| Komisyon Adı | : | (10/1899,1900,1901,1902,1903,1904) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Eğitim ve İdare Sorumlusu Doçent Doktor Ercan Tutak'ın, Türkiye'de bebek ölümleri, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin yatak kapasitesi ve sağlık çalışanı sayıları ile yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 26 .02.2025 |
ALİ KARAOBA (Uşak) - Öncelikle güzel sunumunuz için teşekkür ederim.
Sayın milletvekilim çok hızlı alınganlık gösteriyor "Benim 3 çocuğum doktor oluyor." diye ama rakamlar ortada, 3'e bakarak yapacaksak...
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Kardeşlerim, kardeşlerimin çocukları...
ALİ KARAOBA (Uşak) - Babam, dedemin torunları falan yaparak...
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - İkinci neslin hepsi, ikinci neslin hepsi doktor.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Doktor Hanım, tercih edilişler belli. Çocuk uzmanlığının dolum oranı ortada. Sayın Milletvekilim, bilimsel konuşuyoruz, sizin akraba çevrenizle bu işe gideceksek zaten burada, bu Komisyonunun da anlamı yok. Doktor beyi de buraya davet ediyorsak kendisine göre bildiği istatistikleri bize sunacaktır yani.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Ben de "Genellemeyin." dedim. Sadece bir örnek gösterdim.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Tamam ama bu iş genelde rakamlara bakılarak konuşulur, ne sizin söylediğinizle olur... Bilimsel olanı söylüyoruz, bugün Türkiye'de 100 bin kişiye doktor sayısı az dediğinde sizin işte kardeşlerinizi, yeğenlerinizi koyduğumuzda bile sayı tutmuyor anlamında söylüyorum.
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Sayın vekil diyor ki "Rakamlar da benim dediğim gibi. Hocanın anlattığı rakamlar da veriler de bilimsel değil." dedi biraz önce.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Evet, katılıyorum buna.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Sayın Vekilim, buyurun devam edin.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Doktor Hanım, bilimsel konuşmaları bile kendi bireysel çevresiyle anlatıyor.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Hangi bilimsel çalışma bir gösterir misiz?
ALİ KARAOBA (Uşak) - Sonuçta bu Komisyon, bugün, kariyer yapmış bir hocamızı çağırıyor ve Türkiye'de 100 bin kişiye düşen...
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Hâlâ üniversiteye giren en zeki çocuklar tıp fakültesini tercih ediyor. Bunun bilimsel bir sonucunu gösterin bana ben de inanayım.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Bunun aksini söylemiyor ki. Doktor Hanım, ben kadın doğum uzmanıyım, 70 puanla giriyordum şu an 50 puanla tercih edilmiyor. Girdiği okulların çoğu 65-70 puanın altında girilemiyordu şu an 50 puan alanlar giriyor.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Uzmanlığı söylemiyorum.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Neyi söylüyorsunuz?
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Tıp fakültesini tercih etmiyorlar kısmına itiraz ettim ben.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Doktor Hanım, Türkiye'de neonatoloji uzmanları, perinatoloji uzmanları azalıyor diyoruz.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Şu an Türkiye'de, yüzde 1'e giren çocukların birinci tercihi hâlâ tıp fakültesi. Hâlâ Hacettepe Tıp ilk 400'le alıyor, hâlâ Cerrahpaşaya ilk 500'le giriliyor.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Bu ülkeyi de aynen bu mantıkla yürütüyorsunuz Doktor hanım. "Kendi çevremdekilerle." deyip çıkıyorsunuz işin içerisinden.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Hayır, genel anlamda... Bir bilimsel çalışma göster bana, ben de inanayım...
ALİ KARAOBA (Uşak) - Doktor Hanım, anlattı işte, rakamlar veriyor, buna ne diyeceksiniz.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Kıymetli arkadaşlar, lütfen...
ALİ KARAOBA (Uşak) - Çok basit bir şey söylüyoruz yani.
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Hayır, genel fikrimi söyledim.
BAŞKAN İSHAK ŞAN - Buyurun.
ALİ KARAOBA (Uşak) - Sayın Başkanım, şu bir gerçek: Biz kendi çevremizle konuşacaksak ben de kadın doğumcu olarak söyleyeyim, artık doktor tercih edilme yani hekimlerin ya da bu ülkenin en zekilerinin hekimliği tercih etme oranı azalıyor. Evet, özlük haklarının azalması, bugün "malpraktis"lerin artması, "Giderlerse gitsinler." noktasına getirilmiş olması, özel sektör ile kamu sektörü arasındaki fiyat farklılıkların olması, sistemin çürümüşlüğü, parasallaşmışlığı bu hâle getirmektedir; bu bir gerçek. Ülkemiz batıyor, ön kompartımanda olmak bu gemi battığında ben batmayacağım anlamına gelmez. Evet, biz muhalefet olarak belki arka kompartımandayız ama bu gemi battığında, bu ülke baktığında AK PARTİ'liler de batıyor, CHP'liler de batıyor, bu ülkenin geleceği de batıyor. O açıdan birazcık rakamlara saygı duyarak gidelim; bu birincisi.
