Komisyon Adı | : | (10/2262,2263,2264,2265,2266,2267) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Grand Kartal Otel Yangını Bilirkişisi Profesör Doktor Servet İbrahim Timur'un, bilirkişi heyeti olarak hazırladıkları rapor ile otel yangınının başlaması ve yayılmasına ilişkin tespitleri hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 09 .04.2025 |
KADEM METE (Muğla) - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Benim öncelikle sormak istediğim şey, Hocam, tabii, yangın eğer ortamda LPG olmasaydı belki de çok daha basit bir şekilde söndürülebilirdi ama orada basit bir şekilde başlayan yangın LPG'nin araya girmesiyle önlenemez bir hâle geldi çok kısa bir sürede.
Şimdi, bu LPG daha önceden doğal gaz ülkemize gelmeden önce büyük işletmelerde, fabrikalarda, otellerde hem mutfaklarda hem de ısıtma, sıcak su temininde ve otel veya bina ısıtmasında kullanılan bir araçtı. Bunun kullanım şekli 2 şekilde olabilir; bir tanesi 45 kilogramlık "sanayi tüpü" diye adlandırdığımız tüplerin sıralı dizilimiyle amatörce bir şekilde yapılabilir. Bunu tesis tüp satan herhangi bir firmadan da yapabilir ama genellikle daha büyük tesislerde "dökme gaz" diye de adlandırılan toprağın içerisinde gömülmüş bir tanka yine tankerler tarafından getirilip boşaltılan LPG'yle yapılır.
Şimdi, eğer bu tesiste dökme yani tankla toprak altındaki bir tankla mı LPG satışı yapılıyor idi yoksa 45 kilogramlık tüplerden, işte, 10-15 tane sıralı tüpten oluşan bir
merkez tarafından mı gaz oluşturuluyordu? Bu ikisi çok önemli.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - Sayın Vekilim, sizinle konuşmuştuk, turizmci olduğunuzu da biliyorum, bunlara da ilginiz var. Şuradan başlayalım: Buradaki son durum yani bu oteldeki durum: LPG dökme tankının dışarıda olduğu büyük bir tank var ve bu, dediğiniz gibi, toprağa gömülü değil, esasında bizim standartlarımız son derece rijit; mesela, herhangi bir akaryakıt istasyonunda 10 metreküplük LPG tankının -hani otogaz veren- çok uygun şekilde toprağa gömülü olarak korunduğunu görebilirsiniz.
45 kilogramlık sanayi tüplerine gelince, esasında 45 kilogramlık sanayi tüpü; 1, 3, 5, 6; kaç tane bağlanırsa bağlansın bunların teçhizatlarının böyle esnek borularla vesaire değil, tamamen özel borularla ve -biraz evvel söylediğim- Makine Mühendisleri Odasının onay verdiği mühendisler ya da müteahhit firmalar...
KADEM METE (Muğla) - Hocam, oraya geleceğim zaten; çok özür dilerim.
Şimdi, LPG sağlayıcılarında, tankere dökme gaz söz konusu olduğunda hepimizin, bu odadakilerin, herkesin isimlerini bildiği markalar vardır yani burada da telaffuz etmekte sakınca görmüyorum: Aygaz, İpragaz, Milangaz gibi. Bu şirketler, size eğer bu tank hizmetini veriyor ise bu tesisatı yetkili bir kişiye yaptırmanızı ister, arkasından da müşavir bir firmanın "Evet, buraya gaz verilebilir." diye onay vermesinden sonra bu işlemi gerçekleştirebilir. Buradaki toprağın içerisine dahi gömülmemiş olan bu tanka gaz veren firma birinci dereceden suçludur bu konuda çünkü böylesine dökme gaz veren bir firmanın müşavirlik belgesinin olması mümkün değil. O zaman, demek ki tamamıyla usulsüz bir şekilde burada gaz verişi sağlanmıştır.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - Doğru söylüyorsunuz, ben geldim, buraya dökme gazı verdim, sonra bu boruyu, vanayı açtık, otomatik sistemi de kurduk, nereye gidiyor diye merak etmememiz mümkün değil çünkü bu gazı verdiği zaman sorumluluğunuz var; siz oraya onu kurmuşsunuz, bunun bakımlarını yapacaksınız, sızdırmazlık testlerini yapacaksınız. Burada da bazı eksiklikler olabilir ama -daha önce arz ettim- burada, özellikle söylediğiniz LPG firmalarının çok büyük sorumlulukları var yani eğitimlerini aldırsa -bunların standart eğitimleri var- yerine uygun şekilde kurdursa bile bunu takip etmesi gerekir. Yani siz bu tankı, dökme tankı aldınız, dökme gazı aldınız ama şova o kadar... Ki oradaki şeyler, aparatlar da esasında öyle çok amatörce değil, gayet düzgün şeyler kullanılmış, "flex" borular vesaire yani bilen biri yapmış ama sorduğunuz zaman; teçhizat yok, proje yok, kimin yaptığı belli değil.
