KOMİSYON KONUŞMASI

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Başkanım, teşekkür ederim.

Ben özellikle daimî üye kardeşlerimi ve milletvekili arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum, gelen heyeti de saygıyla selamlıyorum. BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Evet, teşekkür ediyoruz Oğuz Bey, katkıların için teşekkür ediyorum. Gerçekten aynı katkıyı yapmanızı, Komisyona da devamınızı özellikle bekliyorum.

Ben tabii, bir de şu açıklamayı yapayım, biraz önce böyle çok şey yaptık, farklı algılanmalara sebebiyet vermemesi için. Ben inanıyorum ki Kazım Bey'in söylediği yani "Otellerin yüzde 75'inde yangınla alakalı tedbirlerinde sıkıntı var." dediğimiz... Şöyle: "O, Yangın Yönetmeliği'nde ne lazım geliyor o raporu alabilmek için, 50 tane birim varsa bunlardan birinde, ikisinde noksanlıklar vardır." mantığıyla söylendi, yoksa Türkiye'de gerçekten turizm sektöründe bu, Kartalkaya'daki gibi çok yanlış yerler olduğu gibi işinin ehli, çok iyi işler yapan ve altyapısını, kalitesini iyi tutturmuş turizm yatırımları da var. Bunu da özellikle belirtmekte fayda var ki yanlış bir algılama ya sebebiyet vermeyelim.

CAVİT ARI (Antalya) - Dörtlük dörtlük olan çok otelimiz var yani.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Durduk yere turizm sektörünü sıkıntıya sokmayalım.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Evet, yani Cavit Bey de biliyor, ben de Antalya Serik Kaymakamlığı yaptım yani Belek'teki, Manavgat'taki, Kemer'deki otelleri biliyorum, diğer bölgeleri çok fazla bilmiyorum ama gerçekten hem yangınla alakalı hem de diğer şartlarla alakalı, sistematik şekilde çalışan, çok turizm yatırımı yapılmış yerler yapılmış yerler var. Şöyle belki ben açıklamaya şerh düşebilme adına söylüyorum....

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Başkanım, yüzde 90 da pek iyi biliyorsunuz yani.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Bilmiyorum. Şöyle, yani şöyle yangınla alakalı 20 tane kritere, 50 tane kritere bakılırsa bir yerde, belki birinde 49 tane vardır, 1'i noksandır babıyla söyledi diye düşünüyorum Kazım Bey.

Teşekkür ediyorum.

Kazım Bey, Oğuz Bey'in dediklerine de varsa bir katkınız alalım; yoksa, hemen ben sözü İlker Bey'e vereyim.

TÜRKİYE YANGINDAN KORUNMA VE EĞİTİM VAKFI YÖNETİM KURULU BAŞKANI KAZIM BECEREN - Oğuz Bey'e görüşleri için teşekkür ediyoruz.

Sadece şunu söyleyebiliriz: Biz vakıf olarak işin müdahale tarafında değiliz açıkçası. Müdahaleyle ilgili olarak özellikle bizim çok değerli itfaiye teşkilatlarımız var kendilerini geliştirmiş. Özellikle teçhizat konusunda ve organizasyon konusunda onları çağırıp onlardan görüş alabilirsiniz ama biz daha çok yangını önleme, söndürme sistemleri ve can güvenliğini sağlayacak sistemler üzerine odaklı, yönetmeliklerin gelişmesine odaklı bir vakıfız, kuruluşuz.

Gerçekten, konuya çok alaka ve ilgi gösterdiğim için katılıyorum ve önemli bir konu üstünde hep birlikte çalıştığımızın da farkında olarak katkı sunma adına geliyorum ve daimî üyeler söz haklarını kullandıktan sonra ben genellikle söz istiyorum.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Teşekkür ediyoruz.

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Bir de sürekli yoklama var. Sizin mazeretiniz var, benim yok. Onun için, biraz sonra izin isteyeceğim.

Değerli Başkanımızın sunumundan hareketle, kısaca şunu tekrar vurgulamakta fayda var: İki şeyi birbirinden ayırt etmemiz lazım, birincisi, risk yönetimi yani yangın çıkmaması lazım; ikincisi, yangın çıktıktan sonra gerekli olan organize, teçhizat, standart var mı yok mu, onu tartışmamız lazım. Şimdi, birinci konuyla ilgili aslında çalışmalarınızı, biraz sonra da materyalle ilgili de sunumları dinleyeceğimiz için aslında gerekli olan bütün bilgileri burada alıyoruz, aldık. Bir şeyin de altını kalın çizmek istiyorum: Örneğin -biraz sonra sunulacak- bundan sonra strafor kullanımı, EPS kullanımı, işte diğer asmolen kullanımı ve yangınla ilgili yani normalde Avrupa'da yasaklanan, yüksek binalarda özellikle yasaklanan materyallerin bizim binalarda kullanılıp kullanılmadığını, hadi bundan sonra kullanılmayacaksa bile bugüne kadar inşa edilen binalarla ilgili yangın riskinin yönetimi ve -binaların hepsi yüksek- dolayısıyla -biraz önce siz otellerle ilgili vurgu yaptınız- bu binalarda da asgari standartlar söz konusu, eğer onlar devreye girmezse, olmaması gereken oluyorsa bununla ilgili müdahalede altyapımız var mı, yok mu?

