| Komisyon Adı | : | (10/2262,2263,2264,2265,2266,2267) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un Komisyonun bugünkü toplantısına katılıp katılmaması ve muhalefet milletvekillerinin Komisyon toplantı salonunu terk etmesi hakkında görüşme |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 26 .02.2025 |
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben de hepinizi selamlıyorum.
Herkes çıktı, şimdi ben de birkaç şey söyleyeyim. Tabii, ben Sayın Bakanın yerinde olsaydım, gerçekten, çağrılmasaydım da bu toplantıya gelirdim. Bunu ben kendi adıma söyleyeyim, ben direkt "Bakan burada olsun." demiyorum, bu şeyde yakınlarını kaybeden birçok aile bize ulaştı, onların talepleri bu. Biz Bakanı duymak, Bakanın ağzından duymak... Bizzat Bakan orada olsun ki bu Komisyonun ciddiyetini anlayalım diye yani orada yaşamını yitirenlerin yakınlarının talepleri bunlar.
Şimdi, biz bakıyoruz insanlar tabii bire bir muhatabından dinlemek istiyor, Bakana bakıyoruz -ben dün de burada söyledim- Sayın Bakan TV programlarına katıldı. Burada gördüm, biraz önce inceledim. Ahmet Hakan'ın programına katıldığında aynen bunları tek tek, sayfa sayfa anlattı Bakan ama orada birçok soruya cevap vermedi, birçok soru da sorulmadı. Ben televizyonu izlerken "Hadi bu soru sorulacak." diyordum, bir türlü benim sormak istediğim soru Bakanın kendisine sorulmadı, yine Bakan birkaç soruya üstü kapalı cevap verdi, geçiştirdi. Biz televizyon programına katılmış bir Bakanı orada dinlemektense daha önemli olan Araştırma Komisyonuna katılmasını yeğlerdik yani burada olmasını çok daha isterdik, en azından kendisi için de gelsin. Biz bire bir onu suçlamıyoruz zaten, ben bunu defalarca söyledim ama muhatap olarak onu dinleyelim, o sorsun ki halk da bunu istiyor. Bakın, bugün bile Mecliste yaşamını yitirenlerin aileleri var burada, bugün daha sabah benim yanıma geldiler; her partiyi de dolaşacaklarmış, büyük bir ihtimalle sizlerin yanına da geldiler. Yani aileler bunu istiyor, biz muhatapları istiyoruz. Ben "Sadece Sayın Bakan gelsin." demiyorum, Belediye Başkanı da gelsin. Yani Belediye Başkanının -özür diliyorum sizden, sizle alakalı bir şey yok, bunu bilin- Belediye Başkan Yardımcısı ya da başka birini göndermesini istemiyoruz, biz böyle bir Komisyonda muhatapları bire bir dinlemek istiyoruz. Yani bizim de talebimiz budur, Bakanın bizzat gelmesi. Diğerleri çıktı, ben de çıkacağım, kusurumuza bakmayın. Bu şeyin sekteye uğramasını istemem, bunu da yapmak istemem ama bu durumda benim de çıkmam gerekiyor.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ben, müsaade ederseniz çıkmadan söyleyeyim şunu.
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Tabii.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Değerli arkadaşlar, burada hepinizin bu düşüncelerine saygı duyuyorum, bütün arkadaşlarımızın düşüncelerine saygı duyuyorum ama burada temel maksat -Bakanın gelip gelmemesi başka bir şey, talep edersiniz, o sizin en tabii hakkınızdır ama- biz burada "78 insanımızın hayatını kaybettiği otel yangını niye oldu, nasıl oldu?" ve "Bundan sonra olmasın diye neler yapabiliriz?"in hesabını yaparken ve normalde sorumluların "Adli merciler tarafından kim sorumluysa araştırılıp cezası verilmesi lazım." denirken burada sadece "Bakan geldi" veya "gelmedi" diye Komisyon toplantısını terk etmenin yapmış olduğumuz işin mehabetine çok uygun olmadığını; bizim asıl maksadımızın ceza hukuku açısından sorumlu olabilecek insanların, yargıçlar, hâkimler ve savcılar tarafından yapılması lazım gelen işleri bizim burada yapmak olmadığını; biz burada sorumlu kurumların tespitini ve "Bundan sonra bir daha bu gibi olaylar olmasın diye ne gibi tedbirler alırız?"ı tartıştığımız bir yerde... Bunu siyaset kaygısıyla, bunu muhalefet için söylemiyorum, kimse, bakan gelmiyorsa siyaset kaygısıyla, bakan böyle düşünüyorsa veyahut da muhalefetteki arkadaşlarımızın, biraz önceki arkadaşlarımızın bunu siyaset yapma kaygısıyla, burada bu şekilde dile getirip, hele hele Komisyonu... Ben 59 yaşındayım ve otuz altı yılımın otuz yılını kamuda üst düzey yönetici olarak geçirmiş bir kardeşinizim ve diğer arkadaşlarımız da sizler gibi çok saygın görevler yaparak buraya gelmiş, milletin iradesiyle, helal oylarıyla gelmiş insanların "Tiyatro yapılıyor." mantığını, demelerini ve...
