| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fransız Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İç Güvenlik Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunmasına Dair Kanun Tasarısı(1/437) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 07 .01.2016 |
OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Şimdi, bu İtalya ve Fransa'nın dışındaki 16 tane anlaşmanın tamamı Yemen, Ruanda, Kamerun gibi, aslında, yani çerçeve anlaşması belki tamamı ama, Türkiye'nin daha az ilişkisi olan ülkelerle alakalı. Bence İtalya ve Fransa faslında bu tartışmaları tüketip ondan sonra diğerlerine daha hızlı geçebiliriz. Belki zaman kullanma açısından da ifade etmek istiyorum.
Şimdi, Sayın Valimiz ifade etti, ben çok teşekkür ediyorum bilgilendirmesi için. Tabii, bir konuşmanın içinde seçilen kelimelere baktığınız zaman oradan bir anlayış da çıkar. Seçilen kelimelerin gidişatı, toplamı size bir şey verir. Sayın Valimiz, "gıpta edildiğini", "kıskançlıkla bakıldığını" diğer ülkeler... Türkiye'nin yapmış olduğu göçmen sorunuyla mücadele konusundaki sıfatlar genelde bunlar. Bu gıpta etmenin sonucu 200 tane göçmen alıyorlar. Türkiye'nin millî gelirinden çok daha fazla gayrisafi millî hasılası olan ya da kişi başına düşen geliri daha yüksek olan ülkeler. Ya da 50 kişi alıyorlar aralarından dil bilenleri seçerek alıyorlar. Şimdi Türkiye burada kolay bir iş yapmıyor, gerçekten zor bir iş yapıyor. Biz Suriye'ye sınır ülkesiyiz. Sınırımız da kevgire dönmüş durumda. Rahat rahat insanlar geçiyor, onun için duvar örüyoruz zaten. Bu nedenle, Türkiye'nin böyle bir noktaya gelmiş olduğu bir yerde Türkiye tabii ki bir misafirperverlik yapıyor ama aynı zamanda bu misafirperverliğin sonucu olarak ağır bir maliyete katlanıyor. Siz 8 milyar dolardan bahsettiniz, 3 milyar euro gibi bir rakam Avrupa Birliğinden geliyor. Peki, biz diğer ülkelere şunu hatırlatmıyor muyuz: Teşekkür ederiz, gıpta ediyorsunuz. Teşekkür ediyoruz, bize teşekkür belgeleri veriyorsunuz. Teşekkür ederiz, kıskançlık duyuyorsunuz. Elinizi biraz taşın altına koysanız da biz de biraz bu gıpta duygusunu sizinle paylaşma ihtiyacı duysak. Bu bir.
İkincisi, bu anlaşmalar, tabii, çerçeve anlaşmaları. Onun için bu anlaşmaların içinde sadece göçmen sorunu yok. Alkol, tütün kaçakçılığı da var, resmî evrakta sahtecilik de var, işte, başka konular da var. Bunların önemli noktalarından bir tanesi de uyuşturucu. Şimdi, bunu gündeme getirmiş olmamdaki neden şu: Bütün uluslararası sözleşmelerde, Afganistan'da dünyadaki uyuşturucunun yaklaşık yüzde 90'ının üretildiği, ham madde olarak, afyon anlamında söylüyorum ve bunun büyük bir kısmının da Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçtiği söyleniyor. Yani Türkiye bir transit ülke olarak anılıyor. Uyuşturucu, göçmen sorunu, terörizm, bunlar, üçü birbiriyle ayrıştırılamayacak başlıklar. Dolayısıyla, biz, özellikle Afganistan'dan gelen ve Avrupa'ya geçen, bunu da gerek emniyet müdürlüğümüzün kendi raporlarında gerek Amerika'nın narkotik raporlarında gerek Avrupa Birliğinin raporlarında yıllardan beri anılan bu transit ülke durumuyla ilgili ne tür tedbirler alıyoruz, ne yapıyoruz? Raporlar da yanımda.