YILDIZ KONAL SÜSLÜ (İstanbul) - Sunumlarınız için teşekkür ediyorum.

Daha önce de aslında ben bu konuyu sizlerle değerlendirmiştim. Asıl meselelerden, sorunlardan biri... Hatta ben kaçırdıysam da özür dilemiş olayım. "Birkaç ay önce çalıştay da yapacaktınız." diye bir bilgi kalmış aklımda. Aslında biz bunları söylüyoruz ya hani Nasrettin Hoca "Testi kırılmadan önce." diyor, işte, Başkanımın dediği gibi, bir yayına girecek, yayında şikâyet gelecek, ondan sonra ancak kaldırabiliyoruz gibi ya da müdahale edebiliyoruz, sansürleyebiliyoruz gibi bir yetkiniz vardı. Biz de daha önce şöyle bir teklifle gelmiştik: Bu yapımcılar, işte, yayıncılar bunlarla ilgili ön, bu çalışmayı yapmadan önce belki bir yasayla güçlü bir sözleşme önlerine konulsa, şu şu çocuk ihmal ve istismarına, işte, zorbalığa şuna, şu konulara, toplumun ahlaki değerlerine yönelik zararlar içeren içerikler, senaryolar olduğu zaman onların lisanslarının iptal edilmesi, onlara ciddi bir cezanın yazılması, engellenmesiyle ilgili bir çalışma sunulursa insanlar acaba bunları planlarken daha dikkatli olabilirler mi? Çünkü mesele şu: Bunu yapıyorsunuz, bizim ekranlar artık facia gibi. Baktığınızda gerçekten toplumun, çocukların temel değerlerine, dinamiklerine, ruh sağlıklarına yönelik olarak bombardıman altında. O yayın bitse öbürü, öbür yayın bitse öbürü, bitmiyor, şekil değiştirerek, isim değiştirerek devam ediyor. Bunun önünü kesmek açısından, öncesinde bir yasayla böyle bir, işte, veya belli protokollerle böyle bir yaptırım getirilemez mi? Böylece insanlar "Zaten kapanacak, zaten ceza alacağız, zaten bedelini ödeyeceğiz, o zaman buna biraz daha -tabiri caizse- dikkatli ve tedbirli çalışmalar yapalım." gibi bir ön -ne derler?- tedbir, koruyucu çalışma yapılabilir mi veya böyle bir hazırlığınız var mı, diye sormak istedim.

Teşekkür ederim.