| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/517) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 14 .01.2016 |
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, şu anda önümüzdeki süreçlerde devrim niteliğinde diye anılacak bir düzenleme yapıyorsunuz. Gerçekten de yarım zamanlı çalışmayı düzenleyen, özellikle annelerin çocuğun büyütülmesiyle ilgili olarak ailenin tamamının zamanını kullanma konusunda, çalışma esnekliği yaratma konusunda çok önemli düzenlemeler yapılıyor. Yapılıyor yapılmasına da biz burada gerçekten ne yaptığımızı bilmiyoruz. Bu bizim işimiz değil. Dönüyoruz dönüyoruz aynı şeylere gelip takılıyoruz, kafamızda bir sürü soru işareti "Aman bir yanlış yapmayalım burada. Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım." diye çırpınıp duruyorsunuz. Bizim burada yapacağımız bu uygulamanın kaynağını nereden karşılıyoruz? Uygun mudur, uygun değil midir, fondan veriliyorsa fonun amacına veya daha önceki belirlenmiş amaçlarına uygun mudur, bütün bunların hepsini Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşalım. Ama diğer konularla ilgili olarak gerçekten hangi yetkinliğimiz var, hangi uzmanlığımız var da biz bunun kararını veriyoruz. Önümüzde bir rapor yok, daha önce yapılmış bir çalışma yok. Bir devrim gerçekleştiriyorsunuz ama bunun hiç ilgisi olmayan birileriyle gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Gerçekten bunu yapmayın. Bakın, daha önceden çıkardığımız kanunlar daha mürekkebi kurumadan yeniden yeniden değiştirilmeye başlandı. Bu duruma düşmeyi ve bunu sürdürmeyi, bu durumunuzu sürdürmeyi bir noktada durduralım. Bu çok önemli bir olay, inanılmaz önemli bir olay. Bırakın, konunun taraflarının tamamı şu tartışmaların hepsine katılsın, ilgili komisyonlar bunu tartışsınlar, bu nasıl uygulanacak bakılsın. Buradan ortaya çıkabilecek sorunlar öncelikle belirlensin de onları giderelim. Hangi sorunun doğmayacağını veya doğacağını bilmiyoruz. Neye hizmet edeceğini bilmiyoruz. Birçok ülke bırakın kanun yapma süresindeki bu çalışmaları kanunu yaptıktan sonra bile bir yıl paralel uygulama yapar. Bir eski uygulama devam eder, bir de yeni uygulama devam eder onun yanında paralel olarak. Bakalım bu uygulama sırasında altından kalkılamayacak bazı belalar çıkıyor mu, çıkmıyor mu diye bakılır. O uygulamanın sonunda denir ki: "Evet, bu uygulamanın yürütülmesinde herhangi bir sakınca doğmadı, istediğimiz amaçlara hizmet ediyor, o zaman bunu kesin olarak yürürlüğe koyalım." Yok, sakınca çıkarsa da, bunları düzeltirler. Dünya böyle kanun yaparken ilk defa "yarım zamanlı çalışma" diye inanılmaz önemli bir düzenleme yapıyoruz, bunu bir ek maddeyle yapıyoruz üstelik de. Daha sonra geçici maddelerde bunu desteklemeye çalışıyoruz fakat gerçekten ne yaptığımızı bilmiyoruz. Bu, hepimiz açısından, hepimizin kafasında olan ama bir türlü dile getirip de "Ya, bunu erteleyelim şuralardan gelenlerden sonra ya da bu şekilde yapılmasını sağlayalım." diyemiyoruz niyeyse. Yine diyemeyeceğiz, yine bunu kabul edeceğiz, arkasından birkaç gün sonra gelen kanunla ilgili olarak da artık burada iyi niyetli olarak uğraşılan insanların kırılmaması adına ya da en azından yani hiç değilse "düzeltiliyor" deme adına yine bir şey diyemeyeceğiz. Şu uygulamaya karşı çıkan burada bir tane Allah'ın kulu yok, tek milletvekili yok. Yapılsın istiyoruz, yapılsın istiyoruz da yapacağımız şeyin herkes tarafından bilinmesini, bizim de içimize sinmesini istiyoruz. Bir anne düşünün, 21 yaşında başlamış, 3 tane çocuğu olmuş. İlkokul çağına kadar bütün bu izinlerin hepsini kullandığını düşünün. Hepsi beraber neredeyse 20 yıl yapıyor. Peki, buradan doğacak emekliliğiyle ilgili, özellikle emekliliğinde kazanacağı haklarla ilgili... Ha, "primlerini ödesin" olayı. O kadar kolay bir olay değil bu iş, "primlerini ödesin" olayı. Yarım maaşa düşmüş zaten, yarım maaşla beraber hem çocuğuna bakacak, masrafları artmış, şunu artmış, bunu artmış, bir de primlerini ödesin. Ne veriyorsunuz şimdi buna? Bir şey vermiyorsunuz ki. Yani verip ya da veriyormuş gibi yapıp yani "Bu olmaz kardeşim." diyorsunuz.
İkinci önemli olay: Bu kadar önemli bir olayda kanun yapıcı eğer kriterlerini koymuyorsa bu izinden yararlanma konusunda ve sınırsız olarak kalkıp da buradaki bütün düzenlemelerin hepsini "Bakanlıklar talep etsin, Bakanlar Kurulunun da onayıyla bu olay yürürlüğe girsin." diyorsanız kanun yapmış sayılmıyorsunuz, bu kanun değildir. Bu, Meclisin yetkisinin Bakanlar Kuruluna devredilmesidir. Neyini tartışıyorsunuz ki? Neyini tartışıyoruz o zaman? Buna izin vermeyin. Böyle bir düzenlemeyi kesinlikle ve kesinlikle destekliyor bu Parlamento hem de gurur duyarak destekliyor. Yarın birçok Avrupa ülkesi böyle bir düzenlemeyi duydukları zaman kıskanacaklar. Bunu gördükleri zaman değil düzenlemeyi duydukları zaman kıskanacaklar. Sonra bakacaklar ki "Yok ya, buradan bir şey çıkmaz." derler. Bu fırsatı kaçırmayın. Mademki böyle bir reform yapma fırsatını yakalamışsınız bu fırsatı harcamayın, doğru dürüst değerlendirin. Kıyamet kopsa 15 gün fark eder. 15 gün sonra bu düzenleme bütün toplumun işine yarar, büyük bir ihtimalle de bu konularda bir türlü düzenleme yapmayı becerememiş olan birçok Avrupa ülkesine de örnek olur.
Teşekkür ederim.