BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Değerli Genel Müdürüm, ben de iki kelime edeyim. Ben arkadaşların düşüncelerinin büyük bir kısmına katılıyorum. Tabii ki biz şu anda gerçekten çok büyük sorumluluk gerektiren bir iş yapıyoruz. Bir taraftan yani otelin yanması maddi olarak çok dert değil Türkiye için de kimse için de, sahibi düşünsün ama 78 günahsız insanımız orada hayatını kaybetti. Böyle, yaptığımız işte hem manen hem ruhen hem de vicdanen çok büyük bir sorumluluk hissederek bu işi yapıyoruz, yapmaya gayret ediyoruz. Arkadaşlarımızın hepsinin yani konu açıldığında yüreklerinin -sizlerin olduğu gibi- parçalandığını biliyorum. Sahurdan sonra televizyon izliyordum, vallahi kapatmak zorunda kaldım yani bu siyonist İsrail, ramazan günü sahur vakti 350'nin üzerinde insanı, çoluk çocuğu paramparça etti. Şimdi, burada bu insanlara üzülüyoruz, diğer tarafta 36'sı sabi sübyan, 78 kişi... Karne tatiline gitmiş, ödüllendirilmiş yani anne babasıyla videolarını çekmişler falan görüyoruz. Yani Allah'tan korkmak lazım, vicdan sahibi olmak lazım; herkesin çoluk çocuğu var. Bunu nasıl biz kabullenebiliriz? Bu, çok zor bir süreç ama bunun yanında, katılıyorum, bu acıyı yüreğimizde ve sorumluluğu yaşıyoruz ama bir taraftan da tabii, bütün Türkiye'deki işletmelerin birdenbire kapanmasının da buradan ekmek yiyen insanlar için çok büyük bir sıkıntı yarattığını da görüyorum. Ama son söz şu: Herkes ama herkes, başta kuralı koyan bizler olmak üzere kurallara, koyulan kurallara beğensek de beğenmesek de uymamız lazım gelir; vatandaş da uyacak, milletvekili de uyacak, bakan da uyacak, belediye başkanı da uyacak, vali de uyacak; hâkim, savcı, polis de uyacak. Böyle bir kural tanımazlık, kurallara uymamayı marifet sayan bir anlayışın filizlenmiş olması, toplumda böyle bir algının var olması çok kötü bir şey. Yani 21'inci yüzyılda, medeniyetin bu noktaya geldiği yerde en önemli medeniyet kuralı, en önemli insan olma kuralı kurallara uymaktır. Beğenmeyebiliriz kuralları, onu değiştirmek için mücadele edebiliriz ama cari olan bir kural varsa buna otelci de uyacak, buna inşaat yapan da uyacak, buna araba kullanan da uyacak, buna okula giden de uyacak, öğretmen de uyacak, vekil de uyacak, herkes uyacak. Sanki kurallara uymamak bir uyanıklık ve kurallara uymamak daha akıllı olmakmış gibi topluma çok saçma sapan bir algı pompalanmaya çalışılıyor.

Değerli arkadaşlar, son söz, hepimiz cari kurallara sıfatımız, ismimiz, mevkimiz, makamımız, nereli olduğumuz falan hiç umurumda değil... Hukukun karşısında, kuralın karşısında herkes mevcut cari kurallara uyarsa bunları burada konuşuyor olmayız diyorum.

Kusura bakmayın, akşam aklıma geldi hem Filistinli sabi sübyanın hâli, hem bizim çocuklarımız. Böyle biraz hissiyatlı oldu ama kusuruma bakmayın lütfen.

Buyurun Değerli Genel Müdürüm.