KOMİSYON KONUŞMASI

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Sayın Komisyon Başkanım, değerli Komisyon üyeleri, çok değerli yazılı basınımız, buradaki bürokratlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de Bolu Kartalkaya'da yaşanan yangın faciasında hayatını kaybeden 78 vatandaşımıza rahmet diliyorum, yaralılardan tedavi görenlere acil şifalar, geride kalanlara başsağlığı diliyorum. Hakikaten çok kötü bir yangın faciasıydı, son yüzyıl içinde baktığımızda dünyadaki 5'inci büyük yangın, onu da inceledim. 2 tane Amerika'da olmuş, 1 Bangkok'da olmuş, 1 tane de Peru'da olmuş. Burada da çok ölü var ama bizde olması buradaki olayların hakikaten ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. Heyetimize düşen önemli bir görev; olayın aydınlatılması ve orada yaşananlar, bununla ilgili olan sorumluların aydınlatılması ve bundan sonra olacaklarla ilgili alacağımız, dinleyeceklerimizden çıkacak sonuçlara göre alacağımız tedbirler olacak ki bu çok önemli çünkü benim incelediğimde -o günden beri inceliyorum, bir otelde çıktığı için benim de kendi alanıma giriyor, profesyonellik alanıma giriyor- bundan sonra yapacaklarımız için çok önem arz etmekle birlikte, buradaki olanları hakikaten açığa çıkarmamız lazım hem vicdanen... Sizin siyasetüstü davranacağınızı düşünerek söylüyorum, Anayasa'nın bize verdiği sınırlar içinde olmakla birlikte, tabii, bir tarafta da vicdani ve olayın aydınlatılması açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Biraz önce hep beraber konuştuk, çağrılacak olan kişileri belirlemeye çalışıyoruz bugünkü toplantıda ama ben buna ek olarak bu olayın aydınlatılmasına ışık tutacak uzmanlarımızdan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, il özel idarelerle ilgili olan -siz çok vâkıfsınız bu konuya- belediyeler itfaiye yönetmeliği, Çevre Şehircilik Bakanlığı, ondan sonra buradaki -biraz önce Rıdvan Bey de söylüyordu- şu ana kadar, üç haftada tespit edilemeyen... Burada Komisyonumuz hazır, Komisyonumuz muhakkak ki bunu sonuçlandıracak ama şu ana kadar kamuoyunu da rahatsız eden, insanlarımızın da vatandaşlarımızın da canlarını kaybedenlerimizin yakınlarının da önemle beklediği hâlâ bir sonuç yok ortada. Sayın İçişleri Bakanımız on gün içinde bu konuyla ilgili tespit yapılabileceğini söylüyordu, hiç olmazsa ön raporun çıkacağını söylüyordu ama yok. Bilirkişi raporlarına siz de şahit oluyorsunuz, biz de görüyoruz, gerek internet üzerinden gerek yazılı basın üzerinden gerek bize gelen raporlar üzerinden baktığımızda çok değişik şeyler var ama orada bir gerçek var, bu gerçeği de hep beraber burada tartışabilmemiz için, şu ana kadar olan tüm ifade tutanakları -kim varsa, nasıl yaptıysa- oradaki tespitler, oradaki yapılan denetlemeler, benim söylediğim kanun maddeleri içinde, itfaiye yönetmeliği dâhil, yatırım, işletmeler sınıflandırma formu var, uluslararası yangın yönetmeliği var; bunların hepsini bir araya toplayıp oradakilerle birleştirebilirsek oradaki yaşananları daha iyi değerlendirebilme imkânımız bulunacaktır, sonuca daha rahat gidebileceğimizi düşünüyorum.

Sivil toplum örgütlerinin gelmesi hakikaten çok önemli. İl Özel İdaresi Kanunu'nu ben de okudum, çok içerikli, olması gerekenler, oradaki şeylerin yapılıp yapılmadığı, ihmalkârlık var mı, yok mu... Ama geleceğe de onun üzerinden gidebileceğimizi düşünüyorum.

