MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Teşekkürler Sayın Bakanım.

Sunum için teşekkür ediyorum. Şimdi, yapay zekâ teknolojilerinin eğitim sistemleri üzerinde meydan okuması iki boyutlu benim gördüğüm kadarıyla. Birincisi, bizzat eğitim sisteminde yani yapay zekâ teknolojileri nedeniyle meydana gelecek dönüşüm. İkincisi de yapay zekânın iş gücü piyasalarında mesleklerin beceri setlerinde yapacağı değişimle buna vereceğimiz bir cevap yani mesleklere yönelik beşerî sermayeyi biz nasıl yetiştireceğiz? İkinci konu bu.

Aslında, bu anlamda ben şunu bekliyorum sizden: Hangi eğitim sistemi inşası yapay zekânın hızla ilerlediği bir iş pazarına daha iyi hazırlar? Yani bununla ilgili bir modeliniz var mı? "Şu an kullandığımız model bu, yapay zekâyla birlikte gelecek model bu." diye böyle somut örnekler verebilir misiniz? Yani şunu istiyorum: "Öğrenmeyi zaman ve mekânın ötesine taşıyacağız." gibi veya "İhtiyaca göre eğitim planlaması yapacağız, çocukları ona göre, durumlarına göre planlayacağız." gibi yani tüm öğrencilere aynı yerde, aynı zamanda, aynı hızda, aynı şekilde öğretim yapılan, tabiri caizse fabrika montaj hattı modeli değişecek mi? Bu konuda projeksiyonunuz nedir?

İkinci sorum: İşverenlerin temel beceri değişikliği beklentilerinin düzeyi ülkeden ülkeye değişiyor. Temel becerilerde en fazla değişikliğin beklendiği ilk 5 ülke: Mısır yüzde 48, Zimbabve yüzde 48, Kolombiya yüzde 44, Portekiz yüzde 44, Türkiye yüzde 44. Dolayısıyla, Türkiye de ilk 5'e giriyor şu an. Dolayısıyla, burada biz öğrencilere yeniden beceri kazandırmaya dönük bazı çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bu noktada yaşam boyu eğitim merkezleriyle ilgili durum nedir? Onu öğrenmek istiyorum.

Son soru, o da şu: Şimdi, ilk başta yapay zekâya maruz kalmayacak iş pozisyonları var ve bunlar daha çok mesleki eğitimle ilgili. Şu an bu mesleki eğitimi güçlendirmeye yönelik bir çalışmanız var mı? Bunu öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YENİLİK VE EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET ŞAMİL DEMİRCAN - Teşekkür ederim.

Not alabilmeye çalıştım Sayın Vekilim, ilk soruyla başlayayım. Eğitim modeliyle ilgiliydi yanlış hatırlamıyorsam. Şimdi, bu bakış açısı olarak eğitim modelini yapay zekâya göre kurgulamak ya da değiştirmek olarak değil de yapay zekâ bir araç yani geliştirmiş olduğumuz müfredat, platformlardaki özellikler, öğrencilerin karşısına ya da öğretmenlerimizin karşısına çıkacak asistanlar birer araç. Şu an, evet, okullarımıza baktığımızda yüz yüze eğitim devam ediyor, uzaktan eğitim ya da hibrit eğitim pandemi döneminde tartışıldı; bunun getirdiği avantaj ve dezavantajlar her konuda olduğu gibi tartışıldı ama şu an 4+4+4 zorunlu eğitim sisteminde devam eden bir yüz yüze eğitim modelimiz var. Biz, aslında, burada yüz yüze eğitimden kalan zaman içerisinde sunduğumuz asistanlarla, sizin söylediğiniz herkesin aynı sıradan, bir fabrikadaki üretim bandından geçecek olan eğitim düzenini bu sağladığımız araçlarla değiştirmeye çalışacağız. Yani bir öğrenci okuldan çıktığında evde ya da öğle arasında ya da hafta sonu karşısına sunduğumuz platformla, kendisine özel bu eğittiğimiz dil modelleriyle öğrencinin hazır bulunmuşluk seviyesi, daha önce hangi derste nerede kaldığı gibi bütün verileri birleştirerek öneri sunan araçlarla biz ancak bunu yıkabiliyoruz ama eğitim modelinde şu an zaten Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli uygulamaya başlandı. Burada zaten daha çok beceriler üzerine gerçekleşiyor ama yapay zekâ burada bir eğitim modelini baştan sona dizayn edecek şeklinde değil, mevcuttaki Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ni destekleyecek araçlarla sunmak hedefimiz.

Mesela, bunlardan bir tanesi de açık uçlu soruları yapay zekâyla değerlendirme projesiydi. Şu an, biz, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde öğrencilerimizin becerilerini çoktan seçmeli sınavlarla ölçmek yerine, çocukların kendilerini ifade edebileceği, işte, kelime dağarcıklarını bile ölçebileceğimiz araçlarla sunmayı hedefliyoruz.

Toparlamak gerekirse, mevcut eğitim modelimizi sunacağımız araçlarla destekleme şeklinde bir cevap verebilirim Sayın Vekilim.

Üçüncü soruya geçeyim izninizle. Mesleki teknik eğitimle ilgili çok fazla alan var. Açıkça, özellikle bilişim, mobilya, işte, CNC, tasarım noktasında. Bu noktada, açıkça, piyasadaki beklenti, oradaki gereksinim duyulan beceriler noktasında şöyle bir örnek vereyim: Bir yapay zekâ aracını kullanmak için temel seviyede bilgiler yetmiyor, üst düzey becerilere sahip olmak gerekiyor. Mesela, bizler şu an burada Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğündeki profiller olarak teknik profilleriz. Karşımıza bir yapay zekâyla kod yazma aracı çıktığında, bu kod yazma aracını kullanabilmek için de ileri seviyede beceri sahibi olmak gerekiyor. Şu an bu dönüşüm hareketi, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli de başladı, Mesleki Teknik Eğitim Genel Müdürlüğümüz de bu becerileri dönüştürecek. Cumhurbaşkanlığımız genelgesiyle de Mesleki Teknik Eğitim Politika Belgesi yayınlandı. Bu politika belgesinde de işverenler, staj, iş yerinde eğitim konularında da ciddi beklentiler var, belki şu an burada çok detaylı bilgi veremedim ama Mesleki Teknik Eğitim Politika Belgesi'nde bu konulara oldukça geniş yer verildi.

Çok özür dileyerek ikinci sorunuzu not edemedim Sayın Vekilim.

MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Yaşam Boyu Öğrenme Merkezi.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI YENİLİK VE EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET ŞAMİL DEMİRCAN - Yaşam Boyu Öğrenme Merkezi, yanlış anlamadıysam... Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğümüz var bizim ve temelde örgün eğitim ve yaygın eğitim olarak ikiye ayrılıyor: Örgün eğitim bizim okullarımızda sürdürülen eğitim, yaygın eğitim de zorunlu eğitimin dışına çıkan bütün yaş gruplarını karşılayan Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı birimler. Burada öğretmenlerimiz için sunumda yer alan bazı eğitimler orada da yer alıyor. Açıkça, e-yaygın sistemimiz üzerinden vatandaşlarımız e-devlet hesaplarıyla bu eğitimlere yüz yüze ya da hibrit bir şekilde başvurarak eğitim alabiliyorlar. Umarım cevaplayabilmişimdir Sayın Vekilim.

Teşekkür ederim.