Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Zahide Yetiş'in, programında işlediği kadına şiddet ve ayrımcılık olaylarına yönelik görüşleri hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 12 .02.2025 |
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Hatta geleceğinizi öğrenince ben böyle bir programınız olduğunu da öğrenmiş oldum, bilmiyordum.
Tabii, şu görülüyor yani bir haksızlık da olmasın, bu gündüz programları, gazetelerin 3'üncü sayfalarıyla falan toplumun ilgili olduğu görülüyor.
Yani, Sayın Başkanım, İsmet Özel'in bir şiiri var, buna ne kadar uyar bilmiyorum ama şöyle söylüyor: "Bize ne başkasının ölümünden demeyiz /Çünkü başka insanların ölümü en gizli mesleğidir hepimizin/ Başka ölümler çeker bizi ve bazen başkaları ölümü çeker bizim için" Buraya bir ilgi olduğu, toplumun odaklandığı görülüyor yani müphem, şiddet, ne oldu, ne bitti falan.
Burada biz de Meclis olarak şunu yapmak istiyoruz: Yani bu var ama herkes kendi nasibine... Yani Parlamentoya düşen görevler var mı? Var. Efendim, yürütmeye yani bakanlıklara düşen görevler var mı? Var. Ama medyaya da var diye düşünüyoruz. Şimdi, mesela, ben dinliyorum gelen misafirlerimizi. Yanınızdaki hanımefendi yapımcı herhâlde, onu da dinliyoruz.
ZAHİDE YETİŞ - Evet.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Yani, bir hukukçu, avukat olarak, mesela -siz de söylediniz- "Baba soyun belirlenmesine katkılarımız oldu." diyorsunuz, nesebin...
ZAHİDE YETİŞ - Soy bağı.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Oysa Serap Hocam burada hepimizin hocası. Yani bu, bizim avukat olarak en basit gördüğümüz yani nesebin tashihi davası. Öyle değil mi Sayın Hocam? Yani bir kişi böyle iddia ediyorsa...
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Tabii ki.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - ...delillerini ortaya koyar çünkü soyu birbirine bağladığımız zaman yani mirasından tut birçok şey değişecek. Dolayısıyla, mutlaka bir hâkim kararı gerekiyor. Hâkim kararı olmayana kadar da kimde kayıtlı görünüyorsa onundur yani tapu kayıtları da öyledir. Bunlar esasen hukuk çerçevesinde halledilmiş meseleler.
Ama şunu sormak istiyoruz, belki aradığımız cevap da şu: Yani gündüz kuşağı programları, gerek evlilik programları gerekse de cinayet, kayıp bulma gibi konuları işleyen programlar neden bu kadar ilgi görüyor?
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Sayın Vekilim, bir şey söyleyeyim, kusura bakma, araya girdik.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Estağfurullah.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Sadece sabah kuşağı değil yani ben gelen konukların avukatı değilim, aslında avukat olan siz ve üyemiz olmadan aramıza katılan İstanbul Milletvekili Sayın Nurettin Alan.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Serap Hanım var.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Onlar cevap verir ama akşam kuşaklarında da aynı şey var. Bir Narin cinayeti üç ay boyunca geceleri konuşuldu. Şimdi, bir gerçeğin peşindeyiz biz Komisyon olarak, bu gerçekleri bilerek değil mi, onları da vurgulamamızda fayda var.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Tabii, tabii.
Misafirimizin sabah kuşağında programı var, değil mi?
ZAHİDE YETİŞ - Aslında ben tam öğle kuşağındayım. Şu anda canlı buradayız fakat iki canlı yayın da aynı formatta şu an devam ediyor ekranlarda.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Hiç izlemedim diyeceğim, belki size karşı da...
ZAHİDE YETİŞ - Estağfurullah.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Hiç bilmediğim için ama ben sabah programı olarak biliyorum.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - "Nasip" dedin ya işte aynı anda.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Eyvallah.
