KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - Evet, ben bir önceki sunumda sorumu soramamıştım biraz erken ayrılmak zorunda kaldığım için. Sorumu ben TOBB Meclisinin üyelerine sormak istiyorum. Ben sunuma gelmeden TOBB'un "web" sayfasına baktım, orada birtakım güzel istatistikler var, onları gördüm; sektörel istatistikler. Özellikle 2024 Ocak ile 2025 Ocak karşılaştırmalarına baktım, aylık bir önceki yıl, bir sonraki yıl karşılaştırmaları var. Toplam çalışan sayısına bakmışlar, birçok parametre var ama ben toplam çalışan sayısına baktım, yüzde 7'lik bir azalmadan bahsediyorlar kendi raporlarında; sayı olarak da vermişler ama toplam çalışanda TOBB'a bağlı kurumsal yapılarda yüzde 7'lik bir çalışan sayısında azalmadan bahsediyorlar. Sağlık sektöründe de böyle bir şey var mı acaba? Onu merak ettim ya da yapılmış bir çalışma var mı bunula ilgili? Eğer yoksa acaba bunun bir şeyi yapılabilir mi TOBB'un bünyesi altında? Bir sorum buydu.

Diğeri: Banu Hanım hatırlayacaktır; 2017 yılında TOBB'un güzel bir çalışması olmuştu, Aralık 2017'ydi, hatta burada elimde de var, McKinsey'le birlikte sektörel bir çalışmaydı o. Çok faydalanmıştık özel sektörde, hakikaten sadece özel sektörü değil kamuyu, üniversiteyi de böyle çok kapsamlı geri ödeme sistemleriyle inceleyen bir çalışmaydı. Ondan sonra bir daha yapıldığını görmedim ben, öyle mi gerçekten, yapılmadı mı? Böyle bir şeyin tekrarlanması düşünülür mü? Çünkü bayağı kapsamlı bir çalışmaydı o. Sağlık Bakanlığı istatistiklerinden daha kamu ağırlıklı verileri görebiliyoruz ve alt kırılımlı verileri maalesef göremiyoruz. Oysa sektörel çalışmalarda o alt kırılımlar, yıllar içinde gidişat ne olmuş, trendler nasıl; görebilmek çok değerli. Mesela, orada, özellikle işte kamu-özel harcamaları, sağlık harcamaları gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde kaçı -hatta 2017'de baktım, 5,4'müş; yıllar içinde nasıl azaldığını da görmüşüz- ilaca harcanan oran nedir, onları çok net görmüşüz orada. Çok çarpıcı, kendim de çalıştığım için ona baktım; 2017'de 65 yaş üstü nüfus yüzde 6,7'ymiş ve 2023 öngörüsü yapmışlar, yüzde 8,6 olarak öngörmüşler o zaman oysa şu anda yüzde 10,2'deyiz. O 65 yaş üstü nüfus artışına göre kronik hastalıkların da artacağını dolayısıyla sağlığa harcanacak payın giderek artacağını öngörmüşler ve sağlık çalışanlarının da yaklaşık rakamının -bu arz talep dengesine göre- ne olacağını değerlendirmişler. Orada çok çarpıcı veriler var, bazen demek ki geçmişe dönmek de iyi oluyor çünkü orada, mesela, bu 65 yaş üstü artacağı için bakım gerekçeli hemşirelik sayısında ciddi bir artış öngörmüşler 2023 yılı için, hatta herhâlde 337 bin olması öngörülmüş oysa şu anda 250 binlerde hemşire sayısı. Yani o trendde daha fazla 65 yaş üstü nüfusumuz olmasına rağmen şu anda Sağlık Bakanlığı maalesef atama yapmadığı için çok ciddi bir personel krizi yaşanıyor özellikle kamuda. Bu çalışmanın TOBB'un bünyesi altında yapılabilmesinin çok değerli olduğunu bu bir önceki çalışma bana hatırlattı. Eğer yapılabiliyorsa TOBB bünyesinde tekrar değerlendirilmesi çok iyi olacaktır diye düşündüm. Özel sektörün finansmanının yıllar içinde nasıl arttığını o dönemde göstermiş trend. 43'lerde başlamış 2009'da, 2015'e doğru yüzde 58'e kadar çıkmış ama şimdi bence yapılsa o trendin olmadığını görebiliriz diye düşünüyorum ama bilmiyorum ne durumda acaba.

