KOMİSYON KONUŞMASI

KADEM METE (Muğla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, hem bir tespit, tutanaklara geçmesi açısından önemli görüyorum hem de Türker Bey'e biraz cevaben olacak.

Şimdi, ben, bir otel işletmecisiyim ve bu işi profesyonel yapıyorum, turizm işletmecilik, otelcilik fakültesi mezunuyum. Şimdi -bizim otelcilikte- Turizm Bakanlığına bağlı bir tesisiz biz. Daha önceden belediye belgeli tesisler vardı, Turizm Bakanlığına bağlı tesisler vardı. Şimdi bütün tesisler Turizm Bakanlığına bağlı hâle getirildi. Turizm Bakanlığına bağlı tesisler demek, bütün sorumluluğun Turizm Bakanlığına ait olduğu anlamına gelmez.

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Bizim sorunumuz...

KADEM METE (Muğla) - Bizim, bakın, müsaade edin.

Şimdi, bakın, bir oteli Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetliyor. Çalıştırdığımız personel eğer SGK'li değilse veya bordrosunda asgari ücret yazdığı hâlde fazla bir para alıyorsa, bu tespit de ortaya çıkarsa, bize Sosyal Güvenlik Kurumu ceza keser; Turizm Bakanlığıyla hiç alakası yoktur. Biz eğer tesisimizde gelen misafiri sistemimize kaydetmemişsek yani Emniyete kaydetmemişsek bunu da Emniyet fark ettiğinde... Ki bazen internetten veya sistemden arızalandığı zaman 02.00'ye kadar elle bütün müşterilerin isimlerini, T.C.'lerini yazıp Emniyete, karakola getirip vermemiz gerekiyor. Eğer vermezse kişi başına ceza yiyoruz. Bunun da Turizm Bakanlığıyla alakası yoktur.

Gelelim asansörlerimize; bizim asansörlerimizi Makina Mühendisleri Odası gelip denetliyor -dediğiniz gibi- mühürlerini basıyorlar yani o asansörde bir kaza, bir ihmal olursa bunun da yine Turizm Bakanlığıyla alakası yoktur.

Yani kısacası mantık şudur: Belgeyi veren denetimi yapar, belgesini vermediğiniz şeyin denetimini yapmak da sizin üstünüze düşmez. Yangınla ilgili belgeleri itfaiyeler verir, itfaiyelerin bağlı olduğu belediyeler verir. Bu belediyenin hangi partili olduğu da önemli değildir, belediyeden bahsediyorum. Denetleme yetkisi de o belediyededir. Bu elim kazadan sonra bile Turizm Bakanlığının girip de otelleri yangın açısından denetlemesi şu anda kanuni değildir çünkü Turizm Bakanlığının personel genelgesinde bu tip kalifiye eleman, teknik eleman da yoktur. Dolayısıyla, bundan sonra da olabilecek olan şeyleri yine itfaiyenin, dolayısıyla belediyelerin denetlemesi gerektiğini söylemek istiyorum ve şu anda sahada ciddi bir yetki karmaşası ve ciddi bir -tırnak içerisinde söylüyorum- maalesef bir cadı avı var. Yani itfaiyeler geliyorlar otelleri denetlemeye, şu anda hepsi bir telaş hâlinde, yemin ediyorum size, yangın mevzuatından bihaber olan itfaiye erleri şartlar koşuyorlar. Yaşadığım olayı söylüyorum, benim yaşadığım bölgede sprink sistemi yapıyor arkadaş şimdi oteline. İtfaiyeci geliyor, kontrole geliyor "Bakayım yaptın mı?" diyor. "Elektrik odasına niçin hat koymadın? Buraya da koyacaksın yoksa belgeyi imzalamam." diye şart koşuyor. Adam diyor ki: "Ya, elektrik odası burası, yüksek gerilim var." "Ben anlamam, koyacaksın." diyor ve koydurttular, inanır mısınız yani oraya da koydular. Bu adam "Yoksa belgeyi imzalamam." diyor.

Artı, bilirsiniz, bir inşaatta bir demir işinde, demirle yapılacak olan bir işte malzeme fiyatı kadar işçilik istenir inşaat sektöründe. Şimdi, mesela bu zikzak dediğimiz merdivenler yapılıyor, yangın merdivenleri; spiraller kalktı ya. Şimdi, gidiyorlar, demir malzemesi soruyorlar, 180 bin lira. Bu da yine rakamlarına kadar yaşanmış olaylar. Adama "Kaç paraya yaparsın?" diyoruz, "380 bin liraya yaparım." diyor. Yani 180 bin liralık malzemenin gideceği bir işi "380 bin liraya yaparım." diyor. Çünkü herkes böyle darboğazda, bir an önce herkes otelini revize etmeye çalışıyor ama tabii, böyle korkunç bir fırsatçılık var.

Hocam, son olarak özellikle size sormak istiyorum: Şimdi, otel odalarının kapılarının da yangın sertifikalı olması gerekiyor ama şu bir gerçek yani böyle zincir otelleri bir kenara koyalım, son üç beş yılda yapılan otelleri bir kenara koyalım, isterse dört yıldızlı otel olsun, yangın kapılarını on sene önce değiştirmişse kimse de denetlemiyor, kimse de şart koşmuyor ya, iyi de bir marka da hatta yapmıştır ama yangın sertifikası var mı yok mu sormamıştır otelci ve baktığımızda şimdi, o firmaya gidip de "Yahu yangın sertifikası var mıydı bu kapının?" dendiğinde "Yok vallahi." diye cevap alınıyor. Şimdi, şu anda Türkiye'deki otellerin tamamının oda kapılarını değiştirmeye kalksak, yangın sertifikalı kapı yapmaya kalksak yemin ediyorum bir yıldan önce yetiştirmeleri mümkün değil, böyle bir üretim yok Türkiye'de. Bu kadar sayıda kapı üretilmesi bile mümkün değil. O zaman şöyle bir şey çıkıyor: Avrupa'da kullanılan bir boya var yani herhangi bir yüzeye sürdüğünüzde onu işte yangına karşı bir süre koruyabildiği söyleniyor. Bu, Avrupa'da kullanılıyor ama Türkiye'de mevzuattan dolayı üretilmediğini öğrendik. Sizce -cisimlerle alakalı anladığım kadarıyla mesleğiniz- böyle bir boyanın, normal bir ahşap kapıya uygulanması sonucunda böyle bir sertifika edinilmesi, daha doğrusu sertifikayı bir kenara bırakalım, güvenli olabileceği söz konusu mudur?

Teşekkür ediyorum.