| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .11.2014 |
ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Evet, Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, çok değerli Komisyon üyeleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, sözlerimin başında öncelikle bir değerler bütünlüğü içerisinde milletimiz, halkımız sizi ve yaşanan acılarda sizin göstermiş olduğunuz o duruş, o sağduyu, kamuoyunu anbean bilgilendiriyor olmanız ve tabii ki acılar içerisinde olan ailelerle beraber olup o ailelerin acısını paylaşıyor olmanızdan dolayı milletimiz, halkımız sizi çok daha iyi anlıyor, biz sizi anlıyoruz. Son derece değerler bütünlüğü içerisinde önemsenen insani ve vicdani tavrınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Biz bunun farkındayız. Bunun farkında olmak isteyenler, görmek isteyenler olaya nereden baktığıyla ilgilidir. Siz belki bir manada eleştiri getirebilirsiniz ama emin olunuz ki kamuoyunun vicdanlardaki yeri ve sizin bu duruşunuzla ilgili son derece önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.
Bir diğer konu, Sayın Bakanım, burada şu tartışmalar oluyor: Tartışmaların içerisinde bir tarafta elektriğin, enerjinin yokluğu içerisinde olan bir ülke, darlığı içerisinde olan bir ülke olarak kendimizi görüyoruz ve öyle, istatistikler ve rakamlar öyle. Peki, bunu nasıl gidereceğiz tartışması içerisinde "Efendim, nükleer santraller olmasın." Bu ülke yıllarca bunu tartıştı, hatta ideolojik manada da bunu tartıştı. Sanki sözüm ona sol bir fraksiyon bir ideolojik altyapıda "Nükleer enerji olmasın." veya öte tarafındaki bir cephe de "Olsun." anlamında tartıştı ama bugün buralara kadar geldi. Biz biliyoruz ki bu manada özellikle bir lobi var yani Türkiye'nin dışa bağımlılığının sürdürülmesi noktasında yıllarca bu lobiler olmuştur. Ama emin olunuz ki bu lobiler bizim ülkemiz açısından çok da pozitif manada durmuyor. Pozitif lobiler de vardır, bunu kabul görürüz. Fakat bugün enerjiyi ucuza satan ülkelerin başındakiler nükleer santralle enerji üreten ülkelerdir. Siz bunun çevre boyutuyla, siz bunun teknolojik boyutuyla, insani boyutuyla yatırımı yaparsanız çok önemlidir. Son derece gelişmiş teknolojilerle yaparsınız, bu son derece önemli.
Peki, öte taraftan, getirdiğimiz bir boyutta baktığımızda, hep günlerdir burada tartışıyoruz, cari açıkla ilgili enerjinin önemli bir yük getirdiğini de söylüyoruz. "Bunları nasıl halledeceğiz? Bunları nasıl çözeceğiz?" diye baktığımızda işte karşımıza bir de bu bakış açısı çıkıyor.
Bir diğer konu Sayın Bakanım, zatıalinizden, soru-cevap faslında tekrar söz almama adına, aslında sizin bu konuyla ilgili görüşlerinizi de almak istiyorum. Evet, çevre önemli, yeşil duyarlılık önemli ve zeytin ağaçlarıyla ilgili... Bu zeytin ağaçları ne kadar tutuyor? İkincisi, bizim orada enerji olarak düşündüğümüz o santralin aylar, yıllar itibarıyla ülke ekonomisine olan katkısının boyutu...
BAŞKAN - "Ne kadar tutuyor?" derken neyi sordunuz, bir açar mısınız.
ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Rakam olarak, parasal değer olarak.
BAŞKAN - Yırca'dakiler 20 ton, yıllık 110 bin lira.
ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Sayın Başkanım, ben biliyorum. Sayın Bakanımdan bunları özellikle Komisyonu bilgilendirmesi noktasında sesli düşündüm.
BAŞKAN - Ben söyleyeyim: 20 ton, yıllık 110 bin liradır bedeli.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir mantık olabilir mi?
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ne alakası var yani? Yaş kesen baş keser, biliyor musun?
ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Ama bir dakikanızı alayım arkadaşlar.
BAŞKAN - Sayın Gök de kendi görüşlerini paylaşıyor yani, müdahale etmeyin.
ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Bakınız, ben yeşile karşı veya yeşil kesilsin veya bu burada olsun, parasal bir ölçüm içerisinde değilim. Eğer siz bunu yaparsanız ben de on iki yılda bizim diktiğimiz ağaçların tek tek sayısını çıkarırım ki "Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman bu kadar ağaç, bu kadar yeşil alan oluşturulmamıştır." derim. Rakamları çıkarırım, bu tartışmaya girmeyelim.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Ya, ne zamandan beri kötü iyiye gerekçe oldu Hoca, ayıp ya!
ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Ama ben bir durum tespiti için sesli düşünme adına söylüyorum.
BAŞKAN - Sayın Keskin, son bir yılda kaç tane zeytin ağacı diktiniz?