Diğerini Ümit Hocaya sormak istiyorum. Öz değerlendirme yapılıyor, ben de yıllarca kalite akreditasyon işlerinde çalışmış biri olarak -özellikle JCI akreditasyonda- bu işin zorluklarını çok iyi bilen biriyim yani denetimi, kurumun o kültüre sahip olması için geçmesi gereken sürenin ne olduğunu oldukça bilen biriyim. Yüzde 80 ve üzeri olduğu zaman -öz değerlendirmelerden bahsettiniz- bir sonraki aşamaya geçiş için acaba öyle bir istatistiki oranınız var mı? Öz değerlendirme yapan kurumların yüzde oranları nedir? Böyle bir değerlendirmeniz var mı?

Kayıhan Hocanın soracağı şeyi ben de soracaktım. Bu yenidoğan çetesi olayında bahsi geçen hastanelerden akreditasyon belgesi olanı biliyoruz diyecektim ama şunu sormak istiyorum: Hasta güvenliği hedefleri önemlidir biliyorsunuz kalitede, hastane denetimlerinde en temel konumuz hasta güvenliği hedefleridir, orada da birtakım farklı farklı maddeleri vardır. Acaba bu TÜSKA'nın konulan standartlar grubunun, bunun sahada denetiminin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Çünkü bazen teorik ile sahadaki uyum birbirini yakalayamaz; bu, bütün akredite kurumları için geçerlidir çünkü dönemsel olarak bütün hastane seferber olur o işler için, sonra, bizim biraz da kültürel olarak, herhâlde bu şeyi daha içselleştiremediğimiz bir durum da var, sonradan bozulabiliyor bu. Türkiye'deki bu durum sizin tecrübenizden nasıl acaba diye merak ettim; özellikle kapalı bölümlerde, yoğun bakımlar gibi, ameliyathaneler gibi kapalı bölümlerde sizin izleniminiz nedir? Ki mesela, bu hastanelerde yenidoğan çetesinde bahsi geçen yenidoğan yoğun bakımlar gerçekten hem kırılgan bir grupla uğraşması hem de yoğun bakımın gerektirdiği spesifik kriterler açısından çok önemli.

Bir de sağlık çalışanları açısından da bir soru sormak istiyorum. Kaynağından doğrulama çok önemlidir biliyorsunuz, çalışanların kaynağından doğrulaması. Sizde de sizin standart setinizde de var diye biliyorum, bu hastaneler için mutlaka bu da yapılmıştır diye düşünüyorum. Bir de taşere sistemler, kalite denetimlerinde taşere sistemlerin denetimine ayrıca bir önem atfeder akreditasyon sistemleri, sizde de öyle mi? Çünkü bu yenidoğan olayında maalesef yönetmelikte yasak olmasına rağmen kliniklerin taşere edilmesi durumu söz konusu olduğu için, bu durum acaba öne çıkmış mıdır?

Çok teşekkür ediyorum, sağ olun.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Yaman.

Evet, buyurun Sayın Küçükel, sizinle başlayalım.

TOBB TÜRKİYE SAĞLIK HİZMETLERİ MECLİSİ BAŞKANI BANU KÜÇÜKEL - Hızlıca, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine üye olan bütün şirketlere Türkiye genelinde bir anket gönderiliyor Aylin Hocam ve bu ankete cevap verenlerden istatistik toplandığını düşünüyorum. Mutlaka alt kırılımı vardır yani şirketleri eğer dijital ortamda "sağlık" diye ayırıyorlarsa bunu sorup size raporunu gönderelim.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Sağlık sisteminde böyle bir personel...

TOBB TÜRKİYE SAĞLIK HİZMETLERİ MECLİSİ BAŞKANI BANU KÜÇÜKEL - Geçen hafta yayınlandı sanıyorum, 20-23 Sağlık Bakanlığı istatistiklerinde özel sektörde 393 binden 383 bine düşen bir çalışan sayısı var, aynı oranda üniversiteler de düşmüş, kamuda bir artış var.

İkinci sorunuzla ilgili de TOBB'la konuşalım, zeminini çok hatırlayamadım, neden yapılmıştı o çalışma, öyle bir zemin yaratabilirsek aslında...

AYLİN YAMAN (Ankara) - Aslında muhtemelen orada özel sağlık sigortacılığının da bir talebiydi bu. O zaman tamamlayıcı sağlık sigortaları yeni devreye giriyordu, popülaritesini artırıyordu. Nasıl sektörel ihtiyaç var burada acaba, onu da anlamak için... McKinsey'le birlikte yapmışlardı ve bayağı...

TOBB TÜRKİYE SAĞLIK HİZMETLERİ MECLİSİ BAŞKANI BANU KÜÇÜKEL - Soralım, hatta tüm sağlık meclisleri olarak istenebilir. O zaman daha doğru finanse edilir.

