KADEM METE (Muğla) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, hoş geldiniz.

Ben çok kestirmeden bu sorunun sebebini söyleyeceğim. Şimdi, hepimizin ceplerinde olan bir belge var, hepimizin. Nedir o? Nüfus kâğıdı, nüfus cüzdanı. Bu nüfus cüzdanlarının geçerlilik süresi var yani benimkisi 2030'da geçerliliğini bitiriyor mesela. 2030'da hâlâ yaşıyor olsam; anamın adı, babamın adı değişmediği hâlde; doğduğum yer, doğum tarihim de değişmediği hâlde bu belgeyi yenilemem gerekiyor. Neden dolayı, muhtemelen yaşlanmışımdır, resmimin değişmesi gerekiyor diye. Ehliyet, ehliyet de aynı şekilde. Yani her bir belgenin bir süresi var. Sıkıntı şurada: İtfaiyeden aldığınız yangın geçerlilik belgesinin, yeterlilik belgesinin bir süresi yok. On yıl geçse de yirmi yıl geçse de "Benim belgem var." deyip yeni bir belge alma ihtiyacı hissetmiyorsunuz. Peki, "Bu belgeyi kimin yenilemesi, yenilettirmesi gerekiyor?" sorusuna da şu soruyu sorarak cevap verelim: Yeni bir ev yaptırdınız; evinize su bağlayacaksınız, elektrik bağlayacaksınız. Yani su için kime gidiyorsunuz? Belediyeye, gelip size bir su sayacı takıyor, değil m? Aynı zamanda, elektrik idaresi de işte, eski adıyla TEDAŞ gelip elektrik sayacı takıyor. Zaman zaman yani ayda bir gelip okuyorlar bunları. Bir de acaba bir kaçak var mı, su sayacı doğru okuyor mu diye kontrol de ediyor ve on yılda bir de su sayacını, elektrik sayacını da değiştiriyor ömrü bitti diye. Peki, bunu değiştiren kurum kim yani elektrik sayacını belediye su işleri gelip değiştirmiyor veya su sayacını da elektrik tesisatçısı, elektrik işleri de gelip değiştirmiyor. Kim taktıysa, kim kontrol ediyorsa o değiştiriyor. O zaman, bizim tesislere almış olduğumuz yangın yeterlilik belgesini bize veren makamın belirli bir dönem sonra bunu yenilemesi gerekiyor. Yani bizim çağımızın gerekliliği şeklinde yeni ihtiyati tedbirleri almamız gerekiyor ise bunları aldık mı almadık mı diye belgeyi yenilemesi gerekiyor, bunu denetlemesi gerekiyor. Bu hangi makam olması lazım? Bu belgeyi bize veren makam olması lazım. Belgeyi kim verdiyse onu da... Bütün hayatımız da öyle aslında yani bunu belki pratik olarak düşünmüyoruz. Belgeyi kimden aldıysanız o belgenin geçerliliğini yine o kurum denetler arkadaşlar yani bu kadar basit. Siz belgeyi kimden aldıysanız, itfaiyeden; aradan on yıl geçmiş, yirmi yıl geçmiş, itfaiye bir daha size uğrayıp da "Ya, ben sana zamanında 'Yangına karşı yeterlisin.' diye bir belge verdim ama sen hâlâ..." Ya, şimdi bir yangın tüpü, Sayın Başkanım, yani hepimizin gördüğü ama ben mesela, burada sorsam bu Komisyon üyelerine, acaba kaçımız hayatımız boyunca bir yangın tüpünü kullanmışızdır, kaç kişi eline almış da kullanmıştır? Şimdi, her yerde de görürüz böyle yangın tüpü ama o yangın tüplerinin üzerinde küçücük bir saat vardır, böyle minnacık, 50 kuruştan daha küçük; basıncını gösterir, yeşil ve kırmızı alanı vardır. Yeşil alandaysa sorun yok, o basınç, yeterli basınç vardır içerisinde, çalıştırmaya kalktığınız anda çalışır. Kırmızıya döndüyse o, o yangın tüpünü ihtiyaç anında çalıştırmaya kalktığınız zaman içerisinde yeterli basınç olmadığı için o kuru tozu veya içerisindeki hangi kimyevi madde varsa onu fışkırtamaz. Yani siz belgeyi aldınız, elemanlarınızı aldınız, tüpleri şunu bunu her şeyi yerleştirdiniz, duman dedektörlerinizi koydunuz. Ama aradan bir yıl geçti, iki yıl geçti, o yangın tüplerini zamanında değiştirmediyseniz, ibre kırmızıya döndüyse, bunu da denetlemediyseniz yangın anında hiçbiri çalışmaz. Yani belgeyi almış olmak yeterli değil, bunun zaman zaman denetlenmesi lazım. Bunu kimin denetlemesi lazım? Belgeyi verenin. Ama kanunda böyle bir şey var mı? Bence yani eksikliğimiz burada, kanunda böyle bir yükümlülük yok yani itfaiye teşkilatına demiyor ki kanun "Bu belgeyi sen verdin ama -atıyorum- iki yılda bir, beş yılda bir, on yılda bir bunu denetleyeceksin, gerekliliklerini yerine getireceksin." Ondan dolayı da kimse bu görevi üstüne almamış. Şimdi, biz kimi bulduk? Efendim, Turizm Bakanlığı belgeli tesis olduğu için Turizm Bakanlığı bundan sorumludur. Ben işletme sahibiyim saygıdeğer milletvekilimin de olduğu gibi, beni Tarım Bakanlığı geldi denetledi, mutfağıma geldi hem de habersiz bir şekilde girdi bir ihbar üzerine. Yani tabiri caizse birisi gıcıklığına bir ihbarda bulundu hani bizi sevmeyen birisi, benim tesisimde "Domuz eti üretimi ve kaçak satışı yapılıyor." diye bir ihbarda bulunmuş Alo 176 hattına. Tarım İlçe Müdürlüğünden 4 kişi geldi, mutfağa girdiler, depolarıma girdiler, kaçak domuz eti aradılar. Yani sonuçta "Yoktur." diye tutanak tutuldu, gitti. Yani Turizm Bakanlığı gelmedi yani benim mutfağımı denetlemek için. Yani onun için bir tesisi hangi konularda kim denetler, biz aslında yani onu ortaya koyalım önce, ondan sonra o konularda o kurumlara sorular soralım. Yani biz, dün AFAD buradaydı, sanki adamlar yangın söndürmekten sorumluymuş da yangını söndürememişler gibi yüklendiler adamlara. Yani onların görevi yangını söndürmek değil ki adamların itfaiyesi yok. Yani eğer AFAD söndürecekse bir yangını, itfaiye ne iş yapar? Bence önce, Sayın Başkanım, yani kim nereden sorumludur, onu ortaya koyalım, ondan sonra o sorumluluklarını yerine getirmiş mi, getirmemiş mi ona bakalım derim.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.