KOMİSYON KONUŞMASI

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, değerli arkadaşlar; bu analık izni veya babalık iznini önemsiyorum ve önemli buluyorum. Burada, bir konuşmacı özellikle tabii, pozitif ayrımcılık veya hanımlarla ilgili şey yaptı ama maddenin tümünde ister anne ister baba, ikisinden birisi de hangisi isterse çocuğunun işte, okul yaşına kadar, eğitim süresine kadar izin alabileceği belirtiliyor. Sadece tek taraflı olmadığını ifade etmek istiyorum yani ona özellikle açıklık getirmek istiyorum. Hep konuşulurken sanki sadece anneler izin alacakmış veya annelere verilecekmiş gibi bir intiba oldu, orada öyle olmadığı, yasada, gözüküyor, onu açıklamak istiyorum.

İkincisi: Burada niye...

MUSA ÇAM (İzmir) - Pratikte öyle uygulanır mı Sayın Vekilim? Pratikte öyle olur mu?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Çocuğa baba daha yakınsa olur.

SEYİT TORUN (Ordu) - Kaç tane vardır?

MUSA ÇAM (İzmir) - Ya, olmaz işte.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bizim toplumumuza uygun bir şey mi bu Allah aşkına?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Yakınsa olur. Anne daha yakındır demek istiyorum. Efendim, olur olmaz ama o hakkı veriyoruz. Kullanılır kullanılmaz, o ailenin, annenin, babanın kararıdır. Ona bizim şimdi... Evladınızla ilgili kararı kendiniz vereceksiniz. Baba çalışmak, evde çocuğa bakmak istiyorsa baba gider, anne istiyorsa anne gider veya istemiyorlarsa ikisi çalışır, bakıcı tutarlar, o başka bir şey.

Şimdi, sevgili arkadaşlar, başka bir şey daha konuşmak istiyorum. Burada hekim arkadaşımız var, konuştuğu için söylüyorum. Ben cerrahım, tıp doktoruyum. Ameliyattayım, yarım gün çalışıyorum, öğlen on ikiye kadar. On ikide hastanın ameliyatı bitmedi. Veya başka bir boyutunu söyleyeyim: Yarım gün çalışıyorum. O bölgedeki hastanede tek doktorum. Peki, yarım günün sonunda ameliyat ettiğim hastayı öğleden sonra kim takip edecek?

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Biz de bunları soruyoruz zaten.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Bunun yolu o zaman Bakanlar Kuruluna veya idarecilere yetki vermektir, doğru diyorsunuz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Hayır, efendim öyle demiyoruz, yasayı düzenleyin diyoruz.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Kriterleri olsun.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Doğru diyorsunuz. Onun için oradaki idareciye veya Bakanlar Kuruluna yetki vermektir, doğru diyorsunuz, evet diyorsunuz yani çünkü tasdik ediyorsunuz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Hayır, hayır, olağanüstü durumları bilirsiniz.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Şunu demek istiyorum: Bence elzem olan idarenin de bu konuda tasarrufu olmalıdır kanaatini taşıyorum.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Yani idarenin tasarrufunu kanunla belirleyin.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Kanunla, kanunla zaten.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Hayır, Bakanlar Kuruluna veriyorsunuz, kanunla verin.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Efendim, şimdi, kanunla nasıl yapacağız? Bana şunu ifade edebilir misiniz? Nasıl yapacağız? Benim ameliyatım sekiz saat sürüyor, ben de o gün beş saat çalışıyorum, üç saati nasıl yapacağız? Hastayı masada mı bırakacağım?

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Böyle şey olur mu Sayın Vekilim?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Efendim, ben yaşadım. Benim saatim, bak...

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Öyle bir şey olur mu? Hekim böyle bir şey yapar mı?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Yapanları istersen anlatayım. SSK Hastanesinde görevli hemşireler kendi arasında -ben başhekim olarak atandım- bölmüşler, "Biz üç saatten fazla çalışmayız." Sendika öyle bir karar vermiş. Üçüncü saati ameliyatın ortasında pat hemşire çıkıyor, başka biri giriyor. "Kızım nereye?" "Benim sürem doldu."

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bir bakan gidiyor, bir bakan geliyor.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Yani, orada yatan babası, anası, kardeşi, kızı olsa süresi dolar mı?

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Aynı şey burada var efendim.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Efendim, yok yok. Onun için burada ben bunu destekliyorum, ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim.