKİN (Denizli) - O da bekleseydi madem.
BAŞKAN - Ama yani Sayın Bakan onun hakkında konuşacağınızı nereden bilecek yani, nereden bilecek?
ADNAN KESKİN (Denizli) - Bekleyecek elbette, bu hakareti yapıp kaçıp gitmeye hakkı yok.
BAŞKAN - Öyle bir şey yok, görevi bitmiş.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Kaçıp gitmeye hakkı yok.
BAŞKAN - Sayın Bakan için böyle bir şey söyleyemezsiniz.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Kaçıp gitmeye hakkı yok.
BAŞKAN - Ne demek yani siz konuşacaksınız diye bekleyecek mi?
ADNAN KESKİN (Denizli) - Evet, o zaman beklesin.
BAŞKAN - Nereden bilsin?
ADNAN KESKİN (Denizli) - Yaptığı bir haksızlığı, hukuksuzluğu dinlemeden böyle gitmesi var mı?
BAŞKAN - Hayır, nereden bilsin yani sizin konuşacağınızı?
ADNAN KESKİN (Denizli) - Bilecek, o hakareti yaparken nerede haklı?
BAŞKAN - Lütfen ya...
ADNAN KESKİN (Denizli) - Böyle bakan olur mu? Yani, burada sabahtan akşama kadar görev yapmaya çalışıyoruz. Bu Bakanı ve iktidarı kınıyorum, ayıplıyorum.
BAŞKAN - Sayın Keskin...
ADNAN KESKİN (Denizli) - Demokrasi kültürünün olmadığını ortaya koymuşlardır, bu kafayla Türkiye'de demokrasi bırak ileriyi, Orta Çağ anlayışının içine girmiştir.
Teşekkür ediyorum.