KADEM METE (Muğla) - Müşavir bir firma var mı Hocam?
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ PROF. DR. LEVENT TRABZON - Yok.
KADEM METE (Muğla) - O zaman müşavir firmanın onayı olmadan o sağlayıcı firmanın...
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - LPG sağlayıcı ben olsam Sayın Vekilim, mutlaka o şeyleri isterim: Sen bu gazın nerede kullanacaksın? Nereye gidecek? Şöminede mi kullanacaksın?
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Yasal bir mevzuatta böyle bir zorunluluk var mı?
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - Var.
KADEM METE (Muğla) - Var efendim, müşavir firma olması gerekiyor.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Varsa nasıl istemedi?
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ PROF. DR. SERVET İBRAHİM TİMUR - Raporda bize gelmedi yazılı.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - Raporda bize gelmedi de raporda sorumluluğu var, kusuru var.
EDNAN ARSLAN (İzmir) - Denetim kimde? Makine Mühendisleri Odasında mı?
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - Makine Mühendisleri Odasının yetkilendirdiği herhangi bir mühendis de olabilir.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Raporda bunu yazdınız değil mi Hocam?
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - Tabii, tabii, raporda var.
SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Denetlenmesi lazım.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ PROF. DR. SERVET İBRAHİM TİMUR - Sayın Başkanım, şöyle, raporda yazılı; biz raporu yazana kadar bize resmî kaynaklardan "Kim yaptı? Sorumlu kimdir?"e dair herhangi bir belge gelmedi, biz buna rağmen dedik ki bunlarda sorumlulukları vardır. Ama bize iletilmiş herhangi bir resmî belge yok "raporu yazana kadar" diye de bir cümle var raporun içinde.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ PROF. DR. LEVENT TRABZON - Talep edildi böyle bir belge.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ PROF. DR. SERVET İBRAHİM TİMUR - Talep ettik ama gelmedi.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - Tesisat kendiliğinden kurulmuş.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Kadem Bey, devam edin lütfen.
EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ama burada sağlayıcıyla ilgili bir şey yok yani diyorsunuz ki: "Kurulu LPG tesisatında yukarıda belirtilen envanteri gerçekleştiren yetkili ve sorumlu." Ama "kuran" diyorsunuz, mesela, o sağlayıcı...
KADEM METE (Muğla) - Ednan Bey...
EDNAN ARSLAN (İzmir) - Çok özür diliyorum.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - Bilmiyoruz ki kimin kurduğunu, biz orada LPG sağlayıcıyı biliyoruz, orada gözüküyor zaten Aygaz olduğu...
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ PROF. DR. LEVENT TRABZON - İSG'yle ilgili olan yerde şey var Sayın Vekilim.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - İSG'yle olan kısımda o detay var.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ PROF. DR. LEVENT TRABZON - Ednan Bey, İSG'yle ilgili olan değerlendirmede "projesi onaylanmamış tesisata gaz veren sağlayıcı" diye var. Sonuç kısmında kabaca tabirlediğimiz için orayı, öyle geçmiş olabiliriz ama raporun içinde detaylarda var, ben "İSG" diye yazdığımızı hatırlıyorum.
KADEM METE (Muğla) - Teşekkür ederim.