ZAHİDE YETİŞ - Yani realite dediğimiz iki tane program şu anda canlı yayında, Esra ve Didem şu anda canlı yayında. Yani kaçta bitiyor? Akşam sekize kadar devam ediyor.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Şunu anlamaya çalışıyorum: Bu programlarla, sizin bakış açınızla -yapımcımız da orada- toplum niye bu kadar ilgili? İkincisi de hem bu evlilik programları hem işte kayıp, cinayet gibi programların içeriği birbirinden farklı olmasına rağmen izlenme sebeplerini yayıncılar ve medya profesyoneli olarak nasıl görüyorsunuz? Yani bize ne diyeceksiniz, niçin bu kadar ilgi görüyor bu programlar?
ZAHİDE YETİŞ - Çok güzel bir soru sordunuz, gerçekten düşündürücü de bir soru. Aslında bu ilgiyi belki çözebilirsek doğru algıya yöneltebiliriz belki. Biz merak ediyoruz ama merak ettiğimiz şey bir başkasının özel hayatı belki, biraz -af buyurun beni ama- röntgenciliği de seviyoruz galiba, onun hayatında ne olmuş, evinde ne var, hangi koltuk takımı var? Böyle programlar da var bu arada. Orada yemekte de, bu arada biz yemek... Bakın, beni babaannem büyüttü ve iyi bir hatipti, aynı zamanda dinen de çok kıymetli birisiydi, bana her şeyi o öğretti. Bizde yemek çok kutsaldır hep. Şimdi, bakın, çok önemli bir ay geliyor mesela, Ramazan ayı geliyor. O zaman bana küçükken düşen ekmeği al, öp boşuna koy öğretildi. Şu anda bu ekmeği tutuyorsunuz, bu ekmeğin burası uzun, şurası kısa, burası böyle yani bir sürü ne varsa elimizde tuttuğumuz, yemek kadar önemli ve kutsal bir şey bile şu anda kavga aracı yapıldı. Yani galiba iki seçeneğimiz var; halkın bu ilgisini yavaş yavaş köreltmek. Mesela benim yapımcım NTV'de de program yapıyor, son derece kaliteli, düşündüren programlar yapıyor ama orada rating kaygısı yok; gayet güzel, kaliteli, keyifli izleyebileceğiniz işler yapıyor. Burada bize diyorlar ki: "Burada kalmak mı istiyorsun, hayatta mı olmak istiyorsun, o zaman bana yarın sabah onda iyi bir şeyle gel." Bunun için biz olabildiğince en basite indirgeyerek... Şahsım adına da söylüyorum. Mesela bir kadın kendi kendine bana kocasıyla özel bir şeyini anlatmaya çalışırken atlayıp aman oralara girmeyelim, bizi ilgilendirmiyor diye susturduğum çok olmuştur. Bunu anlatmaya meyilli insanların, bunu duymaya hevesli insanlarla buluşma noktası gibi oldu bu yayınlar aslında açıkçası. Nasıl önlenir? Bu, yemekte de böyle. Bir tane daha mesela bir arkadaşımız yapıyor -yani yapan kişi de önemli değil de- yeni bir gelin evi var, evde işte bardak alınmış, bu bardak nereden -nereden alındığını söyleyemiyorlar, reklama giriyor da- küçük müymüş, büyük müymüş, şurası şöyleymiş, burası inceymiş, bu tabağın kalın mı, ince mi, perdesi şöyle, ev geziyoruz ve bu da rating alıyor. "Biz acaba bunu nasıl doğru yönlendirebiliriz"i düşünmeliyiz. Bu algı eğitimle mi çözülüyor? Yıllar gerekiyor bunlar için ama evet eğitimle çözülüyor. Mesela bana sorsanız ne izliyorsunuz diye, ben Mega Yapılar'ı izliyorum mesela, inşaatı izliyorum, çok alakasız ama televizyoncu olmasaydım muhtemelen araba tamircisi olurdum çünkü tekniğe ilgim var.