KOMİSYON KONUŞMASI

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Evet, teşekkür ediyorum Başkanım.

Özellikle tartıştığımız konu itibarıyla itfaiyeci arkadaşlarımız da çok kutsal bir görev yapıyorlar. Elbette yangını konuşacağız Ednan Vekilim yani yangın söndürme kardeşlerimizin uzmanlık alanı. Dolayısıyla, ben geçen hafta yapmış olduğumuz değerlendirmelerden hareketle aslında bir iki şeyi sorup noktalamak istiyorum, uzun da sürüyor. Bazı konuları karıştırıyoruz Başkanım, risk yönetimi bizim asli, üstünde kafa yormamız gereken şey, mevcut yapı stokumuz, kamu binaları, otellerimiz yani daha yeni bir şehir yapmadan mevcut yerlerin güvenli olduğuna dair bizim kanaat getirmemiz lazım. Bunu hızlıca nasıl sağlayabiliriz? Yani atıyorum, Konya'da biraz önce Konya itfaiyesinden yetkili kardeşlerimiz burada her şeyi paylaştılar; bina yüksekliğinden işte taşra yapılanmasına kadar. Örneğin, şimdi geçen hafta da örneği verdim, yine vereceğim, kamu tecrübesi olan bilinçli bir insan 30 katlı bir binada yaşıyor, 7'nci katta yangın çıkıyor ve 23'üncü katta ne yapacağını bilmiyor, yangın merdiveninden inmiyor. Dolayısıyla şimdi sprinkler devreye girmeye girmiyor çünkü üst katta bir sıkıntı yok, alt katta bir sıkıntı var. Ama ne yapacağını bilmeyen bir toplum, ne yapacağını bilmeyen bir site sakini, ne yapacağını bilmeyen bir kamu çalışanı sizin bütün almış olduğunuz tedbirlerle ilgili sizi yine şu noktaya getiriyor: Oraya müdahale etmeniz gerekiyor. Yani şöyle bir şey diyemiyorsunuz: Ya, korkma kardeşim, bir şey olmaz, aşağıdaki sprinkler devreye girecek, işte duman oradan işte tahliye olacak, siz de çok rahat bir şekilde on beş dakika sonra asansörden ineceksiniz. Gerçek hayat böyle çalışmıyor. Dolayısıyla benim sormak istediğim şey şu: Bundan hareketle bir risk yönetimiyle alakalı, işte, gerekli olan çalışmayı gerek işte, derneğimiz gerek büyükşehir belediye itfaiye dairelerimiz yeniden Kartalkaya'dan sonra yaptılar mı, yapıyorlar mı?

İki: Bu sitelerin, kamu binalarının, AVM'lerin ve benzer kamuya açık yerlerin hepsinin kat otoparkları var yer altında ve şarj bölümleri var. Bizim birçok insanımızın artık elektrikli araçları var ve yanlış anlamayın, çok da yanlış bilmiyorsam elektrikli araçlarla ilgili yangın müdahalesinde siz tatbikat yapıyorsunuz ama hep açıkta yapıyorsunuz yani yeraltında, katlı otoparklarda yanan bir e-aracı söndürmek normal suyla mümkün mü? Dolayısıyla sprinklerin devreye girmesi yetiyor mu? Sizin oraya sokabilecek bir özel aracınız var mı? Genelde tavan yüksekliği 3 metreden yukarı değil. Şimdi bunu niye söylüyorum? Yarın bir gün yine böyle bir komisyon kuracağız, bu sefer de e-araç otoparkta yandı, ne yapalım orada da yönetmelikte açık vardı... Yani risk yönetiminin de mevcut gelişmelerle ilgili mevcut tüketim değişikliklerini de dikkate alarak yapılması gerektiğine inanıyorum. Eğitimde standart, teçhizatta standart sizin de belirttiğiniz gibi çok önemli ve kamu kaynaklarının doğru kullanılması önemli olduğu için sormak istiyorum: İzmir Belediyesinin -daha önce de sordum- "Bronto" diye -markası Rozenbauer de var- 2,4 milyon euroluk bir aracı var ve 104 metreye kadar müdahale yapabiliyor. Şimdi, bu bir prestij alımı mı yoksa bizim itfaiyeden gelen değerli temsilcilerimizin bunun her şeye rağmen, yüksekte müdahaleye en azından hazırlıklı olmamıza rağmen böyle bir alımın gerekli olup olmadığını da paylaşmasını doğrusu istiyorum. Zira, bu belediyeler arası bir yarışa da dönüşüyor, onun için veren Murat Vekilimin de müdahalesi çok önemli yani benim imkânım var, benim var, senin imkânın yok, senin yoktan ziyade nerede, ne istediğimizin, yüksek müdahalede de böyle bir şey eğer gerekiyorsa böyle bir standardın da geliştirilmesinin doğru olduğuna ben şahsen inanıyorum.

Yine, denetim noktasında, yangından koruma raporlarını özellikle yetkilendirilmiş tüzel kişiliklerin hazırlanması, daha sonra denetimlerin, işte iskân vermeden önce veya çalışma ruhsatı vermeden önce itfaiyeler tarafından yapılması gerektiğine inanıyorum. Yani plan ve projeyi uzman gözden geçirsin, uygulamasını yapı denetim gözden geçirsin, sadece ruhsat vermeden önce de itfaiye buna uyulmuş mu ona baksın, yoksa...

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İTFAİYE DAİRESİ BAŞKANI ALİ LEVENT ÇERİ - 2012'de kaldırılan şeyin tekrar devredilmesini istiyorsunuz değil mi Sayın Vekilim?

OĞUZ ÜÇÜNCÜ (İstanbul) - Oraya gitmemiz gerektiğine ben şahsen inanıyorum ve ekonomik ömürle ilgili, biraz önce yangın araçlarıyla ilgili çok güzel bir noktaya değinildi. Ekonomik ömrü dolsa bile bu araçların çoğu çok kilometre yapmıyor. Dolayısıyla ekonomik ömrü tükenmiş araçların özellikle tarım yangınlarıyla ilgili, gönüllü itfaiyecilikle ilgili kullanılmasını ben tavsiye ediyorum yani tedavülden kalkmasın. İyi bakımlı araçlar, itfaiye erleri de gözü gibi bakıyor bu araçlara ama gerçekten bir ekonomik ömür biçildikten sonra o araçların devamlı kullanımıyla ilgili bir düzenleme gerekebilir. Dışarıdan ithal etmekle ilgili yerli sanayimizi koruma noktasında bir hassasiyetimiz var ancak dışarıdan gerçekten özellikle hidrolik makas ve benzer şeylerin tedariki çok ucuz, teknolojik çok da yüksek teknolojik bir alet değil, bununla ilgili de bütün teçhizatın sağlanması, her ilçenin ve il itfaiyesinin de bizim bunumuz eksikten ziyade standarda uyan bir altyapının oluşmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Dışarıdan kullanılmış araç getirmek yasak, yerli sanayimizi korumanın, standartlara uygun dışarıdan ithalat yapmanın da ben önemli olduğunu düşünüyorum ama içeri getirdikten sonra, özellikle ekonomik hayat biçtikten sonra bunun gönüllü itfaiyeciliği destekleme noktasında, ilçe belediyelerini, imkânı az olan ilçe belediyelerini destekleme noktasında bir alan açabileceğine inanıyorum.

Teşekkür ediyorum.