2'nci sorum duman dedektörleriyle alakalı. Şimdi çok önceden pilli duman dedektörleri vardı, bunların her biri bağımsız duman dedektörüydü yani nerede yangın varsa oradaki duman dedektörü devreye girer ve sadece oradaki alarm çalardı. Daha sonra, teknoloji geliştikçe elektrikli hatlardan beslenen duman dedektörleri oluşturulmaya başlandı. Bunların da ilk yapılanı, adrese dayalı sistem olmayan yani bir yerde duman var, alarm çalıyor otelin tamamında ama nerede olduğu belli değil. Bu eski sistem. Sonraki sistemlerde adrese dayalı duman dedektörleri sistemleri geldi panolarla beraber; orada bir alarm çaldığında otelin tamamında alarm çalar ve siz bu panoya baktığınızda hangi ünitede, işte 101 numaralı odada mı, kazan dairesinde mi, çamaşırhanede mi yangın olduğunu görür ve oraya doğru müdahale edersiniz. Şimdi siz dediniz ki: "Bir, duman dedektörlerinin çalıştığına dair elimizde bir belge yok, bilgi yok, veri yok. İkincisi de panonun olup olmadığına dair bir şey göremedik çünkü pano yok ortada ama bir kablo var." Şimdi, bu sistemleri kuran firmalara bu kabloyu getirseniz eminim ki size bu kablolardan yola çıkarak orada bir pano var mıydı, bu pano adrese dayalı bir sistem miydi yoksa daha eski bir sistem miydi, bu konuda size fikir verebilirler. İkincisi yani bunu ben de bilmiyorum, araştırdınız mı o konuda?
Son olarak da bu duman dedektörlerinin çalışmıyor olmasının sebebine gelirsek şimdi mesela bir tane şuradaki duman dedektörü var, burada yangın çıksa bu binanın tamamında alarm çalar. Diyelim ki bu duman dedektörleri, bu odadakiler arızalı. Duman buradan dışarıya çıktığında ilk ulaştığı duman dedektörü devreye girer. Yani otelin tümünün duman dedektörlerinin arızalı olması mümkün değildir. Sadece bir fonksiyon vardır burada, duman dedektörlerinin bağlı olduğu panoda "Alarmı devre dışı bırak" butonuna birisi dokunmuşsa yani bilerek devre dışı yapılmışsa o zaman işte o dokunan kişi de en büyük sorumlu hâline geliyor çünkü alarmın çalmasını kendisi engellemiş oluyor. Otele baktığımız zaman otelin odalarında balkon yok. Balkon olmayan odalarda kalanların tamamının Türk müşteri olduğunu düşünürsek ve Türklerin de sigara içme alışkanlıklarının çok yüksek noktada olduğunu görürsek bu odalarda müşterilerin sigara içmelerinden dolayı duman dedektörleri eğer birkaç defa devreye girmişse otelin yönetimi veya teknik servisin bir tanesi "Ya, ikide bir bunlar başımıza sıkıntı oluyor." deyip alarmı devre dışı bırakmıştır, dolayısıyla da sistem çalışmaz hâle gelmiştir diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Teşekkür ediyorum.
Şimdi cevap verecek hocalarımız hemen.
Buyurun.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ PROF. DR. LEVENT TRABZON - Şimdi ben daha da ileriye taşıyayım tespitlerinizi. Alarm sistemlerinde -sadece yangında değil- "zone" diye tabir edilen birleştirmeler yapılır. Aslında aşağıdan 12 tane kablo geliyordu, 12 bölgeden sinyal geldiğini anlıyoruz ama kaç tane dedektörden geldiğini bilemeyiz, katlarda birleştirme yapıp yani el ele tutuşturup, halkalar oluşturup o halkaları aşağıya taşımış olabilirler. Dolayısıyla özel olarak tekil bağlanmış bir dedektör yoksa hangi bölgede yangın çıktığını veya oradan sinyal geldiğini anlayabiliriz. Bölgesel olarak "Şurası çalsın, burası çalmasın." diye gruplandırabiliriz, bir düğmeyle, panik butonuyla aynı anda itfaiyeye, polise, ambulansa ve tüm o bölgede olanlara işaret verebiliriz; bu, evdeki alarmlarda da vardır, hırsız alarmlarında da vardır. Sonuçta bunlar aslında röledir, "aç-kapa" yapan, gelen fiziki büyüklüğü elektriksel sinyale dönüştüren, "aç-kapa" yapan sistemlerdir aslında. Tespitlerimizin o kısmında bu dedektörlerin var olduğunu, kablolamalarının standartlara uygun yapıldığının görüldüğünü ama bunların çalıştığına dair bir