Başkanım, Ümit Hocama bir şey sorabilir miyim ben de? Bilmiyorum usul nedir?

BAŞKAN İSHAK ŞAN - İsterseniz şöyle yapalım: Ümit Hocam Aylin Vekilimin sorusunu cevaplasın, ondan sonra sizin sorunuzu da alırız.

Buyurun.

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Sayın Vekilim, sırayla gideyim müsaadenizle.

Öz değerlendirme oranlarımızı sordunuz; öz değerlendirme oranlarımız yüzde 90'ın üzerinde, hiç yüzde 90'ın altında öz değerlendirmemiz bize gelmedi.

Bir konuyu daha iletmek isterim: Bizim TÜSKA'da her başvuran akredite olmadı bugüne kadar, maalesef ki bu denetimlerden geçemeyen hastanelerimiz olduğu için onları akredite etmedik, süreçlerini tekrardan başa döndürdüğümüz hastanelerimiz var. O yönde çok haklısınız, çok sıkı bir denetim var. Ben aktif bir cerrahım, altı ay öncesine kadar böyle çok hastaneden çıkmayan bir cerrahtım. Benim hastanem Bilkent Şehir Hastanesi, Kalp Damar Hastanesi akredite oldu. Sürecin ne kadar zor olduğunu... Gerçekten, inanın, inanılmaz düzeyde yoğun bir ekip geliyor. Hiç beklemediğim bir anda koridorda yürürken bir kişi bana bir soru sordu. Niçin soruyorsunuz dediğimde denetçiydi yani hastane denetçisi, bizim TÜSKA'nın denetçilerinden birisiymiş. Devam ediyor mu? Ben hâlâ kliniğime sabah çok erken, altıda gidiyorum. Size şunu söyleyebilirim ki Sayın Vekilim: Yüzde yüz devam ediyor çünkü o kültür gelişince sağlık çalışanı hekim arkadaşlarımız, sağlık çalışanları da özellikle bir hastaya zarar verme ya da malpraktisin oluşması konusunda gerçekten çok hassasiyet gösteriyorlar. Tabii ki bizim hastanelerimiz büyük kurumsal kültürleri olan hastanelerimiz. Bu konuda asistanlarımızla bir dönem gerçekten çok zorlanıyorduk. Nöbet sayılarımız arttı, nöbet sayısındaki asistan sayılarımız ya da hekim arkadaşımızın sayısını artırdık ama bugün onun konforunu yaşıyoruz çünkü sonuçlarımız tarafında da artık hiçbir şeyimizi... Ben bugün sabah şahit olduğum bir şeyi ileteyim. Ameliyathane kapısında bir anestezi doktoru arkadaşımız cerrah arkadaşımızın imzası olmadığı için hastayı geri döndürüyordu çünkü akreditasyon kuralları içinde bu tür güvenlik önlemleri çok kıymetli.

"Hasta güvenliği hedefi ne kadar?" diye sormuştunuz. Bizim kriterlerimizin içinde yüzde 60'ını hasta güvenliği oluşturuyor. Bu konuda da hiçbir şekilde taviz vermiyoruz TÜSKA'nın akreditasyon süreçlerinde.

Dış kaynak tarafını sormuştunuz. Dış kaynak kullanımıyla ilgili, taşeron sistemlerle ilgili bizim "dış kaynak kullanımı" diye bir başlığımız var. Bu başlığımız içinde de sözleşmelerini ve hepsini, o sözleşmeleri sistemimize de yüklemesini istiyoruz çünkü onlar bizim için kanıt düzeyinde. TÜSKA'daki akreditasyon kanıta dayalı, mutlaka bir kanıt üzerindeyiz. Onda da sözleşmeler ve şey kısmında da mutlaka bizim bir kriterimiz var.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Bahsi geçen bu hastanelerde akreditasyon belgesi var, onda da var mıdır acaba bu?

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Efendim, bu akreditasyon belgesi olan, daha önce verilmiş ama 3 defa daha askıya alınmış olan yani tüm sürece baktığımızda, hastanenin akreditasyon süreci yaklaşık altı aylık, sekiz aylık bir süreç, tüm süreç içinde akredite olarak kalmamış. Biz zaten herhangi bir şikâyet olmaksızın ara denetimler yapıyoruz. O ara denetimlerde eksiklikler gördüğümüz için onların akreditasyon belgelerini ve akreditasyon sürecini askıya almışız.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Teşekkür ederim.