Çok önemli Komisyon üyelerimiz var. Ben geçen hafta sizlerle birlikte buradayken baktım, konusunda, mesleğinde tecrübeli, gerek sizin gibi kamudan gelen gerek hukuktan gelen, mühendisler var aramızda, sektörden gelenler var, ondan dolayı, hepimiz bu konuyu bir an önce, üç dört ay içinde... Belki yetmeyecek bile, onu da söyleyeyim, hakikaten yetmeyebilir bile. Diğer sivil toplum örgütlerinin, özellikle turizmle ilgili olan sivil toplum örgütlerinin çağrılması çok önemli. Makina mühendisleri burada çok önemli, Makina Mühendisleri Odasını da biraz önce söyledim size.

Bir de ben şunu araştırıyorum: Hem yurt içindeki kendi itfaiye kurallarımıza bakıyorum bu tür işletmelerde -sadece turizm işletmeleri değil, buna artık bütün ülke bazında da bakmak lazım- bir denetimsizlik problemi var. Yani ilgili kurumları da uyarmak lazım bundan sonra yapılacak olan denetlemelerde, bunlara bir standart da getirmek lazım. En çok tartışılan konu "Efendim, itfaiye geldi mi, gelmedi mi?" "Sen ruhsatı verdin, vermedin." İşte, Murat arkadaşım da bilir, "Aldın mı, almadın mı?" "Ne zaman geldi?" Siz daha iyi bilirsiniz, bugün bir silah ruhsatı aldığınızda bile beş yılda bir gidiyorsunuz, şey yapıyorsunuz, burada öyle bir şey yok. Kime soracaksınız? İtfaiyeye de sorsak, özel idareye de sorsak, valiliğe de sorsak, Turizm Bakanlığına da sorsak nasıl oluyor? Yani buna bir standart da getirmemiz lazım buradan çıkacak sonuçlara baktığımızda ama yurt dışını inceliyorum, özellikle İngiltere bu konuda çok hassastır, İngiltere bu konuda hassas olduğu kadar, işte, geçen hafta orada da bir yangın olayı yaşandı, yine bir oteldi oradaki de. Amerikan kurallarına bakıyorum, Almanya'nın, Avrupa Birliğinin kurallarına bakıyorum ama hepsinde bir kural, standart, denetleme ve mecburiyet var, suistimal yok. Bundan sonra burada bize düşen, kurumlara ve yetkililere de düşen bu olacaktır.

İnşallah, ülkemiz bir daha böyle bir acı felaketle karşılaşmaz, hakikaten çok kötü bir olaydı. Ben Komisyonumuzda bu konuyla ilgili hem vicdana hitap edebilecek hem gelecekteki o olmayacak olaylara hitap edecek bir sonuç çıkacağını tahmin ediyorum ama tabii, İl Özel İdare -onlar zaten şu anda gözaltına alındı- İçişleri Bakanlığından AFAD'ın haricinde... Kime bağlı şu anda? Çevre Bakanlığına mı bağlı?

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Şöyle: Mahalli idarelerin denetim kısmı Anayasa'nın 127'nci maddesinde yer aldığı için -biraz benim alanım, onun için söylüyorum- denetim kısmı İçişlerinde kaldı ama mahalli idarelerin diğer görev ve yetkileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredildi.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Bir de burada tabii, en çok dikkatimizi çeken şey -işte, Murat Vekilim de bilir- şu: Türkiye'de devamlı bir yönetmelik değişikliği olmuş, kanun maddelerinde devamlı bir değişiklik olmuş. Ben hepsine ulaşmaya çalışıyorum. Gerek Turizm Bakanlığında gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığında gerek İçişleri Bakanlığında gerek il özel idarede...

Bir de o günlerdeki en büyük tartışmalardan bir tanesi neydi sayın vekillerim? İşte, İl Özel İdare mi, Turizm Bakanlığı mı, Bolu itfaiyesi mi? Değil; burası mücavir alan, oraları da güncellememiz lazım. İl özel idarenin sınırları içindeki mücavir alanlarla ilgili, büyükşehir yasasına da atıfta bulunarak, hep beraber inceleyerek... Yine sizin konunuza giriyor bu. Ya da gelecek olan ilgili bürokratlar bizlere bunları söylerse geleceğe daha çok ışık tutmuş oluruz diye düşünüyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Geçmiş olsun, başımız sağ olsun.