İkincisi: Sunumunuzda benim algıladığım şu, "Ölüm oranlarında en çok prematüre ve enfeksiyon." diyorsunuz. Aslında biz sorunu acaba başka yerde mi arıyoruz diye bir kadın doğumcu gözüyle bakıyorum. Dünyada yüzde 4 ile 16 diyenler var ama ortalama 8-10 civarı prematüre olduğunu varsayarsak bizim ülkede prematüre oranları çok yüksek. Acaba biz enfeksiyonlara mı engel olamıyoruz, gebe takiplerimiz mi yanlış? Yani bu işi baştan çözmemiz çok daha önemli. Tabii ki neonatoloji uzmanlarımız artmalı, işte, ilk bir haftada ölüm oranları çok yüksek, ilk günde oranlar çok fazla. O açıdan, ben bununla ilgili çalışma yaparken sadece çocuk uzmanları ya da neonatoloji uzmanları üzerinden değil, bunların bu enfeksiyon ve prematürelerin en azından buradaki rakamlar çok daha aşağı çekildiğinde, işte, bahsettiğiniz yüzde 17'den, sağlıkçıların özel çabasıyla 5,8'e kadar inen sistemin tıkandığı yer olarak görüyorum. Sizlerin, bizlerin özel çabasıyla değil de artık başka branşların, özellikle aile hekimlerinin, kadın doğumcuların yani gebe takibi yapan kişilerin bu işin üzerinde çok daha fazla durması gerektiğini düşünüyorum. O açıdan, enfeksiyondan, bugün yüzde 29 oranında ve bunlar da birbirini tetikleyen konular, prematüreyi de arttırıyor; bunlar yapılabilir. "Konjenital" oranı değiştiremeyebiliriz ama anne karnında sevk oranını değiştirebiliriz. Ne demek istiyorum? Bugün kardiyak anomalisi olan bir çocuğu herhangi bir merkezde doğumunu yaptırıp daha sonra göğüs kalp damar ya da çocuk kardiyolojisi aramak yerine, anne karnında dünyanın en iyi yoğun bakımına sevk etmek, onun için yirmi ile yirmi dördüncü hafta arası bence sağlık sistemimize, perinatoloji uzmanının muayenesini zorunlu koşup ve bunu ücretsiz hâle getirmek zorundayız. Yani biz ülkede sakat çocuk oranını azaltmak istiyorsak ve bunların ölüm oranını azaltmak istiyorsak bunun da bence kayıtlara geçmesi gerekiyor. Dünyanın birçok yerinde her hafta ultrasona girilmiyor ama en azından 3 defa ultrasonu giriliyor ve bunların en önemlisi de yirmi ile yirmi dördüncü hafta arası yapılan ultrasonlar. Bunun bence Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması gerekir.
Tabii, sizin sunumunuz beni dehşete uğrattı, açık söyleyeyim. Rakamları bu kadar kötü beklemiyordum, muhalefet olarak bu kadar kötü demiyorduk ama bugün Meksika'dan sonra bir önünde olmaktan başka bir başarımız yokmuş gibi geliyor ama bence sağlıkçıların sayısından çok dağılımının dengesiz olduğunu düşünüyorum. O açıdan bunu da değerlendirmek gerekir. Ben asfiksi oranını çok yüksek buldum. İşte, bunu NRP kurslarına mı bağlıyorsunuz? Uzun süre, acaba normal doğum oranını artıracağız kaygısıyla hekimlerin daha da zorlandırılarak doğumların gecikmesine bağlıyorsunuz? Açıkçası hani gördüğünüz vakalardan ne çıkarıyorsunuz? Bununla ilgili önerilerinizi merak ediyorum.
Son olarak bir şey daha söyleyecektim: Evet, yönetim çok önemli. Zaten bu iş, balık baştan kokar. Sayın Kayıhan Hocamın da söylediği gibi bu Komisyonun güzel şeyler yaptığına inanıyorum ama Komisyonun amacının çok dışına çıktığını düşünüyorum kendi adıma. Biz bugün, özel hastanesi olan ve kapatılan bir Sağlık Bakanını bu Komisyonda dinleyemiyorsak, şu an Sağlık Bakanı olan ama bu olaylar başladığında İstanbul İl Sağlık Müdürü olan bir Sağlık Bakanımızı bu Komisyonda dinleyemiyorsak sonuçta gelinen noktayı parlamenter sistemin ne kadar artık kenara itildiğinin, tek adam rejiminin ne kadar ayyuka çıktığının göstergesi olarak düşünüyorum. Madem Komisyon kuruyoruz, herkesi dinlemek zorundayız. Bakan olmak, atanmış olmak seçilmişlerin üstünde değildir, bunun da not düşülmesini istiyorum.
Ben bir sonraki toplantıda mutlaka bu bakanların yine davet edilmesini, gelmeyecekse de kamuoyuyla Komisyon Başkanının paylaşması gerektiğini düşünüyor, teşekkür ediyorum.