Değerli Başkanım, doğrusu, sunumla ilgili şunu beklerdim: İşte, yönetmeliğimiz Avrupa standartlarına uygun geliştirildi. Ben de okudum, aynen öyle. Dolayısıyla ona yapılması gereken işte, revizyonları burada tartışacağız, görüşeceğiz; arkadaşlar, sizin gibi değerli kurum başkanları işte katkı sunacaklar ileri derecede geliştirilecek. Ancak, mesela, var olan yönetmeliğin uygulanmasıyla ilgili, örneğin olmaması gereken şey ne? Yangın. Yangınla ilgili mesela, örneğin, bizim Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Belediye Yasası'nda öngördüğü asgari teçhizat var nüfusa göre. Bu asgari teçhizatta sadece sayı var, nitelik yok. Şimdi örneğin, burada işte haberleri tararken haberlerde İzmir Belediyesinin 2,4 milyon euroya 104 metre yüksekliğe kadar yükselen bir itfaiye aracı aldığını görüyorum. Bu, Türkiye'de tek. Şimdi ama 104 metre yükseklik ne için? Gökdelenlere müdahale noktasında öngörülmüş, hani ne olur ne olmaz için alınmış. Biraz önce yine çok güzel bir şey söylendi, bu, belediyelerin kapasitesine, finansmanına, efendime söyleyeyim, bütçesine bırakılacaksa şu an her ilçede dahi yüksek binalar var. Dolayısıyla, belki işte, sunumumuzu hazırlarken yani bir yandan işte var olan mevzuata göre araç, teçhizat, organize, eğitim, standart yani merkezî itfaiye sistemden ben doğrusu onu anlıyorum? Zira AFAD Başkanı geçen geldiğinde merkezî bir itfaiye yapısının altından kalkamayacağını kendisi söyledi zaten. Yani, biz buna belediyeleri mutlaka dâhil etmemiz lazım ama belediyenin imkânlarına göre değil, standartlar neyse ona göre yani, ona eğer ek bütçe açılması gerekiyorsa ya da katkı sunulması gerekiyorsa onun dikkate alınması bana göre çok önemli.

Yine sorumlulukların belirlenmesi noktasında şöyle bir şey sezinliyorum: Yani burada bir kısmımız belediyenin adını koymaktan, bir kısmımız da bakanlıklar arasındaki sorumluluk alanları tanzim etmekte, işte adını koymakta biraz çekiniyoruz, bundan çekinmemek lazım. Yani neticede bu Komisyonun asıl görevi, bir daha böyle bir şeyin olmaması için gerekli olan tedbirleri tavsiye etmesi, eğer belediyede eksiklikler varsa onun da açıklıkla ortaya çıkarılmasıyken, ben burada böyle bir eksikliğin var olduğunu da görüyorum ama bunu yaparken de yapıcı bir şekilde buna yaklaşmak...

Uzun lafın kısası Değerli Başkanım, eğer risk yönetimini, standartları, yangın esnasında yapılması gerekenlerin işte organizasyonu noktasında biz buradaki çalışmaları yani bir yeni, iyileştirilmiş bir mevzuata götürebilirsek, yine malzeme kullanımı noktasında var olan sistemleri tekrar gözden geçirerek iyileştirmeleri de bir yeni mevzuata götürebilirsek önümüzdeki dönemde ya çıkacak ya da çıkması muhtemel yangınlarla ilgili en azından tedbir alma noktasında iyi bir çalışma yaptığımıza şahsen inanmış olacağım.

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Özellikle AFAD, İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yani saymaya devam ettiğimiz kurumların çok olduğu bir yerde yani bu alanların tanzimi çok zor oluyor. Yani dolayısıyla standartların belirlenmesi, evet, merkezî olarak önemli ama özellikle sizin de işinizi kolaylaştıracak derecede yetkilendirilmiş tüzel kişiliklerle iş birliği yapmak da bu denli önemli olacaktır. Yani başka türlü bu kocaman bina yapısı stokumuz ve bu kocaman denetlenmesi gereken bina stokuyla ilgili oteller başta olmak üzere, yüksek katlı binalar da dâhil olmak üzere, bu yükün altından hiçbirimiz kalkamayız. Yani tanzim edilmesi gereken son bir alan olarak akreditasyon. Yani hangi şartlarda bir bağımsız denetim şirketi böyle bir yetkinlik verebilir? Bu, hangi ruhsata esas alınabilir? Bu, periyodik kaç senede bir yenilenmesi gerekir? Böyle bir standartta da götürebilirsek, bu manada da sizin değerli tavsiyeleriniz olursa biz netice olarak buradaki Komisyon olarak çok güzel bir iş çıkarmış oluruz diye düşünüyorum. Buradan, yeni bir bürokratik yapı türetmekten ziyade yani altyapısı sağlam, mevzuatı sağlam ama denetlenmesi noktasında yardım alabilen bir yapıyı burada hayata geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.