| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı'nın, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Güney Kıbrıs Rum kesiminde faaliyet gösteren AKEL Partisiyle yaptığı görüşme ile AKEL Partisi Genel Sekreteri Andros Kiprianu'nun yaptığı açıklamalara ve Türkiye'nin PYD politikasına ilişkin sorularıyla ilgili görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .01.2016 |
OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Sayın Başkan, pazartesi ve salı günleri yani dün ve önceki gün Cumhuriyet Halk Partisi Dışişleri Komisyonundan bir grup arkadaşla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bazı temaslarda bulunduk. Yine aynı tarihlerde Güney Kıbrıs Rum kesiminde faaliyet gösteren AKEL Partisi -ki oranın köklü partilerindendir, komünist partisidir- Sayın Başbakan Davutoğlu'yla İstanbul'da İl Başkanlığında bir görüşme yaptı. Şimdi, Kıbrıs'tan almış olduğumuz izlenimler çok olumsuz bu görüşmeyle alakalı. Tabii, biz siyasi partilerle görüştük ağırlıklı olarak. Birincisi, daha önceki dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık düzeyinde herhangi bir Güney Kıbrıs Rum kesimi siyasi partisiyle temas içinde olmuş mudur? Bunu öğrenmek istiyoruz.
İkincisi, AKEL Genel Sekreteri Kiprianu'nun yapmış olduğu açıklamalar var, o ziyaret sonrası Kıbrıs'a döndükten sonra yapmış olduğu açıklamalar var. O açıklamalar Kuzey Kıbrıs gazetelerinde, onlara birbirlerini çok yakından takip ettikleri için bütün detaylarıyla yer alıyor.
Ben oradaki açıklamalardan bazı bölümler okumak istiyorum çünkü bu, şu anda yürüyen Kıbrıs görüşmeleriyle alakalı Kuzey Kıbrıs'ta tereddüt duyulan bazı konuları da yansıtan ve onları kaşıyan ifadeler. Örneğin Kiprianu diyor ki... "Garantiler konusunda Türkiye'nin esnek bir tavır izlediğine dikkat çekti." Garantilerden kasıt, 1960 Anayasası'na atıfla 3 garantör ülkenin yani Türkiye'nin, Yunanistan'ın ve İngiltere'nin garanti hakları ve bu önümüzdeki süreçteki görüşmeler. "İstanbul ziyaretinin taktik belirlemelerine yardımcı olacağını iddia etti." Bunu Haravgi gazetesine yapmış olduğu açıklamalarda söylüyor. "Türkiye'nin güvenlikle ilgili konularda bugünkünden daha farklı bir rol oynamak istediğinin açık olduğunu ifade etti." Yani bugünkünden daha farklı derken 1974'te Kıbrıs Barış Harekâtı'na neden olan, daha doğrusu ona gerekçe oluşturan, Türkiye'nin müdahalesini gerekçelendiren garantilerin dışında bir garanti ya da hiç garantinin olmadığı bir ortamdan bahsediyor çünkü ifade çok net değil o açıdan.
Yine, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'yla yapmış olduğu görüşmede, Çavuşoğlu'nun Kiprianu'ya, Türkiye'nin, Türk garantilerinin bugünkü şekliyle devamında ısrar etmediğini söylediği ifade ediliyor. Yani bunu Sayın Çavuşoğlu söylemiş, en azından AKEL Genel Sekreteri Kiprianu'nun ifadesi bu.
Şimdi, buradan gelmek istediğimiz nokta şu... İlk soruyu sordum, ikinci soru: Şu anda Kıbrıs'ta görüşmeler yürüyor. Türkiye kamuoyunda da Kıbrıs'taki görüşmelerle ilgili olabildiğince düşük bir duyarlılık seviyesi var, hiç olmadığı kadar düşük bir duyarlılık seviyesi var, basında, televizyonlarda. Bu duyarlılık seviyesinin düşük bir oranda olması için Hükûmetin özel bir gayreti var mıdır? Bu da siyasi olan tarafı sorunun ve AKEL Genel Sekreterinin bahsetmiş olduğu garantiler konusunda şu anda Türkiye'nin duruşu nedir?
Teşekkür ediyorum.