izlenimimizin olmadığını söylemiştik, dolayısıyla "Çalışmıyor." diyemiyoruz ama çalıştığına dair bir izlenimimiz yok, zaten görüntüler de bunu doğruluyor. Sosyal medyada ya da tanık ifadelerinde de gördüğümüz, mağdurların ifadelerinde de gördüğümüz, "Zaten biz alarm duymadık." şeklinde diyorlar. Zaten resepsiyonistin tam arkasında olan odada alarmla ilgili bir eğitim almış olsaydı -birinci seçenek ya da almışsa da aklına gelmemişse diye düşünelim- bir düğmeyle bütün oteli uyandırabilirdi ya da bilgi sahibi yapabilirdi tehlike konusunda, böylelikle tahliye hızlanabilirdi. Çünkü yangının çıkışının engellenmesi, çıktıysa yayılmasının engellenmesi, yayılması engellenemiyorsa söndürmenin gerçekleştirilmesi, olamıyorsa tahliyenin hızlandırılması vesair gibi arka arkaya gelen şeyler bunlar. Alarm burada, tabii, haberdar olma. Çünkü burada görüyorsunuz on dakikalık bir süre var aşağı yukarı, o on dakikalık süre içinde... Hatta şöyle söyleyeyim: 7'nci kata dumanın ulaşması ile koridorun tamamen gaz kaplanması dört dakika. Dolayısıyla bu dört dakikalık süre zaten ne kadar az vaktimiz olduğunu gösteriyor ki aileler var, 2 grup, anne bir çocuğu almış, baba bir çocuğu almış, "Ben bir eşofmanımı giyeyim." derken anne önden çıkıyor, o dumanda zehirleniyor, arka tarafta baba ile çocuk gidemedikleri için kurtuluyorlar, mesela gitmeyi düşünseler, gidebilseler onlar da gidecekler belki. Dolayısıyla burada alarm sistemlerinin çalıştığına dair bir izlenim yok ama devre dışı bırakılmış mıdır yoksa orada, amiyane bir tabirle çakma bir alarm sistemi mi vardır, onu bilemiyoruz. Bazen vardır, mesela, siren koyarsınız, aslında hiçbir yere bağlı değildir. Bazı kullanıcılar bunu tercih eder; yasak savmak için mi konulmuştur, onu bilemeyiz ama bunun denetlenmesi sırasında bir panik butonuna bastığında bu çalışıyor, tamam, her yerden sinyal geliyor ya da bazı şeyler sanal olarak test edilebilir, ısı dedektörü sanal olarak ısıya maruz bırakılarak tetik alınabilir ve sistem çalıştırılabilir. Dolayısıyla bu tip testler yapılmış olsa siz orada çalıştığından emin olduğunuz bir alarmın varlığından eminseniz kapatıldığını söyleyebilirsiniz ama bu durum da var, yok... Varlığıyla ilgili bir şeyimiz var, kablolamalar var. Evet, doğru ama "Çalışıyor." ya da "Devre dışı bırakıldı." demek için yeterli verimiz yok şu an için elimizde.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - Bir de gerekli testlerin yapıldığına ilişkin bir belgelendirme yok yani çok yetersiz. Mesela, itfaiye geldiği zaman bunun da çalışıp çalışmadığı... Dediğiniz gibi nasıl bir adresleme sisteminin yapılıp yapılmadığını kontrol etmesi lazım. Yani bu kapı zili gibi mi çalışıyor yoksa kodlayarak, adresleyerek mi çalışıyor, buna bakması lazım.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ PROF. DR. LEVENT TRABZON - Ayrıca da projede talep edilen bunu kim yaptı, nasıl çalışıyor, kaç zon var, kaç dedektör var, nerelere hangileri seri bağlandı, paralel bağlandı? Bunlarla ilgili de bilgi istemimize rağmen bizim elimize veri gelmedi.
GRAND KARTAL OTEL YANGINI BİLİRKİŞİSİ DR. HİKMET İSKENDER - Sayın Vekilim, bununla sorumlu olan, işte otel sahibi, genel müdür, yönetim müdürü diyelim neyse, muhasebe işlemleriyle alakalı mutlaka bir yatırım yapıldı, bu bir yerden alındı yani bunun faturası illaki vardır. Dolayısıyla onlara ulaşılması gerekiyor. O yüzden insanlar tutuklu zaten zaman içinde çıkacaktır diye düşünüyoruz ama şunu da söylemekte fayda var: Yüzlerce ifade gördük hem jandarmadan hem adliyeden alınan ifadeler. Hiçbirinde "Alarm duydum." yok, hiçbirinde yok. Tam tersi, işte, tanıyor oradan bir garson veya bir çalışanı, onu aramış, öbürü onu aramış, ayak seslerini duymuş. Dolayısıyla, hani böyle bir şey yok, böyle bir veri yok elimizde, alarmın çalıştığına dair.