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Onu kabul etmiyorum ben de.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - ... bu şekilde bir tavırla "Biz çıkıyoruz, gidiyoruz." demelerini çok doğru bulmuyorum. Evet, eleştirileriniz başımızın üstüne, ben Komisyon Başkanıyım, bu eleştirileri ben alıyorum, ilgili yerlere iletmeye de söz veriyorum ama eleştiri ve ilgili yerlere iletmemin dışında Komisyonun çalışma üslubunun ve Komisyonunun çalışmasını gerektirecek çoğunluk sesin bir protesto anlayışıyla terk etmesinin, aynen Mecliste, Genel Kurulda, arzu ettiğimiz şeyler olmadığı takdirde tamamen "Biz, Genel Kurulu terk ediyoruz." algısı gibi Komisyonu terk etme algısının hem milletvekillerine hem bize verilen göreve çok uygun düşmediğini, milletvekili göreviyle örtüşmediğini... Evet, söyleyeceğiz, eleştireceğiz. Mecliste, Genel Kurulda birbirimize belki de çok ağır eleştirilerde bulunuyoruz, çok ağır eleştirilerle itham ediyoruz ama hiçbirimiz eleştiriyi yaptıktan sonra kalkıp da "Hadi bana eyvallah." deyip Genel Kurulu terk etmiyoruz. Bu defa da cevap verebilecek birileri varsa onlar cevap versinler istiyorum.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubundaki arkadaşlarımızın, daha sonra da YENİ YOL ve İYİ Partideki arkadaşlarımızın eleştirilerini yaptıktan sonra "Hadi bize eyvallah." deyip gitmelerinin Meclis çalışma, usul ve yöntemleriyle çok örtüşmediğini siz de gayet iyi biliyorsunuz, ben de iyi biliyorum. Genel Kurulda çok ağır eleştiriler yapıyoruz birbirimize, burada da birbirimize çok ağır eleştiriler yapıyoruz. Evet, yaptınız, biz dinledik, bir oturun bakalım ki ona karşı diğer parti grupları ne konuşacak, onları da arkadaşlarımızın dinlemesi lazım geliyor. "Ya, ben konuştum, artık benim işim bitti, ben gidiyorum." demenin ve "Görüntü verdim, ben gidiyorum, artık bundan sonrasını siz düşünün." demenin çok makul, mantıklı ve Meclisin de çalışma, usul ve yöntemlerine çok uygun olmadığını özellikle belirtiyorum.
Değerli arkadaşlar, onun için, burada "Bakan geldi, gelmedi..." Evet, tartışacağız, konuşacağız "Bakan gelsin, şu da gelsin, bu gitsin." "geldi" veya "gelmedi" değerlendirmesini yapmak hakkımız ama "Ben değerlendirmemi yaptım, hadi bana eyvallah." demek bence, çok makul ve milletvekili olup birbirimize olan karşılıklı saygı anlayışımıza çok uygun düşmüyor diye düşünüyorum. Ömer Bey, sadece sen kaldın ya muhalefet olarak, sana söylüyorum ama bütün muhalefete söylüyorum.
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Başkanım, Ömer Bey çıkmadan bir şey söyleyeyim.
SEMİH IŞIKVER (Elâzığ) - Uyumlu da çalışıyoruz, bence çıkma.
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Semih Bey, bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Çıkmadan söz vereceğim. Çıkmadan diyor ki "Ben de usulen...
