MURAT CAHİD CINGI (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Kıymetli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında biz şu anda konuşurken bazı insanlar "En sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim." derler ya, sanki rapora koyacağımız bazı ifadeleri şimdiden konuşuyor gibi bir hava esti. Evet, bu noktada en azından...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Yani kafamızda böyle şeylerin oluşmuş olması da bence çok büyük bir kazanç. Hepimizin az veya çok "Ne olabilir?"i düşündüğümüzü gösteriyor.

Teşekkür ediyorum.

MURAT CAHİD CINGI (Kayseri) - Konu başlıklarının da birazcık daha tebarüz etmesi açısından doğru. Ben, Ordu Milletvekilimiz Sayın Naci Bey'in itfaiyeyle alakalı referansından sonra söz alma ihtiyacı hissettim. Şimdi, bizim itfaiye teşkilatımız ta 1920'lerden itibaren cumhuriyetle beraber yapılanıyor ve hâlâ da üç aşağı beş yukarı aynı kurumsal yapı altında devam ediyor. İtfaiye üzerinde daha önceki taleplere binaen çalıştık, gerekli derneklerle görüşmeler yaptık ve en son Sayın İçişleri Bakanımıza da teklif olarak götürdüğüm için burada ifade etmek istiyorum. Şu anda dünyanın neresine gitseniz Avrupa Birliğinden Latin Amerika'ya, Afrika'sından Uzak Doğu'suna artık "felaket yönetimi" diye bir kavram var Sayın Başkanım. "Disaster Management" diyorlar çünkü iklim değişimleriyle, işte şartların bozulmasıyla, dünyadaki ekosistemin değişimiyle ağustos ayında çok şiddetli yağmur yağıp sellere, onulmaz yaralara sebebiyet veriyor. Trafikteki işte araç sayısının artışı, ulaşımla alakalı birtakım handikaplar vesaire bizim gerçekten felaket yönetimini sistematik bir hâle getirmemizi mecbur kılıyor ve felaketlerin de bir numaralı unsuru itfaiyeler. Selde, yangında, depremde nereye giderseniz gidin, en etkili ve olmazsa olmaz unsurumuz itfaiyeler. İtfaiyelerin Paris Belediyesinden mülhem olarak bizde belediye bünyesine alınmasına karşı bir teklif oluşturduk biz ve merkezî hükûmet de gerekirse artık felaket yönetimiyle alakalı bir kurumumuz olan AFAD bünyesinde itfaiyelerin merkezîleşmesi veya aynı Jandarma, Emniyet gibi İçişleri Bakanlığımız bünyesinde itfaiye genel müdürlüğü tesis edilmesi ve işte ruhsatlandırmadan tutun da gerekli alet edevat, cihaza varıncaya kadar, personelin eğitimine varıncaya kadar bu işin kapasitesi belli olmayan belediyeler tarafından yürütülmesinin mahzurlarını ifade etmeye çalıştık yani özellikle bu iş bir devlet işi yani büyükşehirlerde itfaiyeden işte rapor alınacak ruhsat için, küçük, normal şehirlerde şuradan alınacak falan kargaşasının ötesinde, itfaiye yeknesak bir şekilde tek elden yönetilerek Türkiye'nin her yerinde aynı mevzuatı uygulasın, aynı şartları, itfaiye mevzuatını bire bir yerine getirmeyenlere de ruhsat vermesin diye bir teklif götürdük. Yani Sayın Vekilimiz bir kanun taslağı falan üzerinde de çalıştığını söylediği için yani bu gerçekleri de dikkate alarak belediyelerin tekelinden itfaiyeyi kurtarmamız gerektiğini yüzde 100 ifade etmek istiyorum çünkü iyi bir itfaiye aracı 2 milyon euro. Hiçbir belediye başkanı bu parayı ödeyip de bütçesinden yani sonradan ne olacağı belli olmayan bir kanala o yatırımı yapmak istemiyor. İtfaiye personelleri -Sayın Vekilimin dediği gibi- çoğu işte bazı işte dayı oğlu, hala oğlu, hala kızı da oluyor, ondan sonra eğitim yok çoğunda, alet edevat yok, su deposu yok. Artık 14 katın standart olduğu Türkiye mimari sistemi içerisinde birçok vilayetimizde eminim ki 14'üncü kata yetecek itfaiye aracı yok.

Dolayısıyla, bunun devletimizin bünyesinde ciddi bir kurum olarak artık yükselmesinin zamanı gelmiştir diye düşünüyoruz. İnşallah... İçişleri Bakanlığımız bunu dikkate alacaklarını ifade ettiler ama şu anda süreç nasıl işliyor bilmiyorum. Yani bu konuda Komisyonumuzun da en azından tavsiye mahiyetinde ciddi bir karar almasını ümit ediyorum.