| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .11.2014 |
MELDA ONUR (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Bakan konuşmasının başlangıcında soru önergelerine verdiği cevap adedini söyledi, sanıyorum, 1.931 gibi rakam söylediniz yanılmıyorsam, yanılıyor da olabilirim. Onlardan bir tanesi şu anda benim elimde. Ben bunu şu tarihte sordum, 24 Nisan 2012'de. Kendisi de 10 Mayıs 2012 tarihinde cevaplamış. Hatırlarsınız, Aşkale'de bir gölette 5 tane işçi göletin içinde kalmış trafoları tamire giderken boğulup hayatlarını kaybettiler. Eş zamanlı olarak Sayın Çalışma Bakanına, Sayın İçişleri Bakanına, Sayın Orman ve Su İşleri Bakanına -sonuçta göletlerden o sorumlu- ve Sayın Enerji Bakanımıza bu konuyla ilgili son derece kapsamlı sorular yönelttim. Her birinden cevap geldi ve sorduğum sorular, inanın, 6-7 maddede, detaylı olarak, herkesin kendi konusuna göre. Sayın Bakanım, 7 tane soru sormuşum. Bunun içinde, o görüntüyü hatırlarsınız, trafoların gölün içinde kaldığını ve gölün içine nasıl yattığı görüntüyü eminim hatırlarsınız, buna dair sorulardı. Bana cevap olarak 1'den 7'ye kadar şu cümleyi kurmuşsunuz: "TEDAŞ Genel Müdürlüğünün özelleştirme kapsam ve programında bulunması sebebiyle söz konusu soruların Maliye Bakanlığından sorulmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir." Sayın Bakanım, eğer sondaki 1.931'inci 1 ben isem, bu soru ise ben bu cevabı reddediyorum, lütfen bunu 1 tane düşürün. Böyle bir cevap olamaz. Şunun için söylüyorum: Ben mi yanlış biliyorum, buradaki değerli Hazineci, Maliyeci arkadaşlarımız, bir özelleştirme kapsamı olduğunda bu özelleştirmeye konu olan Bakanlığın sorumluluğu bitiyor mu? Böyle bir şey olabilir mi? Yani, siz bir özelleştirmeyi yaptınız, maden, HES, şu, bu, bu sizin sorumluluğunuzdan çıkar mı? İşte bu zihniyettir ki bu ölümlere neden oluyor. Kaç gündür işte özel sektör zihniyeti... Dün hepiniz dizildiniz, işte paket açıklıyorsunuz iyisiyle kötüsüyle. İşte insan zihniyeti, özel sektör zihniyeti, şu zihniyeti... Sayın Bakanım, sizin zihniyetiniz değişecek ya, böyle bir zihniyet var mı? Yani, özel sektör, özelleştirme deyip atmak var mı? Ne yazık ki o günkü ölümlerin sebebi, müsebbibi de bu gevşek tutumdur, bugünküler de aynı şekildedir.
Şimdi size geçtiğimiz günlerde Meclisi ziyaret eden bir grup arkadaşımın bıraktığı bir dosyadan bahsedeceğim, Karadeniz'de çeşitli yaşam alanı ihlalleriyle ilgili olarak. Bakın, bu elimde bir dosya var, Bartın Platformunun, "Termiksiz yaşam istiyorum." diyor. Bu Amasra Tarlaağzı Köyü'nün dibinde yapılmaya çalışılan, yedi yıldır kaç kez yargıdan dönmesine rağmen... İnsanlar delirmek üzere. Ben bunu komisyon başkanlarımızla da görüştüm. Bilmiyorum burada Enerji Komisyonu Başkanınız var mı. Kendisi bu dosyayı aldı, konuyu dinlediğinde inanın ağzı açık kaldı, dedi ki: "Bunlar usulsüzlük, nasıl olur?" İnsanlar bunu belgeleriyle anlattı. Yani, öyle bir şirket düşünün ki hatta HEMA yedi yıldır arkadan dolanıyor. Her defasında durdurma var ve artık kayıtlarda tesisin yerini yanlış gösteriyor. Tesisisin yerini değiştirecek hâli yok, yerini yanlış göstererek yeniden onay alıyor. Şimdi, nereye kadar gider böyle bir şey? Ve gelen insanlar Enerji Komisyonu Başkanına dediler ki: "Ya, biz artık öyle bir noktaya geldik ki kafa göz yaracağız." Komisyon Başkanı "Aa, şiddetle hiçbir şey çözülmez." dedi. Yani, insanlar birden mi deliriyorlar Allah aşkına? Bu dosyayı size veremeyeceğim, bu benim kopyam. Sizden çok rica ediyorum, Enerji Komisyonu Başkanından, bu Tarlaağzı... Bakın, adı "Tarlaağzı". "Tarlaağzı" demek orada tarım yapıldığı anlamına geliyor, köyün adından belli. O köyü nasıl bitirebiliriz termik diye? Ve tamamen usulsüz, tamamen işte yerli kömür demesine rağmen ithal kömür. Bu dosyayı incelerseniz zaten göreceksiniz.
Konuyu aslında burada kesecektim ama demin değerli vekilin bir konuşması oldu, onun üzerine bir şey söylemek istiyorum. Şimdi, çeşitli lobilerden bahsediliyor. Lütfen şu lobi sendromundan bir kurtulalım. Önce bir işimizi doğru dürüst yapalım, sonra bakarız lobilere. Ayrıca, değerli arkadaşım, kesilen zeytin ağacı, bir zeytin ağacı senelerden oluşmuş ve o ailenin geçim kaynağı. Bakın, o bir ağaç değil, o aile o ağaçla çocuklarını okutuyor, büyütüyor, yetiştiriyor. Onu söküp yerine bilmem hangi firmaya verilen ihaleyle yurt dışından getirilen palmiye ağacını dikmek aynı şey değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen toparlayın.
MELDA ONUR (İstanbul) - Son cümlem efendim bu.
Yerine bir palmiye ağacı dikmek aynı şey değildir. 1 zeytin ağacı kesersiniz, 10 palmiye ağacı dikersiniz, hiçbir işe yaramaz. Bunun bir maliyet ölçüsü olamaz.
Teşekkür ederim.