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Ömer Bey, siz çıkmadan usulle ilgili bir iki söz de biz söyleyelim.
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Tamam, ben sadece bir şey söyleyeyim. Çıkacağım, sizi dinleyeceğim ama.
NURETTİN ALAN (İstanbul) - Tamam.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Buyurun.
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Ben sadece şunu söyleyeyim: Bakın, ben danışmanıma "Konuşurken kameraya falan almayın." dedim. Gerçekten bu işi şova çevirmenin, bilmem şey yapmanın bir anlamı yok yani ben onu da söyledim.
Biz diyoruz ki hani burada ortak bir şey olsun. Bu saatten sonra, mesela şimdi bütün muhalefet çıktı yani bugün Turizm Bakanlığını dinlemek bence çok da mantıklı olmayacak, havada kalacak yani...
SEMİH IŞIKVER (Elâzığ) - Turizm Bakan Yardımcımız burada, biz Bakanı değil Bakanlığı çağırmışız.
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Anlamadınız yani muhalefetin hiçbir sorusu olamayacak...
SEMİH IŞIKVER (Elâzığ) - Yani bizim sorunumuz Mehmet Nuri Ersoy'un şahsıyla olsa eyvallah, doğru söylüyorsunuz ama...
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Yok yok, şimdi hiçbir muhalefet partisi yokken de bu Komisyonun bir şeyi kalmaz.
SEMİH IŞIKVER (Elâzığ) - Son Mohikan sensin, kalırsan devam ederiz, iyi olur.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Bir açıklama yapıp size de söz vereceğim.
Ömer Bey, arkadaşlarımız bilsin diye söylüyorum. Kültür Turizm Bakanlığına yazmışız, diğer kurumlara da böyle yazıyoruz; elimde yazı, benim imzamla giden, bundan önceki komisyonlarda da öyle. İlgili konuyu anlatmışız yukarıda "Konuya ilişkin diğer hususlarla ilgili Bakanlığınızca yürütülmekte olan ya da planlanan sair çalışmalar hakkında ayrıntılı bilgi sunmak amacıyla en az başkan veya genel müdür düzeyinde olmak kaydıyla uygun göreceğiniz birimlerden görevlendireceğiniz üst düzey yetkililerin komisyonumuza gelmesi." Biz bunu Kültür Turizm Bakanlığına şöyle yazabilirdik yani kamudan gelmenin belki avantajıyla -siz hukukçusunuz, hukukçular benden belki o konuları daha iyi bilebilirler ama- bir şahsı çağırmak istediğimizde "Sayın İsmail Erdem, şu, şu konularda görüş vermek üzere Komisyonumuza gelin." diye ismen yazarsak İsmail Erdem -özür diliyorum ağabey, isim olarak veriyorum- gelmediği takdirde bunu söyleriz ama Kültür ve Turizm Bakanlığına yazıp altta da "en az başkan veya genel müdür düzeyinde olmak kaydıyla" diye bir yazıyı gönderirsek "Burada bu düzeyin altında olmamak şartıyla kim gelirse bizim Komisyonumuzca kabuldür." demek isteriz.
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Doğrudur Başkanım ama biz yazılı bir talepte bulunduk, dilekçe verdik şahsınıza, hani direkt Bakanın çağrılması konusunda dilekçe verdik.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Anladım.
Arkadaşlar, şimdi, bana -hukukçular daha çok- anlattırmaya kalkmayın yani Meclis çalışmalarında da insanlar önerge verir, bir dilekçe verirler; o noktaya gelmesin diye oylama yaptırmadım ben, oylama yaptırabilirdik. Yani Meclisin çalışma usulünü, o usulü yapmadık çünkü yazıyı geçen haftadan biz zaten göndermiştik, dün göndermedik. Evet, geçen hafta gönderdik konuştuktan sonra. Yani öyle bir noktaya getirip bu Komisyonu oylanılan, "Çoğunluk şöyle dedi, azınlık böyle dedi." noktasına getirmemek için özel bir gayret gösterdiğime sen de şahitsin. Yani sen şahit olmazsan herhâlde kimse şahit olmaz, hepsinde vardın.
Şimdi, siz dinlediniz, bir de Nurettin Bey usul hakkında konuşacak ama diyor ki: "Ömer Bey gitmesin."
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Evet, Nurettin Bey'i dinleyeceğim.