ADNAN KESKİN (Denizli) - Yapılan bir kötülük nasıl bir başka şeyin gerekçesi olabilir?
ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Burada, Sayın Bakanım, bir yatırımcı kesim var.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir de ne kadar kestiğinizi söyleyin.
ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Biz yatırımcının düşmanı değiliz, biz sermayenin düşmanı değiliz; biz emekçiden de yanayız, biz emeğiyle geçinen, alın teriyle geçinen, alın teri kurumadan onun ücretinin verilmesi gereken bir anlayıştan geliyoruz. Orada hiçbir sıkıntımız yok. Birileri ne kadar emekçiyi savunuyorsa bilsin ki biz onlardan katbekat emekçiyi savunuyoruz. İnancımız da bize bunu emretmiş, biz bunun bilincindeyiz, sıkıntımız yok. Ama yatırımcı da yarın, öbür gün, biz yatırımcıyı boğalım, boğalım, bütün yasalarımızı ona göre oluşturalım, sonra ülkenin kalkınmasını ve büyümesini bekleyelim. Nasıl bir şey bekleyebiliriz biz? Özellikle bu konuda istatiksel bir manada yıllar itibarıyla burada yapılacak olan yatırımları sizden duymak isterim.
Bir başka konuyla ilgili, ben zatıalinizle ilgili, evet, burada ifade edildi diye, aslında sizin bunlara ihtiyacınız yok, benim de tarzım değil bunları söylemek. Ama kapınız anbean açık, size Doğu ve Güneydoğu milletvekilleri olarak ne zaman geldiysek boş dönmedik, en az bizim kadar soruna duyarlı ve bütün toplantılarınızı iptal edip o toplantıları gerçekleştirdiniz, bölgede de gerçekleştirdiniz, birçok ilde de toplantılar yaptınız. Fakat ben Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın bütçesinde de ifade ettim, aynı cümleyi ifade edeceğim. Bir yargısız infaza tabi tutuluyorsunuz. Neden? Bir yargı var diyoruz, efendim, Bakanlığın bir iç denetimi var diyoruz, dış denetimi var diyoruz. Bütün raporlar tutulacak, efendim, sorumlular varsa bulunacak. Ben öyle eminim ki ve sizden ve Hükûmetimizin içerisinde yer alan bakanlar eğer ki suçluluk noktasında kendileri varsa siyasal argümanlarla, biz istedik, biz zorladık, kamuoyuna mesaj verelim, ondan bir oy devşirme anlayışıyla bir istifa çıkaralım değil, gereğini zaten rahatlıkla bizim Hükûmetimiz ve sizler yaparsınız, biz onun bilincindeyiz, kamuoyu bunu biliyor, hamdolsun bu inançla yaşıyoruz. Bu manada da bölgede elbette ki sıkıntılar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın lütfen.
ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Bitireceğim.
Son derece, burada öz eleştiri noktasında, burada öneri noktasında, burada belki sesli düşünüp -ben de bazı notlarımı aldım- çok değerli milletvekili arkadaşlarım ifade ederken ama bireysel olmayıp insanların onuru her şeyin başındadır, onur her şeyin üstündedir. Eğer onura ait bir şey söylemiyorsak birçok haklı noktaların olduğunu ben de görüyorum. Burada çok kıymetli bürokrat arkadaşlarımız var, onlar da notlarını alıyor.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Hocam, biraz sonra sana onurla ilgili çok güzel örnekler vereceğim, hazırla kendini.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Her zaman hazırız.
ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Bakınız, burada çok önemli bir şekilde arkadaşlarımız not alıyor ve eksikliklerini görüyorlar, bunları da kendilerine Komisyonun bir katkısı olarak değerlendiriyorlar. Dolayısıyla, biz sesli düşündüğümüz zaman, bunları ortaya koyduğumuz zaman elbette ki bunlar önemlidir.
Ama ölümler bizim insanımız, Allah rahmet eylesin. Elbette ki acılar yaşanmıştır, elbette ki son derece büyük hadiselerdir. Bunları önemsemiyorsunuz da bunun üzerinde durmadınız da niçin burada bir vurgu yapmadınız gibi bir sonuç da çıkmasın. Acı hepimizin acısı. Buradan kendimize ait bir ders almamız gereken olay şuysa, hep beraber bir daha bu bedelleri ödememek üzere, bunun üzerinde yoğun bir şekilde... Bu Komisyonda son derece önemli tespitler yapılıyor, teknik bir Komisyon, buradaki bütün görüşleri de önemsiyorum. Bu manada da bütün görüşleri değerlendirip inşallah bir katkı sunmuş olur.
Bakanlığınızın bütçesinin bu kadar gergin ve acılar içerisinde tartışılıyor olmasının neticesinde şunu söylemek isterim: Bir daha ölümlerin yaşanmaması adına, insanlık onur ve haysiyetinin daha en güzel şekilde temsil olunmasına vesile olması adına hayırlı uğurlu olması dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.